Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | alarm clock n. | çalar saat | ||
Tom forgot to set his alarm clock. Tom çalar saatini kurmayı unuttu. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | alarm clock n. | çalar saat | ||
Tom forgot to set his alarm clock. Tom çalar saatini kurmayı unuttu. More Sentences |
||||
Informatics | ||||
Informatics | alarm clock n. | çalar saat | ||
Tom forgot to set his alarm clock. Tom çalar saatini kurmayı unuttu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | alarm clock n. | alarmlı saat | ||
Technical | ||||
Technical | alarm clock n. | alarm saati | ||
Informatics | ||||
Informatics | alarm clock n. | uyarıcı saat |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Speaking | ||
Speaking | I set my alarm clock for 7 am expr. | saatimi sabah yediye kurdum |
Modern Slang | ||
Modern Slang | alarm clock anxiety n. | belli bir saatte kalkılması gerektiğinde kaygıdan uyuyamayıp sürekli saate bakma hali |
Modern Slang | alarm clock sex n. | sabah uyandığında yapılan seks |
Modern Slang | alcohol alarm clock n. | yüksek miktarda alkol tükettikten sonra kötü bir halde erkenden uyanıp tekrar uyuyamama |
Modern Slang | alarm clock anxiety n. | çalar saat kaygısı |