(birinin) yerine - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

(birinin) yerine



Sens de "(birinin) yerine" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
Phrases
(birinin) yerine in (one's) behalf expr.
Idioms
(birinin) yerine in (one's) own name expr.
(birinin) yerine on (one's) behalf expr.

Sens de "(birinin) yerine" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 207 résultat(s)

Turc Anglais
General
birinin yerine yazan ghost writer n.
birinin yerine çalışan locum n.
birinin yerine yazan ghostwriter n.
birinin yerine çalışan locum tenens n.
birinin yerine yazan ghost-writer n.
(birinin) yerine bakan caretaker n.
sözleşme taraflarından birinin, sözleşmenin gereğini belirtilen şekilde yerine getirememesi durumunda diğerine ödemek zorunda olduğu para miktarı contingency n.
birinin yerine yazmak ghost write v.
birinin tüm isteklerini yerine getirmek go all the way with v.
birinin yerine çalışmak fill in for v.
birinin yerine bakmak take over for someone v.
kendini birinin yerine koymak put oneself into someone's shoes v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) substitute v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) supersede v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) replace v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) take over from v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) take something (a post etc) over (from somebody) v.
birinin son arzusunu yerine getirmek honour one's dying wish v.
birinin yerine geçmek take one's place v.
birinin (görev) yerine bakmak fill in v.
birinin yerine başka biri gelmek be succeeded by v.
(birinin) yerine geçmek take the place of v.
görevli birinin yerine getirmek superinduce v.
kanun yerine birinin kararına bağlı olan arbitrary adj.
birinin yerine in someone's stead adv.
birinin yerine in somebody's room adv.
birinin ismi yerine kullanılır there pron.
Phrasals
(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek oblige (one) by (doing something) v.
(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek oblige someone by something v.
birinin yerine bakmak sit in (for somebody) v.
birinin yerine çalışmak work for someone v.
birinin bir yerine vurmak/çarpmak strike someone or something on something v.
birinin bir yerine vurmak punch someone on something v.
birinin bir yerine vurmak punch someone in something v.
birinin yerine bakmak fill in for v.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak sub for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak sub for (someone or something) v.
birinin yerine başka birini almak sub someone for (someone else) v.
birinin yerine başka birini görevlendirmek/koymak sub someone for (someone else) v.
birini (başka birinin yerine) almak sub someone for (someone else) v.
birinin yerine başka birini almak sub something for something else v.
birinin yerine başka birini görevlendirmek/koymak sub something for something else v.
birini (başka birinin yerine) almak sub something for something else v.
birinin/bir şeyin yerine geçmek sub for someone or something v.
birinin/bir şeyin yerine bakmak sub for someone or something v.
birinin/bir şeyin yerine çalışmak sub for someone or something v.
birinin/bir şeyin yerine görev yapmak sub for someone or something v.
birinin/bir şeyin yerine kullanmak sub for someone or something v.
birinin yerine (başka birini) tercih etmek switch from someone (to someone else) v.
birinin yerine geçmek fill in v.
birinin yerine bakmak fill in v.
birinin (veya bir hayvanın) bir yerine vurmak hit someone (or an animal) on something v.
birinin (veya bir hayvanın) bir yerine çarpmak hit someone (or an animal) on something v.
(birinin/bir şeyin bir yerine/bir şeyine) hafifçe/hafif hafif vurmak pat (someone or something) on (something or some place) v.
(birinin) bilincini yerine getirmek recall to (someone) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin her yerine bulaştırmak smear someone or something with something v.
birinin/bir şeyin bir yerine vurmak strike someone or something on something v.
birinin/bir şeyin bir yerine çarpmak strike someone or something on something v.
(birinin/bir şeyin/kendinin) gereksinimlerini (bir şeyle) yerine getirmek satisfy (someone, something, or oneself) with (something) v.
(birinin/bir şeyin/kendinin) isteklerini (bir şeyle) yerine getirmek satisfy (someone, something, or oneself) with (something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine getirmesi gereken bazı gereklilikler/zorunluluklar olmak require (something) of (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) her yerine sıçratmak splash all over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) her yerine işlemek splash all over (someone or something) v.
birinin/bir şeyin her yerine sıçramak/sıçratmak splatter someone or something up v.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak superimpose (someone or oneself) on (someone or something) v.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak superimpose (someone or oneself) onto (someone or something) v.
birinin yerine birine/bir şeye bakmak keep someone or something for someone v.
birinin yerine biriyle/bir şeyle ilgilenmek keep someone or something for someone v.
birinin (bir şeyine/yerine) vurmak knock on (something) v.
