Tureng - wipe out - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	wipe out	yok etmek	v.
	Clearly, 11 September virtually wiped out that business. Açıkçası 11 Eylül bu işi neredeyse yok etti. Mind you, the size of the fish is no longer an issue; all the fauna on the seabed are being wiped out. Dikkatinizi çekerim, balıkların büyüklüğü artık bir mesele değil; deniz dibindeki tüm fauna yok ediliyor. Small and medium-sized enterprises in town and country are being wiped out. Şehirdeki ve ülkedeki küçük ve orta ölçekli işletmeler yok ediliyor. We are witnessing on our coasts the continuous use of nets which desolate and wipe out all life on the seabed. Kıyılarımızda, deniz dibindeki tüm yaşamı mahveden ve yok eden ağların sürekli olarak kullanıldığına tanık oluyoruz. Is a strategic, policing approach the only way to wipe out terrorism? Terörizmi yok etmenin tek yolu stratejik ve polisiye bir yaklaşım mıdır? Is a strategic policing approach the only way to wipe out terrorism? Terörizmi yok etmenin tek yolu stratejik ve polisiye bir yaklaşım mıdır? She created a plague that almost wiped out an entire people. Neredeyse tüm bir halkı yok edecek bir veba yarattı. The comet will wipe out mankind. Kuyruklu yıldız, insanlığı yok edecek. The Black Death wiped out at least one third of Europe's population between 1348 and 1350. Kara ölüm 1348 ve 1350 arasında Avrupa nüfusunun en az üçte birini yok etti. The Black Death wiped out at least one third of Europe's population between 1348 and 1350. Kara Ölüm, 1348 ile 1350 yılları arasında Avrupa nüfusunun en az üçte birini yok etti. Meteor strikes could wipe out humanity. Meteor çarpmaları insanlığı yok edebilir. The population of the town was wiped out. Kasabanın nüfusu yok edildi. They wiped out an entire species. Bütün bir türü yok ettiler. The wicked Haman tried to wipe out all of the Jews in the kingdom of Persia. Kötü kalpli Haman, Pers krallığındaki tüm Yahudileri yok etmeye çalıştı. They wiped out the enemy. Onlar düşmanı yok ettiler. The fire wiped out the city. Yangın şehri yok etti. The Black Death wiped out at least one third of Europe's population between 1348 and 1350. Kara Ölüm 1348 ile 1350 yılları arasında Avrupa nüfusunun en az üçte birini yok etti. They wiped out the enemy. Düşmanı yok ettiler. The comet will wipe out mankind. Kuyruklu yıldız insanlığı yok edecek. Show More (16)
2	wipe out	ortadan kaldırmak	v.
	That would wipe out tobacco farming in the European Union, which would then be wholly dependent on imported cigarettes. Bu, Avrupa Birliği'nde tütün tarımını ortadan kaldıracak ve tütün tarımı tamamen ithal sigaraya bağımlı hale gelecektir. It will wipe out even more small and medium-sized farms during the mid-term review of the CAP. CAP'ın orta vadeli gözden geçirilmesi sırasında daha da fazla küçük ve orta ölçekli çiftliği ortadan kaldıracaktır. Show More (-1)
3	wipe out	silmek	v.
	The Black Death wiped out at least one third of Europe's population between 1348 and 1350. Kara ölüm 1348 ve 1350 arasında Avrupa nüfusunun en az üçte birini sildi. He wiped out the recording. Kaydı sildi. Show More (-1)