| 1 |
reason with |
ikna etmeye çalışmak (mantık yoluyla) |
v. |
|
- I tried to reason with her.
- Onu ikna etmeye çalıştım.
- Don't try to reason with people like Tom.
- Tom gibi insanları mantıkla ikna etmeye çalışma.
- Let's try to reason with them.
- Onları ikna etmeye çalışalım.
- I've tried to reason with them.
- Onları ikna etmeye çalıştım.
- I've tried to reason with him.
- Onu ikna etmeye çalıştım.
- I was going to try to reason with Tom.
- Tom'u ikna etmeye çalışacaktım.
- The three hyenas sat in a circle, reasoning with one another.
- Üç sırtlan birbirlerini ikna etmeye çalışarak bir daire içinde oturdu.
- I tried to reason with them.
- Onları ikna etmeye çalıştım.
- Tom is trying to reason with Mary.
- Tom Mary'yi ikna etmeye çalışıyor.
- There's no use trying to reason with Tom.
- Tom'u mantıklı bir şekilde ikna etmeye çalışmanın faydası yok.
- Tom tried to reason with Mary.
- Tom, Mary'yi ikna etmeye çalıştı.
- I've tried to reason with you.
- Seni ikna etmeye çalıştım.
- Tom tried to reason with Mary.
- Tom Mary'yi ikna etmeye çalıştı.
- I tried to reason with him.
- Onu ikna etmeye çalıştım.
- I've tried to reason with her.
- Onu ikna etmeye çalıştım.
- I tried to reason with Tom.
- Tom'u ikna etmeye çalıştım.
- There's no use reasoning with Anne now.
- Anne'yi şimdi ikna etmeye çalışmanın yararı yok.
- I've tried to reason with Tom.
- Tom'u ikna etmeye çalıştım.
- I can try to reason with Tom.
- Tom'u ikna etmeye çalışabilirim.
- I tried to reason with you.
- Seni ikna etmeye çalıştım.
Show More (17)
|
| 2 |
reason with |
ikna etmek |
v. |
|
- Tom can't be reasoned with.
- Tom'u ikna edemezsin.
- Tom can be reasoned with.
- Tom ikna edilebilir.
- There's no use reasoning with Anne now.
- Artık Anne'i ikna etmenin bir faydası yok.
- It's impossible to reason with a drunk.
- Bir sarhoşu ikna etmek imkansızdır.
- How do we reason with Tom?
- Tom'u nasıl ikna edeceğiz?
- You have to help me reason with Tom.
- Tom'u ikna etmeme yardım etmelisin.
- I'm sure we'll be able to reason with Tom.
- Tom'u ikna edebileceğimize eminim.
- You can't reason with Tom.
- Sen Tom'u ikna edemezsin.
- You can't reason with them.
- Onları ikna edemezsin.
- You can't reason with a drunk.
- Bir sarhoşu ikna edemezsin.
- I can reason with Tom.
- Tom'u ikna edebilirim.
- How do we reason with her?
- Onu nasıl ikna edebiliriz?
- I can try reasoning with Tom.
- Tom'u ikna etmeyi deneyebilirim.
- You can't reason with Tom.
- Tom'u ikna edemezsin.
- I'm sure we'll be able to reason with Tom.
- Tom'u ikna edebileceğimizden eminim.
- You have to help me reason with Tom.
- Tom'u ikna etmemde bana yardımcı olmalısın.
- Tom can't be reasoned with.
- Tom ikna edilemez.
- It's a waste of time to reason with a child.
- Bir çocuğu ikna etmek zaman kaybıdır.
Show More (15)
|
| 3 |
reason with |
inandırmaya çalışmak |
v. |
|
- How do we reason with Tom?
- Tom'u nasıl inandırmaya çalışırız?
Show More (-2)
|
