Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
identification sign
participate in destructive activities
arazide
Historique
Phrases
Sens de
"arazide"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
arazide
in the field
adv.
Cattle were grazing
in the field.
Sığırlar
arazide
otluyordu.
More Sentences
Sens de
"arazide"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 96 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
bozuk arazide yapılmış geçit
causeway
n.
2
General
bataklık arazide oturan kimse
bogtrotter
n.
3
General
her tür arazide kullanılan araç
all-terrain vehicle
n.
4
General
çalılık arazide oturan kimse
bushman
n.
5
General
arazide engebe
relief
n.
6
General
açık arazide kullanılan yatak
tent bed
n.
7
General
kırsal arazide yaşayan ve çalışan kimse
landsman
n.
8
General
bataklık arazide yaşayan kimse
marshlander
n.
9
General
arazide sığır veya saman için kullanılan basit bir barınak
hemmel [dialect] [uk]
n.
10
General
arazide uzun ve yorucu yürüyüşlere çıkma etkinliği
hiking
n.
11
General
alçak ve düz bir arazide belirgin olan tepeler
mountain
n.
12
General
çalılık arazide çalışan kimse
bushwhacker [new zealand]
n.
13
General
çalılık arazide yaşayan bir kadın
bushwoman
n.
14
General
(arazide vb) yürüyüşe çıkmak
go on a hike
v.
15
General
çalılık arazide yürüyüş yapmak
bushwalk
v.
16
General
çalılık arazide çalışmak
bushwhack [new zealand]
v.
17
General
engebeli arazide seyahat etmek
off-road
v.
18
General
engebeli arazide yolculuk etmek
off-road
v.
19
General
küçük arazide çiftçi olarak çalışmak
croft [uk]
v.
20
General
(tahıl, malt ve elyaf gibi ürünleri) arazide hava ve güneşe maruz bırakmak
field
v.
21
General
arazide ölçülmüş
field surveyed
adj.
22
General
her arazide gidebilen
all-terrain
adj.
23
General
her arazide gidebilen
all terrain
adj.
24
General
arazide üretilen
field
adj.
25
General
arazide yürütülen
field
adj.
26
General
arazide kullanılan
field
adj.
27
General
arazide çalışan
field
adj.
28
General
arazide faal olan
field
adj.
29
General
yol yerine arazide rekabet edilen
field
adj.
30
General
engebeli arazide yapılan
off-road
adj.
Law
31
Law
(iskoç hukukunda) tahılın belirli bir arazide yetiştirilip belirli bir değirmende çekilmesini sağlama yükümlülüğü
astriction
n.
32
Law
arazide mülke sahip olan kimse
holder
n.
33
Law
kendi mülkü olan arazide oturan kimse
inholder
n.
Industry
34
Industry
arazide petrol veya gaz keşfedildikten sonra kapsam değerlendirmesi için yapılan sondaj
appraisal drilling
n.
Technical
35
Technical
arazide test
in situ test
n.
36
Technical
arazide permeabilite testi
inplace permeability test
n.
Construction
37
Construction
arazide yerleştirme ve montaj işlemleri kılavuzu
guide for laying and on-site work practices
n.
38
Construction
(sahilde veya çalılık arazide) basit ev
whare
n.
Automotive
39
Automotive
arazide dolaşma
four-wheeling
n.
40
Automotive
yolda veya arazide gitmek icin dizayn edilmiş hafif ve kıvrak araç
sport utility vehicle
n.
41
Automotive
yolda veya arazide gitmek icin dizayn edilmiş hafif ve kıvrak araç
suv
n.
42
Automotive
çamurlu arazide daha fazla çekiş sağlamak için tank paletine lehimlenen metal flanş
duckbill
n.
43
Automotive
engebeli arazide kullanılmak üzere tasarlanmış bir araç
off-roader
n.
Traffic
44
Traffic
engebeli arazide var olan
off-road
adj.
45
Traffic
engebeli arazide bulunan
off-road
adj.
