|
- Speaking like my youthful partner and friend, the High Representative, both of us have grown younger in these jobs.
- Genç ortağım ve dostum Yüksek Temsilci gibi konuşacak olursam, ikimiz de bu işlerde gençleştik.
- Speaking like my youthful partner and friend, the High Representative, both of us have grown younger in these jobs.
- Genç ortağım ve dostum Yüksek Temsilci gibi konuşacak olursam, ikimiz de bu görevlerde gençleştik.
- Though he is old, he has a youthful spirit.
- Yaşlı olmasına rağmen genç bir ruha sahip.
- Tom is very youthful, isn't he?
- Tom çok genç, değil mi?
- Though he is old, he has a youthful spirit.
- Yaşlı olmasına rağmen genç bir ruhu var.
- She always has such glowing youthful skin.
- Her zaman genç ve parlak bir cildi vardır.
Show More (3)
|
