|
- He turns on his side and opens his eyes at once.
- Yan döner ve bir anda gözlerini açar.
- Dietz's phone hasn't been turned on since Friday.
- Dietz'in telefonu Cuma gününden beri açılmadı.
- Dietz's phone hasn't been turned on since Friday.
- Dietz'in telefonu cumadan beri açılmamış.
- The computer turned on after I inserted the flash drive.
- Flash sürücüyü taktıktan sonra bilgisayar açıldı.
- Do you mind my turning on the radio?
- Radyoyu açmamın bir sakıncası var mı?
- The school won't turn on the air conditioning, so the students are going to throw their hot water flasks off of the balcony in protest.
- Okul klimayı açmıyor, bu yüzden öğrenciler protesto için sıcak su mataralarını balkondan aşağı atacaklar.
- Tom was just sitting in dark when I entered the room and turned on the lights.
- Ben odaya girdiğimde ve ışıkları açtığımda Tom karanlıkta oturuyordu.
- You should turn on the windshield wipers?
- Ön cam sileceklerini mi açmalısın?
- Would you like me to turn on the lights?
- Işıkları açmamı ister misin?
- I turned on the TV and the Grand Prix was being broadcasted.
- Televizyonu açtım ve Grand Prix yayınlanıyordu.
- Will it bother you if I turn on the radio?
- Radyoyu açsam rahatsız olur musun?
- Is it OK if I turn on the lights?
- Işıkları açarsam sorun olur mu?
- Should I turn on the light?
- Işığı açayım mı?
- Tom turned on the light.
- Tom ışığı açtı.
- Tom turned on the TV, stretched out on the bed, and fell asleep.
- Tom televizyonu açtı, yatağa uzandı ve uykuya daldı.
- Tom asked Mary to turn on the radio.
- Tom Mary'den radyoyu açmasını istedi.
- You can turn on the heater if you're cold.
- Eğer üşüyorsan ısıtıcıyı açabilirsin.
- You had just turned on the radio.
- Radyoyu henüz açmıştın.
- Do you mind if I turn on the TV?
- Televizyonu açmamın bir sakıncası var mı?
- If you're cold, you can turn on the heater.
- Üşüyorsan, ısıtıcıyı açabilirsin.
- Tom turned on the hot water.
- Tom sıcak suyu açtı.
- It was hot, so I turned on the fan.
- Hava sıcaktı, ben de vantilatörü açtım.
- She turned on the light.
- O, lambayı açtı.
- The TV won't turn on.
- Televizyon açılmıyor.
- The first thing Tom does every day when he gets home is turn on the TV.
- Eve vardığında Tom'un her gün yaptığı ilk şey TV'yi açmaktır.
- She turned on the light.
- Işığı açtı.
- Tom turned on the light in the dining room.
- Tom yemek odasındaki ışığı açtı.
- Tom turned on the kitchen faucet.
- Tom mutfak musluğunu açtı.
- She turned on the TV.
- O, TV'yi açtı.
- No sooner had he turned on the TV than the fuse blew.
- Televizyonu açmasıyla sigortanın atması bir oldu.
- Can I turn on the TV?
- TV'yi açabilir miyim?
- Could you please turn on the air conditioner?
- Klimayı açar mısınız lütfen?
- I told you not to turn on the lights.
- Işıkları açmamanı söylemiştim.
- I turned on the heat.
- Kaloriferi açtım.
- Tom turned on the small lamp on his bedside table.
- Tom komodinin üstündeki küçük lambayı açtı.
- Tom turned on the windshield wipers.
- Tom silecekleri açtı.
- Tom turned on the radio.
- Tom radyoyu açtı.
- Tom turned on the hot water tap.
- Tom sıcak su musluğunu açtı.
- Could you please turn on the air conditioner?
- Lütfen klimayı açar mısın?
- Tom turned on the tap.
- Tom musluğu açtı.
- Tom turned on his computer.
- Tom bilgisayarını açtı.
- I told you not to turn on the lights.
- Sana ışıkları açmamanı söyledim.
- No sooner had Tom turned on the TV than the fuse blew.
- Tom televizyonu açar açmaz sigorta attı.
- Tom turned on some music.
- Tom biraz müzik açtı.
- I turned on the tap.
- Musluğu açtım.
- Tom asked Mary to turn on the radio.
- Tom, Mary'den radyoyu açmasını istedi.
- Tom turned on the heater.
- Tom ısıtıcıyı açtı.
- Tom turned on the fan.
- Tom vantilatörü açtı.
- I got cold, so I turned on the heater.
