şerif - Turc Anglais Dictionnaire

şerif

Sens de "şerif" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

Anglais Turc
General
serif n. harf çıkıntısı
The typeface used in the newspaper had elegant serifs.
Gazetede kullanılan yazı karakterinin zarif harf çıkıntıları vardı.

More Sentences
Computer
serif n. çıkıntı
serif serif
Printery
serif n. (yazı karakterinde) bir harfe ilişik küçük çıkıntı çizgi

Sens de "şerif" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 6 résultat(s)

Turc Anglais
General
şerif sheriff n.
The sheriff handed down a fair judgment in the case.
İskoç şerif davada adil bir karar verdi.

More Sentences
şerif xerif n.
şerif grieve n.
şerif shireman n.
Law
şerif foud n.
Archaic
şerif shrieve n.

Sens de "şerif" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 60 résultat(s)

Turc Anglais
General
şerif departmanı sheriff's department n.
Sami went to the sheriff's department.
Sami şerif departmanına gitti.

More Sentences
şerif yardımcısı deputy sheriff n.
Dan is a retired deputy sheriff.
Dan emekli bir şerif yardımcısı.

More Sentences
şerif yardımcısı deputy n.
Three deputies were shot.
Üç şerif yardımcısı vuruldu.

More Sentences
(abd) şerif sheriff n.
The sheriff arrested the suspect.
Şerif, şüpheliyi tutukladı.

More Sentences
(ingiltere'de) yüksek şerif sheriff n.
The Sheriff presided over the opening ceremony.
Baş Şerif, açılış törenine başkanlık etti.

More Sentences
Politics
şerif yardımcısı deputy sheriff n.
Dan is a retired deputy sheriff.
Dan emekli şerif yardımcısıdır.

More Sentences
Geography
mezar-ı şerif mazar-i-sharif n.
Another area in which we face similar problems is in relation to the massacre in Mazar-i-Sharif.
Benzer sorunlarla karşılaştığımız bir diğer alan da Mezar-ı Şerif'teki katliamla ilgilidir.

More Sentences
General
şerif bir polis amiri sheriff n.
borçluları yakalayan şerif bürosu catchpoll n.
haremi şerif temple mount n.
borçluları yakalayan şerif bürosu catchpole n.
şerif yardımcısı bailiff n.
haremü'ş-şerif temple mount n.
şerif yardımcısı sheriff's deputy n.
şerif yardımcısı undersheriff n.
hadis-i şerif hadith n.
ramazan'ı şerif ramadan month n.
ramazan'ı şerif month ramadan n.
mezar-ı şerif mazar-e sharif n.
mezar-ı şerif mazar-i sharif n.
şerif rozeti sheriff badge n.
şerif mahkemesi turn [obsolete] n.
şerif yardımcısı pozisyonu undershrievalty n.
şerif yardımcısının ofisi undershrievalty n.
şerif yardımcısı makamı undershrievalty n.
toplumsal huzurun sağlanması için şerif tarafından toplanan yerliler grubu posse n.
toplumsal huzurun sağlanması için şerif tarafından toplanan yerliler grubu posse comitatus n.
flemenk şerif schout n.
mahkemenin icra emri üzerine mülkün şerif tarafından satılması sheriff's sale n.
mahkemenin icra emri üzerine mülkün şerif tarafından satılması execution sale n.
şerif yardımcısı shire clerk n.
(norman fethi öncesi ingiltere'de) şerif shire-reeve n.
şerif görev süresi shrivalty n.
şerif yetki alanı shrivalty n.
ingiliz şerif pocket sheriff n.
kraliyetin mutlak yetkisi ile atanan şerif pocket sheriff n.
şerif makamından etmek unsheriff v.
şerif unvanını elinden almak unsheriff v.
Law
şerif mahkemesi tourn [obsolete] n.
şerif veya emniyet müdürüne denk düşen bir ispanyol yönetici alguacil n.
şerif veya emniyet müdürüne denk düşen bir ispanyol yönetici alguazil n.
latin amerika veya ispanya'nın etkisi altında kalmış ülkelerde şerif veya emniyet müdürüne denk düşen bir yetkili alguacil n.
latin amerika veya ispanya'nın etkisi altında kalmış ülkelerde şerif veya emniyet müdürüne denk düşen bir yetkili alguazil n.
İngiliz şerif yardımcısı bailiff n.
tutuklama ve mahkeme kararlarının infaz edilmesini sağlayan şerif memuru bailiff n.
mahkeme emrini davalıya okuyan ve suçluyu tutuklayan şerif memuru bound bailiff n.
eski ilçe mahkemesinde şerif huzurunda davası görülebilir mahkeme emirleri vicontiel writs n.
adli kararın, mahkeme celbinin veya farklı bir belgenin genellikle üzerinde yer alan bir not ile şerif veya farklı bir yetkili tarafından ilgili belgenin düzenlendiği mahkemeye tebliğ edilmesi veya gönderilmesi return n.
(ingiliz hukuku) şerif veya şerif yardımcısı tarafından yönetilip jürisi olan mahkeme shire mote n.
(eski ingiliz hukuku) kontlukta şerif veya yardımcısı shire reeve n.
şerif ile ilgili vicontiel [uk] adj.
Politics
hatt-i şerif-i gülhane the imperial edict of gülhane n.
şerif vekili deputy sheriff n.
şerif yardımcılığı undersheriffry n.
şerif yardımcısı pozisyonu undersheriffry n.
şerif yardımcısının ofisi undersheriffry n.
şerif yardımcısı makamı undersheriffry n.
Religious
salavat-ı şerif durood shareef n.
sancak-ı şerif battle standard of muhammad n.
Cinema
kahraman şerif high noon n.