(birinin (bir şeyine/yerine) çarpmak knock on (something) v.
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafif hafif vurmak tap on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafifçe vurmak tap on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) bir yerine tıktık/pat pat vurmak tap on (someone or something) v.
birinin/bir şeyin bir yerine hafif hafif vurmak tap someone or something on something v.
birinin/bir şeyin bir yerine hafifçe vurmak tap someone or something on something v.
birinin/bir şeyin bir yerine tıktık/pat pat vurmak tap someone or something on something v.
(birinin) şuurunu yerine getirmek bring (someone) to v.
(birinin) bilincini yerine getirmek bring (someone) to v.
birinin yerine geçmek alternate with someone v.
birinin yerine görev yapmak alternate with someone v.
birinin yerine oynamak alternate with someone v.
alternatif olarak birinin yerine geçmek alternate with someone v.
birinin yerine bakmak appear for someone v.
(birinin) bilincini yerine getirmek bring (someone) to v.
birinin iş yerine giriş saatini kaydetmek clock someone in v.
birinin iş yerine giriş saatini takip etmek/tutmak clock someone in v.
birinin/bir şeyin yerine bakmak substitute for someone or something v.
birinin/bir şeyin yerine geçmek substitute for someone or something v.
birini (başka birinin) yerine geçirmek substitute someone for (someone else) v.
(birinin/bir şeyin) her yerine yayılmak extend over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak fill in (for someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak front for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak interchange with (someone or something) v.
(birinin) keyfini yerine getirmek jolly (someone) up v.
(birinin) yerine bakmak make up for (one) v.
(birinin) yerine idare etmek make up for (one) v.
(birinin/bir şeyin bir yerine) yumruk atmak punch (someone or something) on (something) v.
(birinin/bir şeyin bir yerine) vurmak punch (someone or something) on (something) v.
(birinin/bir şeyin bir yerine) çakmak punch (someone or something) on (something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak replace (someone or something) by (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek replace (someone or something) by (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak replace (someone or something) with (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek replace (someone or something) with (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak stand in for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek stand in for (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine saçmak strew (something) (all) over (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine dağıtmak strew (something) (all) over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak sub in (for someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek sub in (for someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine koymak sub in (for someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek sub in (for someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak sub in (for someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek swap in (for someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek swap in (for someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine almak swap in (for someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) bir yerine kırbaçla vurmak whip (someone or something) on v.
Phrases
birinin yerine diğerini one over the other expr.
birinin/bir şeyin yerinde/yerine in (someone's or something's) place expr.
birinin/bir şeyin yerine in (someone's or something's) place expr.
(birinin/bir şeyin) yerine in place of (someone or something) expr.
birinin/bir şeyin yerine in place of somebody/something expr.
Proverb
kendini birinin yerine koymadan yargılama don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes
Colloquial
birinin yerine bir görevi yerine getiren program (bot) droid n.
bir şeyi birinin yerine ödemek get it v.
bir şeyi birinin yerine karşılamak get it v.
(birinin bir yerine) vurmak hit in v.
orada olmayan birinin yerine geçmek cover v.
Idioms
birinin pis işlerini yerine getirmesi için tutulmuş adamı long knife n.
birinin yerine getirmesi gereken sorumluluk/zor durum cross (somebody has) to carry n.
(birinin) yerine geçmek fill the shoes v.
başka birinin yerine de bakmak double in brass v.
birinin yerine geçmek take over for someone v.
birinin yerine göreve gelmek step into somebody's shoes v.
birinin yerine göreve gelmek fill somebody's shoes v.
birinin yerine idare etmek cover for someone v.
birinin yerine işi yürütmek hold the fort v.
birinin yerine işi yürütmek hold down the fort v.
birinin yerine idare etmek stand in for someone v.
kendini birinin yerine koymak put oneself into someone's shoes v.
kendini birinin yerine koymak step into someone's shoes v.
kendini başka birinin yerine koymak put oneself into someone's shoes v.
(görev anlamında) birinin yerine geçmek take up the slack v.
