Tureng - to death - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	to death	ölümüne	adv.
	She was scared to death of her husband. Kocasından ölümüne korkuyordu. Tom is scared to death. Tom ölümüne korkuyor. Sami was bleeding to death. Sami ölümüne kan kaybediyordu. I was scared to death. Ölümüne korkmuştum. Tom is scared to death of his father. Tom babasından ölümüne korkar. Fadil was scared to death of Layla. Fadıl, Leyla'dan ölümüne korkuyordu. I love her to death. Onu ölümüne seviyorum. Tom looks bored to death. Tom ölümüne sıkılmış görünüyor. Tom brutally beat Mary to death. Tom, Mary'yi vahşice ölümüne dövdü. I'm scared to death about this. Bu konuda ölümüne korkuyorum. I was bored to death. Ölümüne sıkılmıştım. You scared me half to death. Beni ölümüne korkuttun. Layla bludgeoned Sami to death. Leyla, Sami'yi sopayla ölümüne dövdü. Tom is probably scared to death. Tom muhtemelen ölümüne korkuyor. It scared me to death. Beni ölümüne korkuttu. Tom was scared to death. Tom ölümüne korkuyordu. My dear child, stay down here, otherwise the mean geese will bite you to death. Sevgili çocuğum, burada kal, yoksa zalim kazlar seni ölümüne ısırır. I'm scared to death about this. Bu konudan ölümüne korkarım. I am bored to death. Ölümüne sıkıldım. Tom was scared to death. Tom ölümüne korkmuştu. You're scared to death, aren't you? Ölümüne korkuyorsun, değil mi? That scares us to death. Bu bizi ölümüne korkutuyor. Tom was boring me to death. Tom beni ölümüne sıkıyordu. I was scared half to death. Ölümüne korkmuştum. That scares us to death. O bizi ölümüne korkutur. You scared me to death. Beni ölümüne korkuttun. My dog is scared to death of needles. Benim köpeğim iğneden ölümüne korkar. Tom scared me half to death. Tom beni ölümüne korkuttu. Tom has been worried to death. Tom ölümüne endişeliydi. Tom must be bored half to death. Tom ölümüne sıkılmış olmalı. You must have been bored to death. Ölümüne sıkılmış olmalısın. I'm scared to death right now. Şu an ölümüne korkuyorum. Show More (29)
2	to death	ölüme	adv.
	Most recently, it has starved many of its people to death due to its disastrous isolationist economic policies. Son dönemde izlediği feci izolasyonist ekonomi politikaları nedeniyle birçok insanını açlıktan ölüme terk etmiştir. You send us to death. Bizi ölüme gönderirsiniz. The judge sentenced Tom to death. Yargıç Tom'u ölüme mahkum etti. Tom was put to death. Tom ölüme mahkum edildi. Tom is close to death. Tom ölüme yakın. Fadil was sentenced to death for the murder of Dania. Fadıl, Dania cinayeti nedeniyle ölüme mahkûm edildi. They were both sentenced to death. Her ikisi de ölüme mahkûm edildi. You send us to death. Sen bizi ölüme gönderiyorsun. The court sentenced him to death. Mahkeme onu ölüme mahkum etti. Tom is likely to be sentenced to death. Tom muhtemelen ölüme mahkûm edilecek. Tom was condemned to death. Tom ölüme mahkûm edildi. That man should be sentenced to death. Bu adam ölüme mahkûm edilmelidir. He was put to death finally. Nihayetinde ölüme mahkum edildi. Sami was sentenced to death. Sami ölüme mahkûm edildi. The judge condemned him to death. Yargıç onu ölüme mahkûm etti. Show More (12)