|
- We also know that up to 100 000 children may die this winter unless adequate supplies reach them in the coming weeks.
- Ayrıca önümüzdeki haftalarda yeterli malzeme ulaşmazsa bu kış 100.000 kadar çocuğun ölebileceğini biliyoruz.
- Both in terms of infection and the maintenance of supplies, the protection of patients has the highest priority.
- Hem enfeksiyon hem de malzemelerin bakımı açısından hastaların korunması en yüksek önceliğe sahiptir.
- Without supplies, their health and their lives can be at risk.
- Malzemeler olmadan sağlıkları ve hayatları risk altında olabilir.
- Implementing this technology can also make supplies more secure.
- Bu teknolojiyi uygulamak malzemeleri de daha güvenli hale getirebilir.
- A further prerequisite, however, is that the Taliban should allow supplies to reach those who need them.
- Ancak bir diğer ön koşul da Taliban'ın malzemelerin ihtiyacı olanlara ulaşmasına izin vermesidir.
- Therefore, you may want to buy all your supplies at once.
- Bu nedenle, tüm malzemelerinizi hemen satın almak isteyebilirsiniz.
- We manage to trade the remaining décor for food and supplies.
- Geriye kalan dekoru yiyecek ve malzeme karşılığında takas etmeyi başarıyoruz.
- Why don't you go and buy some supplies?
- Neden gidip biraz malzeme almıyorsun?
- We need supplies.
- Malzemeye ihtiyacımız var.
- They had to buy their supplies in New York.
- Malzemeleri New York'tan almak zorunda kaldılar.
- Bring your own supplies.
- Kendi malzemelerinizi getirin.
- Computer supplies are very expensive in Japan.
- Japonya'da bilgisayar malzemeleri çok pahalıdır.
- Tom went into town to buy some supplies.
- Tom bazı malzemeler almak için kasabaya gitti.
- The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremzedelere malzeme dağıtacak.
- Tom went downtown to buy supplies.
- Tom malzeme almak için şehir merkezine gitti.
- I need supplies.
- Malzemeye ihtiyacım var.
- The southern army needed men and supplies.
- Güney ordusunun adama ve malzemeye ihtiyacı vardı.
- The food supplies will not hold out till then.
- Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.
- Sami works for a company that sells interior decoration supplies.
- Sami, iç dekorasyon malzemeleri satan bir firma için çalışıyor.
- I need some new supplies.
- Bazı yeni malzemelere ihtiyacım var.
- Sami works for a company that sells interior decoration supplies.
- Sami iç dekorasyon malzemeleri satan bir şirket için çalışıyor.
- Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
- Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.
- Let's get those supplies loaded on the truck.
- Bu malzemeleri kamyona yükletelim.
- Unfortunately, the food supplies gave out before the end of winter.
- Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti.
- I'm here to buy supplies.
- Malzeme almaya geldim.
- They burned the captured supplies.
- Ele geçirilen malzemeleri yaktılar.
- Where would you like your supplies?
- Malzemelerinizi nerede istersiniz?
- Where would you like your supplies?
- Malzemelerini nereye koymamı istersin?
- Tom needed some fresh supplies.
- Tom'un taze malzemeye ihtiyacı vardı.
- Have you checked our supplies recently?
- Son zamanlarda malzemelerimizi kontrol ettin mi?
- The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
- The southern army needed men and supplies.
- Güney ordusunun adamlara ve malzemelere ihtiyacı vardı.
- The supplies are beginning to give out.
- Malzemeler tükenmeye başladı.
- I'll need some supplies.
- Biraz malzemeye ihtiyacım olacak.
- Where would you like us to put these supplies?
- Bu malzemeleri nereye koymamızı istersiniz?
- I gave Tom money to buy art supplies.
- Sanat malzemeleri satın alması için Tom'a para verdim.
- All the supplies ran out.
- Tüm malzemeler tükendi.
- I need more supplies.
- Biraz daha malzemeye ihtiyacım var.
- Let's get those supplies loaded on the truck.
- Şu malzemeleri kamyona yükleyelim.
- These supplies became extremely valuable.
- Bu malzemeler son derece değerli oldu.
- I'm going to need some supplies.
- Bazı malzemelere ihtiyacım olacak.
- People fought over supplies.
- İnsanlar malzemeler için savaştı.
- They needed money to pay for the supplies.
- Malzemelere ödemek için paraya ihtiyaçları vardı.
- The supplies will give out soon.
- Malzemeler yakında tükenecek.
- Tom is buying supplies.
- Tom malzemeler alıyor.
- I need supplies.
- Malzamelere ihtiyacım var.
- Tom bought some supplies.
- Tom bazı malzemeler satın aldı.
- Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
- Lütfen sekretere ofis malzemelerini depoda stoklamasını söyleyin.
- The price of these supplies quickly increased.
- Bu malzemelerin fiyatı hızla arttı.
- I need some new supplies.
- Yeni malzemeler lazım bana.
- It had been very costly in lives, money, and supplies.
- Can, para ve malzeme açısından çok pahalıya mal olmuştu.
- I need to go pick up some supplies.
- Gidip biraz malzeme almam lazım.
- I gave Tom money to buy art supplies.
- Tom'a sanat malzemeleri alması için para verdim.
- Relief supplies were raced to the disaster area.
- Yardım malzemeleri felaket bölgesine hızla ulaştırılmıştır.
- Grant was not worried about supplies.
- Grant, malzemeler konusunda endişeli değildi.
- Without supplies, his army could not fight very long.
- Malzemeler olmadan, onun ordusu çok uzun savaşamadı.
- I've brought supplies.
- Malzeme getirdim.
- They drove wagons and carried supplies.
- Onlar vagonları sürdü ve malzemeleri taşıdı.
- I'll need some supplies.
- Bazı malzemelere ihtiyacım olacak.
- Relief supplies were raced to the disaster area.
- Yardım malzemeleri felaket bölgesine hızla ulaştırıldı.
- I need to go pick up some supplies.
- Bazı malzemeleri almaya gitmeliyim.
- They loaded the trucks with emergency supplies for the earthquake victims.
- Onlar kamyonu deprem mağdurları için acil yardım malzemeleri ile yükledi.
- These companies needed equipment and other supplies.
- Bu bölüklerin teçhizata ve diğer malzemelere ihtiyacı vardı.
- Tom is buying supplies.
- Tom malzeme alıyor.
- They burned the captured supplies.
- Yakalanan malzemeleri yaktılar.
- Tom went into town to buy some supplies.
- Tom bazı malzemeleri satın almak için kasabaya gitti.
- We had to lessen the impact of the erratic supplies.
- Düzensiz malzemelerin etkisini azaltmak zorundaydık.
- They loaded the trucks with emergency supplies for the earthquake victims.
- Depremzedeler için kamyonlara acil durum malzemeleri yüklediler.
- Canadian officials weighed the supplies of each man.
- Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
- Tom bought some supplies.
- Tom bazı malzemeler aldı.
Show More (67)
|
