Tureng - sponsor - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	sponsor	sponsor	n.
	The local tennis team is looking for a new sponsor. Yerel tenis takımı yeni bir sponsor arıyor. The marathon runner chose the car company as his sponsor. Maraton koşucusu sponsoru olarak otomobil firmasını seçti. Sponsors can exercise pressure on clubs. Sponsorlar kulüpler üzerinde baskı uygulayabilir. I am happy to be one of the sponsors of Sara Méndez and her lost child. Sara Méndez ve kaybettiği çocuğunun sponsorlarından biri olmaktan mutluluk duyuyorum. So the film is about the marketing of movies, and I want to be a sponsor. Yani film, filmlerin pazarlanmasını konu alıyor ve ben de sponsor olmak istiyorum. So the film is about the marketing of movies, and I want to be a sponsor. Yani film, filmlerin pazarlanmasıyla ilgili ve ben de sponsoru olmak istiyorum. So the film is about the marketing of movies, and I want to be a sponsor. Yani bu film, sinema filmlerinin pazarlanması hakkında ve ben sponsor olmak istiyorum. And now a word from our sponsor. Ve şimdi sponsorumuzdan bir haber var. My sponsor was willing to agree to my suggestion. Sponsorum önerimi kabul etmeye istekliydi. Prospectuses must be signed by two sponsor representatives. Prospektüsler iki sponsor temsilcisi tarafından imzalanmalıdır. Funding for this program was provided by the following sponsors. Bu programın finansmanı aşağıdaki sponsorlar tarafından sağlanmıştır. My sponsor was willing to agree to my suggestion. Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi. All the expenses will fall on the sponsor. Tüm masraflar sponsora ait olacak. Show More (10)
2	sponsor	destekçi	n.
	The group of parliaments was criticized publicly for being sponsors of the new tax laws. Meclis grubu, yeni vergi kanunlarının destekçisi oldukları için kamuoyu tarafından eleştirildi. The Union utterly condemns the perpetrators and sponsors of these acts of barbarism. Birlik, bu barbarlık eylemlerinin faillerini ve destekçilerini şiddetle kınamaktadır. Show More (-1)
3	sponsor	kefil	n.
	Eugene's brother refused to be his sponsor for his visa application. Eugene'in erkek kardeşi vize başvurusu için kefil olmayı reddetti. Show More (-2)
4	sponsor	vaftiz babası	n.
	She paid a visit to Mr. Cobain, who is her sponsor. Vaftiz babası olan Bay Cobain'i ziyaret etti. Show More (-2)
5	sponsor	sponsorluğunu üstlenmek	v.
	The bank has decided to sponsor modern art exhibitions. Yarışmanın sponsorluğunu British Airways üstlendi. Show More (-2)
6	sponsor	parasal destek sağlamak	v.
	The technology firm sponsors a significant number of talented university students. Teknoloji firması, önemli sayıda yetenekli üniversite öğrencisine parasal destek sağlıyor. Show More (-2)
7	sponsor	desteklemek	v.
	Sponsoring the new property law was a plus to his credentials. Yeni mülkiyet yasasının desteklemesi referansları açısından bir artı oldu. Show More (-2)
8	sponsor	kefil olmak	v.
	His aunt living in Germany, agreed to sponsor Rose. Almanya'da yaşayan teyzesi Rose'a kefil olmayı kabul etti. Show More (-2)
9	sponsor	sponsor olmak	v.
	The bank has decided to sponsor modern art exhibitions. Yarışmaya British Airways sponsor oldu. Show More (-2)

	Anglais	Turc
1	sponsor	sponsor	n.
	The local tennis team is looking for a new sponsor. Yerel tenis takımı yeni bir sponsor arıyor. The marathon runner chose the car company as his sponsor. Maraton koşucusu sponsoru olarak otomobil firmasını seçti. Sponsors can exercise pressure on clubs. Sponsorlar kulüpler üzerinde baskı uygulayabilir. I am happy to be one of the sponsors of Sara Méndez and her lost child. Sara Méndez ve kaybettiği çocuğunun sponsorlarından biri olmaktan mutluluk duyuyorum. So the film is about the marketing of movies, and I want to be a sponsor. Yani film, filmlerin pazarlanmasını konu alıyor ve ben de sponsor olmak istiyorum. So the film is about the marketing of movies, and I want to be a sponsor. Yani film, filmlerin pazarlanmasıyla ilgili ve ben de sponsoru olmak istiyorum. So the film is about the marketing of movies, and I want to be a sponsor. Yani bu film, sinema filmlerinin pazarlanması hakkında ve ben sponsor olmak istiyorum. And now a word from our sponsor. Ve şimdi sponsorumuzdan bir haber var. My sponsor was willing to agree to my suggestion. Sponsorum önerimi kabul etmeye istekliydi. Prospectuses must be signed by two sponsor representatives. Prospektüsler iki sponsor temsilcisi tarafından imzalanmalıdır. Funding for this program was provided by the following sponsors. Bu programın finansmanı aşağıdaki sponsorlar tarafından sağlanmıştır. All the expenses will fall on the sponsor. Tüm masraflar sponsora ait olacak. My sponsor was willing to agree to my suggestion. Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi. Show More (10)