wrinkle - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
wrinkle kırışıklık n.
  • I was trying to cover up my wrinkles.
  • Kırışıklıklarımı örtmeye çalışıyordum.
  • She has started to get a few wrinkles around her eyes.
  • Gözlerinin etrafında birkaç kırışıklık oluşmaya başladı.
  • I was trying to hide my wrinkles.
  • Kırışıklıklarımı gizlemeye çalışıyordum.
Show More (10)
wrinkle kırıştırmak v.
  • Tom wrinkled his nose.
  • Tom burnunu kırıştırdı.
  • She wrinkled her brows.
  • Kaşlarını kırıştırdı.
  • Tom wrinkled his brow like he was displeased.
  • Tom hoşnutsuzmuş gibi kaşlarını kırıştırdı.
Show More (1)
wrinkle kırışmak v.
  • He hung his blazer on a hanger because he didn't want it to get wrinkled.
  • Kırışmasını istemediği için ceketini askıya astı.
  • He hung his blazer on a hanger because he didn't want it to get wrinkled.
  • Ceketini askıya astı çünkü kırışmasını istemiyordu.
Show More (-1)
wrinkle buruşmak v.
  • Layla and Sami aged up and wrinkled up.
  • Layla ve Sami yaşlandı ve buruştu.
Show More (-2)