|
- The ransom wanted by the kidnappers who abducted the boy was too much.
- Çocuğu kaçıran fidyecilerin istediği fidye çok fazlaydı.
- It has been proved that a dedicated few can hold a majority to ransom.
- Adanmış bir azınlığın çoğunluğu fidye için elinde tutabileceği kanıtlanmıştır.
- No ransom has been demanded.
- Herhangi bir fidye talep edilmemiştir.
- Producers in the UK are being held to ransom by the USA.
- Birleşik Krallık'taki üreticiler ABD tarafından fidye olarak tutulmaktadır.
- Tom withdrew three hundred thousand dollars from the bank to pay the ransom.
- Tom fidyeyi ödemek için bankadan üç yüz bin dolar çekti.
- Tom refused to pay the ransom.
- Tom fidyeyi ödemeyi reddetti.
- Tom paid the ransom.
- Tom fidyeyi ödedi.
- The hijacker demanded a ransom of two million dollars.
- Gaspçı, iki milyon dolarlık bir fidye talep etti.
- Tom immediately agreed to pay the ransom.
- Tom fidyeyi ödemeyi kabul etti hemen.
- Tom immediately agreed to pay the ransom.
- Tom hemen fidyeyi ödemeyi kabul etti.
- The gang agreed to release Tom for a ransom of $100,000.
- Çete 100.000 dolar fidye için Tom'u serbest bırakmayı kabul etti.
- Fadil received a ransom note.
- Fadıl bir fidye notu aldı.
- Sami kidnapped people for ransom.
- Sami fidye için insan kaçırdı.
- Tom and Mary agreed to pay a ransom to have their daughter released.
- Tom ve Mary kızlarının serbest bırakılması için bir fidye ödemeyi kabul etti.
- The gang agreed to release Tom for a ransom of $100,000.
- Çete 100.000 dolar fidye karşılığında Tom'u serbest bırakmayı kabul etti.
- Tom and Mary agreed to pay a ransom to have their daughter released.
- Tom ve Mary kızlarının serbest bırakılması için fidye ödemeyi kabul ettiler.
Show More (13)
|