- Üşümüştüm, ben de ısıtıcıyı açtım.
- Can we turn on the air conditioning?
- Klimayı açabilir miyiz?
- Tom turned on the light switch.
- Tom ışık düğmesini açtı.
- Will it bother you if I turn on the radio?
- Radyoyu açarsam rahatsız olur musun?
- Would it help if I turned on the light?
- Işığı açsam yardımı olur mu?
- Tom turned on the light and walked in.
- Tom ışığı açtı ve içeri girdi.
- If you're cold, you can turn on the heater.
- Üşüdüyseniz, ısıtıcıyı açabilirsiniz.
- Tom turned on the light in the dining room.
- Tom yemek odasının ışığını açtı.
- Tom turned on the car radio.
- Tom arabanın radyosunu açtı.
- I turned on the gas.
- Gazı açtım.
- Tom turned on the speakerphone.
- Tom hoparlörü açtı.
- Tom turned on the car's fog lights.
- Tom arabanın sis farlarını açtı.
- You had just turned on the radio.
- Radyoyu yeni açmıştın.
- He turned on the light.
- Işığı açtı.
- Can we turn on some lights?
- Bazı ışıkları açabilir miyiz?
- Tom asked Mary to turn on the lights.
- Tom, Mary'den ışıkları açmasını istedi.
- I'll turn on the lights.
- Işıkları açacağım.
- Tom turned on the faucet and washed his hands.
- Tom musluğu açtı ve ellerini yıkadı.
- Tom turned on a lamp.
- Tom bir lambayı açtı.
- Do you usually turn on the TV as soon as you get home?
- Genelde eve gelir gelmez televizyonu açar mısınız?
- Sami turned on the air conditioner to suck the smell outside.
- Sami dışarıdaki kokuyu çekmek için klimayı açtı.
- Would you like me to turn on the light?
- Işığı açmamı ister misiniz?
- Would it help if I turned on the light?
- Işığı açarsam yararlı olur mu?
- Tom was just sitting in dark when I entered the room and turned on the lights.
- Ben odaya girip ışıkları açtığımda Tom karanlıkta oturuyordu.
- We turned on the radio.
- Radyoyu açtık.
- Do you mind turning on the TV?
- TV'yi açar mısın?
- We turned on the radio.
- Biz radyoyu açtık.
- Tom turned on his flashlight.
- Tom el fenerini açtı.
- Would you like me to turn on the air conditioner?
- Klimayı açmamı ister misiniz?
- Tom turned on his blinker.
- Tom sinyal lambasını açtı.
- As soon as she wakes up, we'll turn on the music.
- Uyanır uyanmaz müziği açacağız.
- Will you turn on the television?
- Televizyonu açar mısın?
- Could you turn on the light, please?
- Lütfen ışığı açar mısınız?
- Can you turn on the air conditioning?
- Klimayı açabilir misiniz?
- Tom turned on the right blinker.
- Tom sağ flaşörü açtı.
- I turned on the fan and directed it to the wall.
- Ben fanı açtım ve duvara doğru yönlendirdim.
- Could you please turn on the heat?
- Lütfen kaloriferi açar mısınız?
- Tom turned on the air conditioner and the apartment began to cool down.
- Tom klimayı açtı ve daire soğumaya başladı.
- Tom turned on the water faucet, but nothing came out.
- Tom su musluğunu açtı ama hiçbir şey çıkmadı.
- He took a hot bath and turned on the TV.
- Sıcak bir banyo yaptı ve televizyonu açtı.
- Let's turn on the air conditioner.
- Klimayı açalım.
- Tom turned on the windshield wipers.
- Tom ön cam sileceklerini açtı.
- Would you please turn on the TV?
- Lütfen televizyonu açar mısın?
- The water was turned on.
- Su açılmıştı.
- I think it's time for me to turn on the radio.
- Sanırım radyoyu açmamın zamanıdır.
- She turned on the TV.
- Televizyonu açtı.
- I turned on the radio.
- Radyoyu açtım.
- May I turn on the TV?
- Televizyonu açabilir miyim?
- Will you turn on the light?
- Işığı açar mısın?
- Tom turned on the lights.
- Tom ışıkları açtı.
- Do you mind if I turn on the TV?
- Televizyonu açmamın sakıncası var mı?
- I think it's time for me to turn on the radio.
- Sanırım radyoyu açmamın zamanı geldi.
- Do you mind my turning on the radio?
- Radyoyu açmamın sakıncası var mı?
- Tom asked Mary to turn on the TV.
- Tom, Mary'den televizyonu açmasını istedi.
