recognize - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
recognize tanımak v.
  • Are you sure your diploma is recognized in Europe?
  • Diplomanızın Avrupa'da tanındığından emin misiniz?
  • Sorry, I couldn't recognize you with the hat and glasses.
  • Kusura bakmayın, şapka ve gözlükle sizi tanıyamadım.
  • He stated that the Palestinians should recognize Israel as the Jewish national state with an undivided Jerusalem.
  • Filistinlilerin İsrail'i bölünmemiş bir Kudüs'e sahip Yahudi ulusal devleti olarak tanımaları gerektiğini belirtti.
Show More (645)
recognize fark etmek v.
  • Galen recognized that the arteries contain blood and not merely air.
  • Galen atardamarların sadece hava değil kan da içerdiğini fark etmiştir.
  • He recognizes his fault.
  • O, hatasını fark eder.
  • The windows were too steamed up to be able to recognize something.
  • Pencereler bir şeyi fark edemeyecek kadar buğulanmıştı.
Show More (10)
recognize kabul etmek v.
  • To recognize that it is normal to feel overwhelmed as a new mother is crucial.
  • Yeni bir anne olarak bunalmış hissetmenin normal olduğunu kabul etmek çok önemlidir.
  • You should recognize that you're not a scientist.
  • Bir bilim adamı olmadığını kabul etmen gerekir.
  • He recognizes his fault.
  • Hatasını kabul ediyor.
Show More (4)
recognize bilmek v.
  • Layla didn't recognize Sami's car.
  • Leyla, Sami'nin arabasını bilmiyordu.
  • Everyone recognizes the problem, but no one talks about it.
  • Herkes problemi bilir ama hiç kimse onun hakkında konuşmaz.
  • Man dies for the sake of the one who recognizes his worth.
  • İnsan, değerini bilen biri uğruna ölür.
Show More (4)
recognize farkına varmak v.
  • Tom recognized the writing on the wall.
  • Tom duvardaki yazının farkına vardı.
  • Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
  • Bir hatanın farkına varmadan onu tekrarlamak, hataların en büyüğüdür.
  • You must recognize your failure.
  • Başarısızlığının farkına varmalısın.
Show More (0)
recognize resmen tanımak v.
  • Two years after his death, France officially recognized his system.
  • Ölümünden iki yıl sonra Fransa onun sistemini resmen tanıdı.
  • Two years after his death, France officially recognized his system.
  • Ölümünden iki yıl sonra, Fransız hükümeti onun sistemini resmen tanıdı.
Show More (-1)
recognize anlamak (önemini/gerçekliğini/değerini) v.
  • I'm sorry, but I don't recognize the language you're speaking.
  • Üzgünüm ama konuştuğunuz dili anlamıyorum.
  • I didn't recognize what it was.
  • Ne olduğunu anlayamadım.
Show More (-1)
recognize takdir etmek v.
  • The literary community recognized the First Lady's book.
  • Edebiyat camiası First Lady'nin kitabını takdir etti.
Show More (-2)
recognize takdir görmek v.
  • The general was recognized for his service to the nation.
  • General ulusa yaptığı hizmetlerden dolayı takdir gördü.
Show More (-2)