|
- He has done a good job and clearly worked very hard on this.
- İyi bir iş çıkardı ve belli ki bu konuda çok çalıştı.
- He has worked very hard on this report and it is a good one.
- Bu rapor üzerinde çok çalışmıştır ve iyi bir rapordur.
- He worked very hard to ensure that we reached this compromise.
- Bu uzlaşmaya varabilmemiz için çok çalıştı.
- He was always on our side and worked very hard for us.
- Her zaman bizim tarafımızdaydı ve bizim için çok çalıştı.
- He worked very hard to deliver a heartfelt message.
- İçten bir mesaj vermek için çok çalıştı.
- He worked very hard.
- O, çok çalıştı.
- I've never had to work very hard.
- Hiç bu kadar çok çalışmak zorunda kalmamıştım.
- The teacher praised me for working very hard.
- Öğretmen çok çalıştığım için beni övdü.
- Tom was working very hard when I saw him.
- Tom onu gördüğümde çok çalışıyordu.
- I worked very hard.
- Çok çalıştım.
- He worked very hard for the sake of his family.
- Ailesi için çok çalıştı.
- I know that Tom works very hard.
- Tom'un çok çalıştığını biliyorum.
- Up to now they have worked very hard.
- Şimdiye kadar çok çalıştılar.
- Tom works very hard.
- Tom çok çalışır.
- Sami worked very hard to provide a stable environment for his children.
- Sami çocuklarına istikrarlı bir ortam sağlamak için çok çalıştı.
- And he worked very hard for Mr Wood.
- Ve Bay Wood için çok çalıştı.
- Tom says he's working very hard.
- Tom çok çalıştığını söylüyor.
- Sami worked very hard to earn his father's respect.
- Sami babasının saygısını kazanmak için çok çalıştı.
- He worked very hard to earn a lot of money.
- Çok para kazanmak için çok çalıştı.
- They lived very well without working very hard.
- Çok çalışmadan çok iyi yaşadılar.
- Tom worked very hard today.
- Tom bugün çok çalıştı.
- Tom works very hard, but not as hard as Mary.
- Tom çok çalışır ama Mary kadar çok değil.
- We won't have to work very hard.
- Biz çok çalışmak zorunda kalmayacağız.
- They work very hard every day.
- Her gün çok çalışırlar.
- Tom must've worked very hard.
- Tom çok çalışmış olmalı.
- You seem to be working very hard these days.
- Bu günlerde çok çalışıyor gibi görünüyorsun.
- She must have worked very hard.
- Çok çalışmış olmalı.
- Beth had to work very hard, and now she is hungry and exhausted.
- Beth, çok çalışmak zorunda kaldı ve şu anda aç ve bitkin.
- My brother pretended to be working very hard.
- Ağabeyim çok çalışıyor numarası yapıyordu.
- He works very hard.
- O çok çalışır.
- In order to buy a foreign car, he worked very hard.
- O, yabancı bir araba almak için çok çalıştı.
- Despite her meagre salary, she works very hard.
- O yetersiz maaşına rağmen çok çalışıyor.
- My brother pretended to be working very hard.
- Kardeşim çok çalışıyormuş gibi yapıyordu.
- We won't have to work very hard.
- Çok çalışmamız gerekmeyecek.
- Although he is rich he works very hard.
- Zengin olmasına rağmen çok çalışıyor.
- They don't work very hard.
- Çok çalışmıyorlar.
- She must have worked very hard.
- O, çok çalışmış olmalı.
- I want you to know that I will work very hard.
- Çok çalışacağımı bilmenizi istiyorum.
- He worked very hard so he could buy a foreign car.
- O yabancı bir araba alabilmek için çok çalıştı.
- We just have to work very hard.
- Çok çalışmamız gerekiyor.
- We have to work very hard.
- Biz çok çalışmak zorundayız.
- We worked very hard to buy you this present.
- Sana bu hediyeyi satın almak için çok çalıştık.
- We worked very hard to buy you this present.
- Sana bu hediyeyi almak için çok çalıştık.
- He worked very hard so he could buy a foreign car.
- Yabancı bir araba almak için çok çalıştı.
- Sami works very hard.
- Sami çok çalışıyor.
- In order to buy a foreign car, he worked very hard.
- Yabancı bir araba alabilmek için çok çalıştı.
- I want you to know that I will work very hard.
- Çok çalışacağımı bilmeni istiyorum.
- Tom worked very hard and earned a lot of money.
- Tom çok çalıştı ve çok para kazandı.
- I've been working very hard all day.
- Bütün gün çok çalıştım.
- Tom is working very hard on that.
- Tom bunun üzerinde çok çalışıyor.
- Tom worked very hard, but he didn't make it.
- Tom çok çalıştı ama başaramadı.
- You seem to be working very hard these days.
- Bugünlerde çok çalışıyor gibisiniz.
- Japanese office workers work very hard.
- Japon ofis çalışanları çok çalışırlar.
- We're working very hard on that.
- Bunun üzerinde çok çalışıyoruz.
- Sami's father worked very hard.
- Sami'nin babası çok çalışıyordu.
Show More (52)
|