öncü - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

öncü



Sens de "öncü" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 45 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
öncü pioneer n.
öncü precursor n.
öncü vanguard adj.
General
öncü advance guard n.
öncü trailblazer n.
öncü bannerbearer n.
öncü avant garde n.
öncü spearhead n.
öncü initiator n.
öncü lead n.
öncü advance n.
öncü apostle n.
öncü leader n.
öncü avant-garde n.
öncü scout n.
öncü pacesetter n.
öncü trailbreaker n.
öncü van-courier n.
öncü voortreker n.
öncü groundbreaker n.
öncü cob [dialect] [uk] n.
öncü pioner [obsolete] n.
öncü postel n.
öncü precurrer [obsolete] n.
öncü pre-echo n.
öncü fourrier n.
öncü pilot adj.
öncü big-time adj.
öncü trailblazing adj.
öncü lead adj.
öncü cock adj.
öncü prima adj.
öncü prime adj.
Idioms
öncü in the van [uk] expr.
Politics
öncü vanguardist n.
Technical
öncü primer n.
öncü precursor n.
öncü antecursor n.
Computer
öncü leader n.
Construction
öncü pioneering n.
Medical
öncü precursor n.
Literature
öncü protagonist n.
Military
öncü advanced guard n.
öncü vanguard n.
Archaic
öncü primate n.

