Historique

öğüt

Sens de "öğüt" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 25 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	öğüt	advice n.
General
2	General	öğüt	rede n.
3	General	öğüt	warning n.
4	General	öğüt	recommendation n.
5	General	öğüt	a piece of advice n.
6	General	öğüt	counsel n.
7	General	öğüt	admonition n.
8	General	öğüt	injunction n.
9	General	öğüt	sermon n.
10	General	öğüt	advice n.
11	General	öğüt	guidance n.
12	General	öğüt	tip n.
13	General	öğüt	admonishment n.
14	General	öğüt	adviso [obsolete] n.
15	General	öğüt	adhortation n.
16	General	öğüt	recommendative [obsolete] n.
17	General	öğüt	charge n.
18	General	öğüt	harangue n.
Colloquial
19	Colloquial	öğüt	straight tip n.
Idioms
20	Idioms	öğüt	an earful n.
21	Idioms	öğüt	an earful n.
Law
22	Law	öğüt	advice n.
Computer
23	Computer	öğüt	tip n.
Archaic
24	Archaic	öğüt	documentation n.
25	Archaic	öğüt	predication n.

Sens de "öğüt" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 104 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	uzun öğüt	lecture n.
2	Common Usage	öğüt vermek	advise v.
General
3	General	can sıkıcı öğüt	jaw n.
4	General	öğüt verme	expostulating n.
5	General	öğüt veren kişi	admonisher n.
6	General	öğüt verme	preaching n.
7	General	öğüt verme	preachment n.
8	General	öğüt verme	exhorting n.
9	General	öğüt verme	admonishment n.
10	General	dini öğüt	homily n.
11	General	akıllı ve yaşlı öğüt verici kimse	nestor n.
12	General	karşısındakinin talebi olmaksızın verilen öğüt	unsolicited advice n.
13	General	öğüt veren	advisor n.
14	General	öğüt veren	adviser n.
15	General	öğüt veren	admonisher n.
16	General	öğüt veren	admonitioner n.
17	General	öğüt veren kadın	admonitrix n.
18	General	öğüt veren kişi	admonitor n.
19	General	öğüt veren kimse	recommender n.
20	General	yetkin olunmayan konularda görüş belirtme ve öğüt verme alışkanlığı	ultracrepidarianism n.
21	General	uzun öğüt	jobation n.
22	General	tepeden bakan öğüt	homily n.
23	General	yanlış öğüt	misadvice n.
24	General	kötü öğüt	misadvice n.
25	General	yanlış öğüt verme	miscounselling n.
26	General	öğüt veren kimse	monisher n.
27	General	kilise yetkililerinin verdiği öğüt	commonition n.
28	General	öğüt veren kimse	sermonist n.
29	General	yanlış öğüt veya bilgi vermek	misadvise v.
30	General	sorulmadan öğüt vermek	be free with one's advice v.
31	General	öğüt vermek	advise v.
32	General	öğüt vermek	give advice v.
33	General	öğüt vermek	recommend v.
34	General	öğüt almak	get advice v.
35	General	öğüt istemek	ask for advice v.
36	General	öğüt vermek	exhort v.
37	General	öğüt vermek	preach v.
38	General	öğüt vermek	expostulate v.
39	General	öğüt vermek	counsel v.
40	General	öğüt vermek	admonish v.
41	General	öğüt vermek	adhort v.
42	General	öğüt vermek	advertise [obsolete] v.
43	General	öğüt vermek	advertize [obsolete] v.
44	General	yeniden öğüt vermek	readvise v.
45	General	öğüt vermek	rede v.
46	General	yetkin olunmayan konularda görüş belirtmek ve öğüt vermek	ultracrepidate v.
47	General	öğüt vermek	wise v.
48	General	yanlış öğüt vermek	misavize v.
49	General	yanlış öğüt vermek	misavise v.
50	General	yanlış öğüt vermek	miscounsel v.
51	General	öğüt vermek	mone v.
52	General	öğüt vermek	monest [obsolete] v.
53	General	-e karşı öğüt vermek	disadvise v.
54	General	daha çok öğüt vermek	outrede v.
55	General	öğüt vermek	pulpit v.
56	General	öğüt almış	got advice adj.
57	General	öğüt olarak	hortative adj.
58	General	öğüt içeren	expostulatory adj.
59	General	dinlemez (öğüt eleştiri vb'ni)	impervious to adj.
60	General	öğüt veren	hortative adj.
61	General	öğüt verilmiş	expostulated adj.
62	General	kulak asmaz (öğüt eleştiri vb'ne)	impervious to adj.
63	General	öğüt veren	advisory adj.
64	General	öğüt veren	adhortatory adj.
65	General	öğüt verebilir	adviceful adj.
66	General	öğüt veren	recommendatory adj.
67	General	öğüt içeren	mentorial adj.
68	General	kötü öğüt verilmiş	miscounselled adj.
69	General	öğüt veren	monitive adj.
70	General	öğüt vermeyen	discounselled [obsolete] adj.
71	General	öğüt veren	pulpital adj.
72	General	öğüt veren	pulpitical adj.
73	General	öğüt veren	pulpitish adj.
74	General	öğüt verilen	sermonish adj.
75	General	öğüt veren	protreptic adj.
76	General	öğüt veren	protreptical [obsolete] adj.
Phrasals
77	Phrasals	öğüt vererek küçük düşürmek	preach down v.
78	Phrasals	öğüt vermek	advise on v.
79	Phrasals	(bir şey yapmasını) öğüt vermek	exhort (one) to (do something) v.
80	Phrasals	hakkında öğüt vermek	preach about v.
81	Phrasals	(birine) öğüt vermek	preach at (one) v.
82	Phrasals	(birine) öğüt vermek	preach to (one) v.
Proverb
83	Proverb	kendi ununu kendin öğüt	if you want a thing done well do it yourself
84	Proverb	kendi ununu kendin öğüt	serve yourself
85	Proverb	kendi ununu kendin öğüt	if you would be well served
86	Proverb	iyi bir örnek olmak öğüt/nasihat vermekten daha etkilidir	a good example is the best sermon
87	Proverb	en iyi öğüt yaptıklarınla örnek olmaktır	a good example is the best sermon
88	Proverb	kendi ununu kendin öğüt	if you want a thing done well/right, do it yourself
89	Proverb	kendi ununu kendin öğüt	if you want it done right, do it yourself
90	Proverb	kendi ununu kendin öğüt	if you want it done well, do it yourself
91	Proverb	kendi ununu kendin öğüt	if you want something done right, do it yourself
92	Proverb	kendi ununu kendin öğüt	if you want something done well, do it yourself
93	Proverb	kendi ununu kendin öğüt	if you want something done well/right, do it yourself
Idioms
94	Idioms	altın öğüt	a pearl of wisdom n.
95	Idioms	bilgece öğüt	sage advice n.
96	Idioms	iş işten geçtikten sonra öğüt veren kimse	a monday morning quarterback n.
97	Idioms	(öğüt vb) dinlenmemek	fall on stony ground v.
98	Idioms	(birine yaptığı bir hatayla ilgili) ders/öğüt vermek	call (one) to task v.
Speaking
99	Speaking	bana öğüt vermeyi bırak	don't lecture me expr.
Literature
100	Literature	öğüt verebilirlik	advisedness n.
Philosophy
101	Philosophy	öğüt/tavsiye	paraenesis n.
102	Philosophy	öğüt/tavsiye	parenesis n.
Archaic
103	Archaic	öğüt verme	predication n.
104	Archaic	öğüt vermek	sermon v.