Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | ışık parlaması | glaik [scotland] n. |
General | ışık parlaması | stream n. |
General | ışık parlaması | stricture [obsolete] n. |
Theatre | ||
Theatre | ışık parlaması | fade in n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Technical | ||
Technical | (harf veya harfin bir bölümünü ifade eden sinyal lambasının aniden açılması ile ortaya çıkan) ani ışık parlaması | dot n. |
Technical | genelde ksenonla dolu olup yüksek voltajlı elektrik sinyali ile ateşlendiğinde kısa ve kuvvetli ışık parlaması oluşturan boşalım borusu | flash tube n. |
Physics | ||
Physics | (enerjik foton veya parçacık) bir fosfora çarparak ışık parlaması üretmek | scintillate v. |
Chemistry | ||
Chemistry | kimyasalı yoğun ışık parlaması ile ayrıştırıp geçici olarak ortaya çıkan molekül parçalarını spektroskopik olarak gözlemleme | flash photolysis n. |
Photography | ||
Photography | deklanşör açıkken ani ışık parlaması yayan bir elektronik flaş tipi | flash gun n. |
Archaic | ||
Archaic | ani ışık parlaması | glimpse n. |
Archaic | hafif ışık parlaması | glimpse n. |