- Tom turned on cruise control and coasted for a while.
- Tom hız sabitleyiciyi açtı ve bir süre yavaşladı.
- Should I turn on the light?
- Işığı açmalı mıyım?
- Could you turn on your headlights?
- Farlarınızı açar mısınız?
- Tom turned on the TV.
- Tom televizyonu açtı.
- Tom asked Mary to turn on the TV.
- Tom Mary'den televizyonu açmasını istedi.
- As soon as she wakes up, we'll turn on the music.
- O uyanır uyanmaz müziği açacağız.
- You should turn on the windshield wipers?
- Ön cam sileceklerini açmalı mısın?
- Tom turned on the TV.
- Tom TV'yi açtı.
- Tom turned on the gas.
- Tom gazı açtı.
- Lucy turned on the light switch.
- Lucy, ışık anahtarını açtı.
- Tom got out of bed and turned on the light.
- Tom yataktan kalktı ve ışığı açtı.
- He took a hot bath and turned on the TV.
- Sıcak bir banyo yaptı ve TV'yi açtı.
- I turned on the radio and turned off the television.
- Radyoyu açtım, televizyonu kapattım.
- Do you want to turn on the light?
- Işığı açmak ister misin?
- Tom turned on the soldering iron.
- Tom havyayı açtı.
- I'm going to turn on the heater because it's very cold.
- Hava çok sıcak olduğu için ısıtıcıyı açacağım.
- Tom turned on the table lamp.
- Tom masa lambasını açtı.
- The first thing Tom does every day when he gets home is turn on the TV.
- Tom'un her gün eve geldiğinde yaptığı ilk şey televizyonu açmaktır.
- Could you turn on the radio?
- Radyoyu açar mısın?
- I turned on the heat.
- Isıtıcıyı açtım.
- Would anyone mind if I turned on some lights?
- Bazı ışıkları açsam bir sakıncası var mı?
- Tom turned on the car's fog lights.
- Tom otomobilin sis farlarını açtı.
- I turned on the lamp.
- Lambayı açtım.
- I turned on the lights.
- Işıkları açtım.
- Tom turned on the air conditioner.
- Tom klimayı açtı.
- Tom turned on the water.
- Tom suyu açtı.
- It was hot, so I turned on the fan.
- Hava sıcaktı, bu yüzden fanı açtım.
- Will you turn on the TV?
- TV'yi açar mısın?
- Lucy turned on the light switch.
- Lucy, ışık düğmesini açtı.
- May I turn on the radio?
- Radyoyu açabilir miyim?
- Can I turn on the radio?
- Radyoyu açabilir miyim?
- He turned on the radio.
- O, radyoyu açtı.
- If you're cold, it's OK to turn on the heater.
- Üşüyorsanız, ısıtıcıyı açabilirsiniz.
- He turned on the radio.
- Radyoyu açtı.
- Can you turn on subtitles?
- Altyazıları açabilir misin?
- Let's turn on the heater.
- Isıtıcıyı açalım.
- Why don't you turn on the TV?
- Neden televizyonu açmıyorsun?
- Would you please turn on the air conditioner?
- Klimayı açar mısın lütfen?
- The TV won't turn on.
- TV açılmıyor.
- She asked him how to turn on the machine.
- Makineyi nasıl açacağını sordu.
- Do you mind if I turn on the radio?
- Radyoyu açmamın sakıncası var mı?
- Tom turned on the car radio.
- Tom araba radyosunu açtı.
- Is it OK if I turn on the lights?
- Işıkları açsam sorun olur mu?
- Did you remember to turn on the alarm?
- Alarmı açmayı unutmadın değil mi?
- Tom entered the room and turned on the lights.
- Tom odaya girdi ve ışıkları açtı.
- I turned on the fan and directed it to the wall.
- Vantilatörü açtım ve duvara doğru yönlendirdim.
- Could you turn on your headlights?
- Farlarınızı açabilir misiniz?
- I pushed the button to turn on the radio.
- Radyoyu açmak için düğmeye bastım.
- I turned on the fan.
- Vantilatörü açtım.
- May I turn on the television?
- Televizyonu açabilir miyim?
- Would anyone mind if I turned on some lights?
- Işıkları açsam sorun olur mu?
- I turned on the TV.
- Televizyonu açtım.
- I got cold, so I turned on the heater.
- Üşüdüm, bu yüzden ısıtıcıyı açtım.
- Do you mind if I turn on the radio?
- Radyoyu açabilir miyim?
- Sami turned on the television.
- Sami televizyonu açtı.
- You can turn on the heater if you're cold.
