|
- Too bad there was not enough rope for you to hang yourself with.
- Kendini asmana yetecek kadar ipin olmaması çok kötü.
- Sami used a horse rope to strangle Layla.
- Sami, Leyla'yı boğmak için bir at ipi kullandı.
- He was tied to the tree with a rope.
- Ağaca bir iple bağlanmıştı.
- Sami gave Layla a rope to hang herself.
- Sami, Layla'ya kendini asması için bir ip verdi.
- Grab the end of this rope.
- Bu ipin ucundan tut.
- Tell the helicopter pilot to throw down a rope!
- Helikopter pilotuna ip atmasını söyle!
- I only have fifty meters of rope.
- Sadece elli metre ipim var.
- Tom was at the end of his rope.
- Tom ipin ucundaydı.
- Throw me that rope.
- Şu ipi bana at.
- Tom strangled Mary with a rope.
- Tom, Mary'i bir iple boğdu.
- He strung a rope between the two trees.
- İki ağacın arasına bir ip gerdi.
- Tom asked me to look for some rope.
- Tom benden ip aramamı istedi.
- This rope is 200 yen a meter.
- Bu ipin metresi 200 yen.
- Could you splice these two pieces of rope together for me?
- Bu iki ip parçasını benim için birleştirebilir misin?
- Don't pull another rope.
- Başka ip çekme.
- Don't pull another rope.
- Başka ipi çekmeyin.
- I only have fifty meters of rope.
- Sadece 50 metre ipim var.
- How long will this rope hold?
- Bu ip, ne kadar dayanır?
- This rope is poorly attached.
- Bu ip kötü bağlanmış.
- This rope isn't long enough.
- Bu ip yeterince uzun değil.
- This rope isn't strong enough.
- Bu ip yeterince güçlü değil.
- Throw me that rope.
- Bana o ipi at.
- Tom threw Mary a rope.
- Tom Mary'e bir ip attı.
- That rope has to be coiled.
- Bu ipin sarılması gerekiyor.
- She held a rope.
- O bir ip tuttu.
- Don't mention rope in the home of a hanged man.
- Asılan bir adamın evinde ipten bahsetmeyin.
- What kind of rope is this?
- Bu ne tür bir ip?
- He caught hold of a rope and saved himself.
- İpi yakaladı ve kendini kurtardı.
- You should take this rope with you, just in case you need it.
- İhtiyacın olursa diye bu ipi yanına almalısın.
- This rope is really durable.
- Bu ip gerçekten dayanıklı.
- She pulled a rope.
- Bir ip çekti.
- Tom was tied with a yellow nylon rope.
- Tom sarı renkli naylon bir iple bağlandı.
- Whatever you do, don't pull this rope.
- Ne yaparsan yap, bu ipi çekme.
- This rope is very tough.
- Bu ip çok sağlam.
- I've got a rope in my trunk.
- Bagajımda bir ip var.
- This rope is strong, isn't it?
- Bu ip sağlam, değil mi?
- I'm at the end of my rope.
- İpin ucundayım.
- He strung a rope between the two trees.
- O, iki ağaç arasına bir ip germiş.
- Could you splice these two pieces of rope together for me?
- Bu iki parça ipi benim için birbirine ekler misin?
- That rope has to be coiled.
- O ip sarılmak zorunda.
- Sami used a horse rope to strangle Layla.
- Sami, Layla'yı boğmak için bir at ipi kullandı.
- Do you think this rope is strong enough?
- Bu ipin yeterince sağlam olduğunu düşünüyor musun?
- This rope is 200 yen a meter.
- Bu ipin bir metresi 200 yen.
- No matter what you do, don't pull this rope.
- Ne yaparsan yap, bu ipi çekme.
- Tom strangled Mary with a rope.
- Tom bir iple Mary'yi boğdu.
- Tom asked me to buy some rope.
- Tom benden ip almamı istedi.
- Tom looped a rope around the horse's neck.
- Tom atın boynuna bir ip doladı.
- This rope is very tough.
- Bu ip çok sert.
- Don't mention rope in the home of a hanged man.
- Asılmış bir adamın evinde ipten söz etmeyin.
- Tom threw Mary a rope.
- Tom Mary'ye bir ip attı.
- Tom asked me to look for some rope.
- Tom biraz ip aramamı istedi.
- She held a rope.
- Bir ip tuttu.
- How long will this rope hold?
- Bu ip, ne kadar tutacak?
- A rope was thrown into the water.
- Suya bir ip atıldı.
- The burglar tied my hands behind my back with a rope.
- Hırsız ellerimi bir iple arkamdan bağladı.
- You should take this rope with you, just in case you need it.
- Her ihtimale karşı ona ihtiyacınız olur diye, bu ipi yanınıza almalısınız.
- He was tied to the tree with a rope.
- Bir iple ağaca bağlıydı.
- Tom was tied with a yellow nylon rope.
- Tom sarı naylon bir iple bağlanmıştı.
- The river is six miles deep in some areas and the only way to cross it is using a pulley and a rope.
- Nehir bazı bölgelerde 6 mil derinliğinde ve onu geçmenin tek yolu makara ve ip kullanmak.
- Tom asked me to buy some rope.
- Tom biraz ip almamı istedi.
- The river is six miles deep in some areas and the only way to cross it is using a pulley and a rope.
- Nehir bazı bölgelerde altı mil derinliğinde ve onu geçmenin tek yolu bir kasnak ve bir ip kullanmak.
- Do you think this rope is strong enough?
- Sence bu ip yeterince güçlü mü?
- This rope is strong, isn't it?
- Bu ip güçlüdür, değil mi?
- This rope is very weak.
- Bu ip çok zayıf.
Show More (61)
|
