|
- The minor details were unimportant in the grand scheme.
- Ufak ayrıntılar büyük planın içinde önemsizdi.
- Minor disruptions that are viewed as unimportant in the individual Member States need not be made punishable by the EU.
- Münferit Üye Devletlerde önemsiz olarak görülen küçük aksaklıkların AB tarafından cezalandırılmasına gerek yoktur.
- Minor disruptions that are viewed as unimportant in the individual Member States need not be made punishable by the EU.
- Tek tek Üye Devletlerde önemsiz görülen küçük aksaklıkların AB tarafından cezalandırılmasına gerek yoktur.
- What's happened is unimportant.
- Ne olduğu önemsiz.
- My name is unimportant.
- Adımın ne olduğu önemsiz.
- What's happened is unimportant.
- Olanlar önemsiz.
- Whether the problem is important or unimportant, you must solve it.
- Sorun önemli de olsa önemsiz de olsa onu çözmelisin.
- That's unimportant.
- Bu önemsiz.
- Whether the problem is important or unimportant, you must solve it.
- Sorun önemli de olsa önemsiz de olsa çözmek zorundasınız.
- My name is unimportant.
- Benim adım önemsiz.
- I'm so unimportant and insignificant.
- Ben çok önemsiz ve değersizim.
- His opinion was unimportant.
- Onun görüşü önemsizdi.
Show More (9)
|