- Üşüdüysen ısıtıcıyı açabilirsin.
- I'm going to turn on the heater because it's very cold.
- Isıtıcıyı açacağım çünkü hava çok soğuk.
- Tom turned on cruise control and coasted for a while.
- Tom hız kontrolünü açtı ve bir süre sahil boyunca gitti.
- I don't want to turn on the news.
- Haberleri açmak istemiyorum.
- Tom turned on the faucet.
- Tom musluğu açtı.
- Could you turn on the radio?
- Radyoyu açabilir misin?
- Did you remember to turn on the alarm?
- Alarmı açmayı hatırladın mı?
- If you're cold, it's OK to turn on the heater.
- Eğer üşüyorsan, ısıtıcıyı açabilirsin.
- Can I turn on the TV?
- Televizyonu açabilir miyim?
- Don't you want to turn on the light?
- Işığı açmak istemiyor musun?
- Tom turned on the heat.
- Tom kaloriferi açtı.
- Tom turned on the headlights.
- Tom farları açtı.
- Tom turned on the music.
- Tom müziği açtı.
- Do you have the habit of turning on the television as soon as you get home?
- Eve gelir gelmez televizyonu açmak gibi bir alışkanlığınız var mı?
- Can you turn on subtitles?
- Alt yazıları açabilir misin?
- Could you please turn on the heat?
- Lütfen ısıyı açar mısın?
- Tom asked Mary to turn on the lights.
- Tom Mary'den ışıkları açmasını istedi.
- Would you like me to turn on the light?
- Işığı açmamı ister misin?
- Can we turn on some lights?
- Işıkları açabilir miyiz?
- Can you turn on the light?
- Işığı açabilir misin?
- The TV randomly turned on.
- TV rastgele açıldı.
- May I turn on the lights?
- Işıkları açabilir miyim?
- Will you turn on the television?
- Televizyonu açar mısınız?
- No sooner had he turned on the TV than the fuse blew.
- Televizyonu açar açmaz sigorta attı.
- Would you please turn on the air conditioner?
- Lütfen klimayı açar mısınız?
- Tom entered the dark room and turned on the lights.
- Tom karanlık odaya girdi ve ışıkları açtı.
- Do you usually turn on the TV as soon as you get home?
- Genellikle eve varır varmaz televizyonu açar mısın?
- Bill turned on the television.
- Bill televizyonu açtı.
- Do you want me to turn on the light?
- Işığı açmamı ister misin?
- My computer won't turn on.
- Bilgisayarım açılmıyor.
- Do you mind turning on the TV?
- Televizyonu açmanın sakıncası var mı?
- Tom asked Mary to turn on the light.
- Tom, Mary'den ışığı açmasını istedi.
- Feeling chilly, I turned on the heater.
- Üşüdüğümü hissedince ısıtıcıyı açtım.
- I turned on the TV.
- TV'yi açtım.
- Tom turned on the light switch.
- Tom ışık anahtarını açtı.
- The water was turned on.
- Su açıldı.
- I turned on the radio and turned off the television.
- Radyoyu açtım ve televizyonu kapattım.
- No sooner had he turned on the TV than the fuse blew.
- Televizyonu açar açmaz sigorta atmış.
- Can you turn on the light?
- Işığı açabilir misiniz?
Show More (193)
|
|
- Please turn on the radio.
- Lütfen radyoyu aç.
- Turn on the light please.
- Işığı aç lütfen.
- Please, turn on the light!
- Lütfen, ışığı aç!
- Please turn on the light so I can see.
- Lütfen ışığı aç da göreyim.
- Turn on the heater if you feel cold.
- Üşüyorsan ısıtıcıyı aç.
- Please turn on the television.
- Lütfen televizyonu aç.
- Turn on the radio.
- Radyoyu aç.
- Turn on the radio, please.
- Lütfen radyoyu aç.
- Please turn on the light so I can see.
- Lütfen ışığı aç da görebileyim.
- Turn on the TV.
- Televizyonu aç.
- Turn on, tune in, drop out.
- Aç, ayarla, bırak.
- Turn off the radio and turn on the television!
- Radyoyu kapat ve televizyonu aç!
- Turn on the lights.
- Işıkları aç.
- Turn on the radio, please.
- Lütfen, radyoyu aç.
- Turn on the ignition.
- Kontağı aç.
- Turn on the air conditioner.
- Klimayı aç.
- Turn on the light, please.
- Işığı aç, lütfen.
- Turn on the heater if you feel cold.
- Eğer üşüyorsan ısıtıcıyı aç.
Show More (16)
|