(görev anlamında) birinin yerine geçmek pick up the slack v.
(iş/görev anlamında) birinin yerine geçmek step into someone's shoes v.
ölmüş birinin yerine geçmek step into dead men's shoes v.
(birinin) taleplerini yerine getirmek bow to (one's) demands v.
birinin taleplerini yerine getirmek bow to someone's demands v.
birinin yerini tutmak/yerine bakmak keep somebody’s seat warm (for them) v.
bir süreliğine birinin yerini almak/yerine bakmak keep somebody’s seat warm (for them) v.
birinin yerine yapması gereken her şeyi yapmak be spoon-fed v.
(birinin) yerine geçmek fill (one's) boots v.
(birinin) yerine bakmak fill (one's) boots v.
birinin işini onun yerine en iyi şekilde yapmak fill somebody’s boots/shoes v.
bir şeyi birinin yerine yapmaktansa ona nasıl yapacağını öğretmek teach a man to fish v.
birinin yerine işi yürütmek man the fort v.
birinin bir yerine vurmak hit someone in something v.
birinin bir yerine çarpmak hit someone in something v.
(birinin) keyfini yerine getirmek raise (one's) spirits v.
(birinin) neşesini yerine getirmek raise (one's) spirits v.
birinin keyfini yerine getirmek raise somebody’s spirits v.
birinin neşesini yerine getirmek raise somebody’s spirits v.
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak serve as one's replacement v.
(birinin/bir şeyin)yerine geçmek serve as one's replacement v.
kendini (birinin) yerine koymak stand in (someone's) shoes v.
kendini (başka birinin) yerine koymak walk a mile in (someone's) shoes v.
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek juice (someone or something) back to life v.
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek juice (someone or something) back to life v.
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek juice (someone or something) back up v.
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek juice (someone or something) back up v.
birinin yerine bir yere/şeye bakmak mind the shop v.
kısa süreliğine birinin yerine bir şeye/yere bakmak mind the shop v.
kısa süreliğine birinin yerine bir şeye/yere göz kulak olmak mind the shop v.
bir darbeyle (birinin) bilincini yerine getirmek knock (someone) out of (something) v.
(birinin/bir şeyin) bilincini yerine getirmek bring (someone or something) to life v.
(birinin) yerine geçmek change/swap places (with somebody) v.
(birinin) yerine geçmek change places with (one) v.
birinin yerine geçmek change places with someone v.
(birinin) yerine geçmek change/swap places v.
(birinin) isteklerini/buyruklarını yerine getirmek dance to (one's) tune v.
(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek do (one's) bidding v.
(birinin) emrini yerine getirmek do (one's) bidding v.
(birinin) yerine göreve gelmek fill shoes v.
(birinin) yerine geçmek fill shoes v.
(birinin) bir yerine vurmak hit in v.
birinin yerine bakmak keep (one's) (something) warm v.
bir şeyi birinin yerine yürütmek keep something warm for someone v.
(kendini birinin) yerine koymak put (oneself) in (someone's) shoes v.
kendini birinin yerine koymak put someone in his or her place v.
kendini birinin yerine koymak put oneself in someone's place v.
(birinin) sağlığını yerine getirmek put the roses back in (one's) cheeks [uk] v.
(birinin) enerjisini yerine getirmek put the roses back in (one's) cheeks [uk] v.
birinin cenaze/defin işlemlerini yürütmek/yerine getirmek send someone to glory v.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek take (someone's or something's) place v.
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek take the place of (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine in (someone's or something's) stead expr.
birinin/bir şeyin yerine in somebody's/something's stead expr.
birinin yerinde/yerine in someone's shoes expr.
birinin yerinde/yerine in someone else's shoes expr.
birinin yerinde/yerine in someone's place expr.
birinin yerinde/yerine in someone's stead expr.
Trade/Economic
başka birinin yerine koyma substitution n.
Law
(kilise mahkemesinde) resmi talep yerine taraflardan birinin talebi üzerine açılan dava instance n.
birinin yerine geçmek substitute v.
Sport
(birinin golf topunu) egzersiz sahasından alıp yerine bir işaret bırakmak mark v.
Slang
birinin yanındaki yerine cep telefonuyla ilgilenmesi phubbing n.
birinin yerine geçmek tag in v.
birinin yerine geçmek tag out v.