| 1 |
positively |
olumlu yönde |
adv. |
|
- In this way, this directive will positively promote transparency throughout the EU.
- Bu şekilde, bu direktif AB genelinde şeffaflığı olumlu yönde teşvik edecektir.
- This has positively influenced all administrative and financial aspects of the Commission's work.
- Bu durum Komisyonun çalışmalarının tüm idari ve mali yönlerini olumlu yönde etkilemiştir.
- This has positively influenced all administrative and financial aspects of the Commission's work.
- Bu durum Komisyon'un çalışmalarının tüm idari ve mali yönlerini olumlu yönde etkilemiştir.
- The reform is progressing positively.
- Reform olumlu yönde ilerlemektedir.
- This will also positively influence co-operation on CFSP matters.
- Bu aynı zamanda ODGP konularındaki işbirliğini de olumlu yönde etkileyecektir.
- Although every person's body chemistry is different, the supplement is guaranteed to positively effect brain function.
- Her insanın vücut kimyası farklı olsa da, takviyenin beyin fonksiyonlarını olumlu yönde etkilemesi garantidir.
Show More (3)
|
| 2 |
positively |
olumlu bir şekilde |
adv. |
|
- A Budget year can positively teem with supplementary and amending budgets and much carrying-over of appropriations.
- Bir bütçe yılı, ek ve değişiklik bütçeleri ve çok sayıda ödenek devri ile olumlu bir şekilde dolup taşabilir.
- I wish that the Chinese authorities had responded consistently and positively to that overture from the Dalai Lama.
- Keşke Çinli yetkililer Dalai Lama'nın bu çağrısına tutarlı ve olumlu bir şekilde yanıt vermiş olsalardı.
- The report talks positively about the industry and future objectives.
- Raporda sektörden ve gelecekteki hedeflerden olumlu bir şekilde bahsediliyor.
- We must deal with this situation by shaping it positively.
- Bu durumu olumlu bir şekilde şekillendirerek ele almalıyız.
Show More (1)
|
| 3 |
positively |
kesinkes |
adv. |
|
- In many spheres, the imagination of regulators is positively inexhaustible.
- Birçok alanda düzenleyicilerin hayal gücü kesinlikle tükenmez.
- This is quite unjustifiable and so seems positively wilful.
- Bu oldukça haksız ve bu yüzden kesinlikle kasıtlı görünüyor.
- You look positively haggard.
- Sen kesinlikle bitkin görünüyorsun.
Show More (0)
|
| 4 |
positively |
pozitif yönde |
adv. |
|
- Although every person's body chemistry is different, the supplement is guaranteed to positively effect brain function.
- Herkesin vücut kimyası farklı olsa da bu takviyenin beyin fonksiyonlarını pozitif yönde etkilemesi garantidir.
Show More (-2)
|
| 5 |
positively |
olumlu biçimde |
adv. |
|
- Learn to think positively.
- Olumlu biçimde düşünmeyi öğrenin.
Show More (-2)
|