Sens de "öncü" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 150 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
öncü kolu vanguard n.
General
acil durum müdahale ekibinin öncü kısmı emergency response team advance element n.
öncü birlik scout n.
öncü/önder high priest n.
öncü birlik vanguard n.
öncü kıta vanguard n.
öncü rol pioneering role n.
öncü model pioneering model n.
öncü güç leading force n.
öncü isim leading name n.
öncü araç opening car n.
öncü araç zero car n.
(bir şeyin) kuruluşunda öncü olan kadın founding mother (of something) n.
öncü olan şey avant–courier n.
öncü olan kimse avant–courier n.
öncü olan şey herald n.
öncü olan kimse herald n.
öncü birlik vant-courier n.
güney afrika'da burun bölgesine göç eden öncü afrikaner yerleşimcilerinden biri voortrekker n.
alanında öncü kimse pacer n.
öncü kolu forefront n.
öncü kimse foregoer n.
öncü adam foreman [obsolete] n.
filipin veya latin amerika toplumunun öncü kişisi principal n.
öncü birlik scurrier [obsolete] n.
öncü birlik scurriour n.
öncü haber straw n.
öncü olmak pioneer v.
öncü olmak anticipate v.
öncü olmak prime v.
sektöründe öncü industry-leading adj.
alanında köklü yenilik yapan/öncü (kültür-sanat, edebiyat, siyaset gibi alanlarda) avant-garde adj.
öncü ile ilişkili pioneer adj.
öncü olan pioneer adj.
(karakter veya rol) öncü starring adj.
öncü anlamı veren ön ek avant- pref.
Colloquial
ülkenin sınırında ıssız bir bölgede yaşayan, avcılık veya ticaretle uğraşan öncü kimse mountain man n.
Idioms
öncü (kadın asker) point woman n.
(bir şeyin) kuruluşunda öncü olan adam founding father (of something) n.
çağının öncü sanatçıları the avant-garde n.
öncü/lider olmak bear the bell v.
alanında öncü olmak veya liderlik/önderlik yapmak lead the field v.
öncü olmak be at the fore v.
öncü/lider olmak lead the way v.
öncü bir rol oynamak take a leading part v.
Trade/Economic
alanında öncü pacesetter n.
alanında öncü pacemaker n.
nın öncü lider tedarikçisi leading provider of n.
öncü göstergeler indeksi leading economic indicators index n.
öncü banka lead bank n.
öncü gösterge leading indicator n.
öncü göstergeler leading indicators n.
yenilikte öncü pioneer in innovation n.
(bir ürünün piyasa sunulmasında) öncü şirket first mover n.
sektörde öncü olan industry leading adj.
Technical
öncü proje pilot project n.
öncü sarsıntı earthquake for shock n.
öncü deprem earthquake for shock n.
öncü geçiş pilot run n.
öncü kuvvet vanguard n.
öncü yayın prodromus n.
öncü yayın forerunner n.
öncü yayın precursor n.
öncü yayın prodrome n.
Computer
öncü çizgiler leader lines n.
öncü sıfırlar leading zeros n.
öncü proje pilot project n.
öncü geçiş pilot run n.
öncü saldırı class-break n.
Informatics
öncü sınama alpha test n.
öncü geçiş pilot run n.
Construction
öncü oluşum precursor n.
Automotive
çift öncü fren pabuçlu kampanalı fren dual leading brake shoe n.
çift öncü kenarlı fren pabucu double leading edge n.
ileri veya öncü fren pabucu forward brake shoe n.
tek öncü fren pabuçlu kampanalı fren single leading shoe drum brake n.
tek öncü kenarlı fren pabucu single leading edge brake shoe n.
Medical
eritroid öncü hücreleri erythroid precursors n.
hastanın hissettiği öncü belirti premonition n.
öncü ilaç innovator drug n.
Dentistry
dişteki öncü mine hücreleri vasıtasıyla mine üretimi amelogenesis n.
dişte öncü mine hücresi ameloblast adamantinom n.
Chemistry
türetilmiş bir oluşumun öncü maddesi parent n.
türetilmiş bir oluşuma öncü olan (çekirdek, iyon) parent adj.
Biology
öncü hücre blast cell n.
Astronomy
öncü yıldızı alpha canis minoris n.
öncü (yıldızı) procyon n.
Zoology
yumurtalık ve testisteki öncü hücrelerin mayoz bölünme ile yumurtalara ve spermatozoalara dönüşme süreci maturation n.
Apiculture
öncü arı scout bee n.
öncü arı searcher bee n.
Education
ingiltere'de joseph lancaster'ın öncü olduğu eğitim sistemine ait veya ilgili lancasterian adj.
History
roma ordusunun öncü komutanına ait veya ilişkin primipilar adj.
Environment
öncü şok foreshock n.
öncü madde precursor n.
Geology
öncü deprem foreshock n.
Military
öncü birlik advance force n.
öncü birlik ikinci kısmı advance guard reserve n.
öncü birlik advance party n.
öncü kuvvet advance force n.
öncü kuvvet advance party n.
amfibi öncü kuvveti amphibious advance force n.
öncü birlik advance guard n.
öncü kuvvet vanguard n.
öncü kolu vanguard n.
öncü ucu advance guard point n.
öncü yüzücü scout swimmer n.
öncü birlik vanguard n.
öncü birlik avant-garde n.
öncü öncüsü advance guard support n.
öncü çıkarma botu scout landing craft n.
öncü ucu advanced guard point n.
öncü kıta vanguard n.
öncü büyük kısmı advance guard reserve n.
öncü öncüsü büyük kısmı support proper n.
öncü birlik advanced guard n.
öncü kolu vanguardist n.
öncü kuvvet vanguardist n.
öncü muharebesi advance guard action n.
öncü (asker/birlik) point man n.
öncü muhafız desteği advance guard support n.
öncü (asker/birlik) walk point n.
öncü birlik avant-guard n.
öncü kuvvet van n.
öncü taarruz van n.
müşterek hava indirme öncü kuvveti joint airborne advance party (jaap) n.
öncü birlik van (vanguard) n.
öncü kıta van (vanguard) n.
öncü kuvvet van (vanguard) n.
öncü birlik van n.
öncü kıta van n.
öncü birlik herald n.
öncü birlik outguard n.
(öncü birlik bünyesinde yer alan) birincil alt birlik support n.
öncü tabur spearhead battalion n.
öncü birlik olmak take point v.
öncü (asker/birlik) be on point adj.
kraliyet öncü kolordusu rpc (royal pioneer corps) abrev.
Sport
öncü kimse pacesetter n.
Theatre
öncü oyun avant-garde n.
öncü tiyatro avant-garde theater n.
Archaic
öncü kolu vaward n.
öncü birlik avant–courier n.
öncü olan kimse vaunt-courier n.
Star Wars
dowutin öncü türü dowutin precursor species n.
mustafarlı öncü türü mustafarian precursor species n.
narquois öncü türü narquois precursor species n.
thisspias öncü türü thisspiasian precursor species n.
gelişmiş öncü eğitimi programı vanguard advanced training program n.
öncü karakolu vanguard outpost n.
öncü nöbetçi vanguard picket n.