| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | önkoşul | prerequisite n. | ||
|
A solution is not, however, a prerequisite for Cyprus's accession. Ancak çözüm Kıbrıs'ın üyeliği için bir önkoşul değildir. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | önkoşul | precondition n. | ||
|
What we can do, however, is to speak with perhaps greater authority about the political preconditions to success. Ancak yapabileceğimiz şey, başarının siyasi önkoşulları hakkında belki de daha büyük bir yetkiyle konuşmaktır. More Sentences |
||||
| Medical | ||||
| Medical | önkoşul | prerequisite n. | ||
|
Individual job descriptions, training courses and prerequisites vary enormously within the EU. Bireysel iş tanımları, eğitim kursları ve önkoşullar AB içinde büyük farklılıklar göstermektedir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | önkoşul | presupposition n. | ||
| General | önkoşul | necessity n. | ||
| Politics | ||||
| Politics | önkoşul | prior action n. | ||
| Archaic | ||||
| Archaic | önkoşul | presupposal n. | ||
| Turc | Anglais | |
|---|---|---|
| Education | ||
| Education | önkoşul becerileri | prerequisite skills n. |
| Education | (bir başka ders için) önkoşul dersi | prerequisite n. |
