(birini) bir şey yapmak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

(birini) bir şey yapmak



Sens de "(birini) bir şey yapmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
(birini) bir şey yapmak name (one) as v.

Sens de "(birini) bir şey yapmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 48 résultat(s)

Turc Anglais
General
(birini, bir grubu) bir şey yapmak için ikna etmeye çalışmak woo v.
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir şey yapmak zorunda bırakmak force on (someone or something) v.
birini bir şey yapmak için harekete geçirmek stir someone into something v.
birini bir şey yapmak için harekete geçirmek stir someone to something v.
(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak terrify (one) into (something) v.
birini bir şey yapmak zorunda bırakmak terrify someone into something v.
birini bir şey yapmak zorunda bırakmak terrorize someone into something v.
(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak terrorize (one) into (something) v.
(birini/kendini bir şey) hakkında bilgi sahibi yapmak verse (someone or oneself) in (something) v.
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) yapmak set (someone, something, or oneself) up as (someone or something) v.
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) yapmak için gerekli ayarlamaları yapmak set (someone, something, or oneself) up as (someone or something) v.
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) konumuna getirmek için gereken düzenlemeleri yapmak set (someone, something, or oneself) up as (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şey yapmak set someone or something up as something v.
birini/bir şeyi bir şey yapmak için gerekli ayarlamaları yapmak set someone or something up as something v.
birini/bir şeyi bir şey yapmak için gerekli düzenlemeleri yapmak set someone or something up as something v.
birini (bir şey) yapmak zorunda/mecburiyetinde bırakmak bounce into (something) v.
(birini) bir şey yapmak zorunda bırakmak bounce into (someone) v.
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak call upon (someone) v.
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak compel (someone) to (do something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) yapmak establish (someone or something) in (something) v.
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak obligate (one) to v.
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak oblige (one) to (do something) v.
(birini bir şey) yapmak ordain (one) as (something) v.
(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak push (someone) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) yapmak set up as v.
(birini/kendini bir şey yapmak konusunda) tatlı dille kandırmak talk (someone or oneself) into (doing) (something) v.
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak torment (one) into (doing something) v.
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak torture (one) into (doing something) v.
Colloquial
uyuşturucu alım satımı, birini soyma, dolandırıcılık suç teşkil eden bir şey yapmak make a score v.
Idioms
(birini) gücendirecek bir şey yapmak tread on one's toes v.
birini (bir şey yapmak için) kandırmak fool someone into something v.
bilerek/haince birini üzecek bir şey yapmak spit in the eye of someone v.
bilerek/haince birini kızdıracak bir şey yapmak spit in the eye of someone v.
bilerek/haince birini sinirlendirecek bir şey yapmak spit in the eye of someone v.
(kendini/birini) yaralayacak bir şey yapmak do (oneself or someone) an injury v.
(kendini/birini) incitecek bir şey yapmak do (oneself or someone) an injury v.
(birini) sinirlendirecek bir şey yapmak get in wrong with (someone) v.
(birini) sinirlendirecek bir şey yapmak get on (someone's) bad side v.
(birini) sinirlendirecek bir şey yapmak get on the bad side of (someone) v.
(birini) harekete geçmek/bir şey yapmak zorunda bırakmak shake (one's) tree v.
(birini) onurlandıracak/gururlandıracak bir şey yapmak do (one) an honor v.
birini onurlandıracak/gururlandıracak bir şey yapmak do somebody an honour v.
(birini seçmek/bir şey yapmak için) adçekmek cast/draw lots (for something/to do something) v.
(birini seçmek/bir şey yapmak için) ad çekmek cast/draw lots (for something/to do something) v.
(birini seçmek/bir şey yapmak için) kura çekmek cast/draw lots (for something/to do something) v.
(birini seçmek/bir şey yapmak için) kur'a çekmek cast/draw lots (for something/to do something) v.
(birini seçmek/bir şey yapmak için) çekiliş yapmak cast/draw lots (for something/to do something) v.
(birini seçmek/bir şey yapmak için) ad çekme cast/draw lots (for something/to do something) v.