46
Traffic
engebeli arazide kullanım için tasarlanan
off-road
adj.
47
Traffic
engebeli arazide
off-road
adv.
Petrol
48
Petrol
petrol bölgesi olarak bilinmeyen bir arazide açılan petrol keşif kuyusu
wildcat well
n.
Botanic
49
Botanic
ekili arazide yetişen, ince salkımları olan bir kuzey amerika otu
tickle grass (panicum capillare)
n.
50
Botanic
ekili arazide yetişen, ince salkımları olan bir kuzey amerika otu
witchgrass
n.
51
Botanic
ekili arazide yetişen, ince salkımları olan bir kuzey amerika otu
tumble grass
n.
52
Botanic
kuzey amerika'da genellikle ekili arazide yetişen ince bir ot
tumble grass (panicum capillare)
n.
53
Botanic
kuzey amerika'da genellikle ekili arazide yetişen ince bir ot
witchgrass
n.
54
Botanic
kuzey amerika'da genellikle ekili arazide yetişen ince bir ot
witch grass
n.
55
Botanic
kuzey amerika'da genellikle ekili arazide yetişen ince bir ot
old witchgrass
n.
56
Botanic
kuzey amerika'da genellikle ekili arazide yetişen ince bir ot
old witch grass
n.
57
Botanic
kuzey amerika'da genellikle ekili arazide yetişen ince bir ot
witch panicgrass
n.
58
Botanic
sulak arazide yetişen parnassia cinsine mensup bitki
grass of parnassus
n.
59
Botanic
kurak ve çıplak arazide yetişen
glareal
adj.
Agriculture
60
Agriculture
arazide aşılama
field budding
n.
61
Agriculture
ekime hazırlanan arazide ağaçların ve çalıların söküldüğü bölge
assart
n.
62
Agriculture
kayalık arazide elle sürülmüş küçük arsa
lazy bed [uk]
n.
63
Agriculture
hasattan sonra arazide kalan üzümleri toplayan kimse
gleaner
n.
64
Agriculture
biçilmiş veya otlatılmış arazide yeni çıkan otlaklar
fog
n.
65
Agriculture
(ekili arazide) ekilmemiş ufak bölge
skip
n.
66
Agriculture
arazide ağaç ve çalıları sökerek belirli bir bölgeyi ekime hazırlamak
assart
v.
67
Agriculture
(hayvanları) yeni ot bitmiş olan bir arazide otlatmak
fog [uk]
v.
68
Agriculture
(arazide ekili şeritleri) tepecikli hale getirmek
stitch [dialect]
v.
69
Agriculture
ekilebilir arazide büyüyen
agrestal
adj.
Forestry
70
Forestry
arazide bulunan ağaçları araziden bağımsız olarak alma veya satma hakkı
timber right
n.
71
Forestry
arazide bulunan ağaçları araziden bağımsız olarak alma veya satma hakkı
timber rights
n.
History
72
History
umumi arazide otlatılma hakkı bulunan (inek ve koyun)
commonable [uk]
adj.
Archaeology
73
Archaeology
arazide iki belirgin lokasyonu birbirine bağlayan ve tarih öncesinden kaldığı düşünülen hat
ley
n.
Environment
74
Environment
özellikle yangın sonrası çoraklaşmış arazide çoğalıp yeni bir ekolojik döngü başlatabilen canlı
pioneer
n.
75
Environment
(bitki örtüsünde, arazide) aşırı otlanmak
overbrowse
v.
76
Environment
kirliliği azaltmak için (arazide) değişiklikler yapmak
mitigate
v.
Geography
77
Geography
düz veya hafif eğimli bir arazide bulunan çöküntü
sag
n.
78
Geography
düz bir arazide tek başına duran kireçtaşı tepesi veya kütlesi
hum
n.
79
Geography
arazide iki belirgin lokasyonu birbirine bağlayan ve tarihöncesinden kalma bir yol olduğu düşünülen hat
ley line
n.
80
Geography
dalgalı arazide tepe veya vadi
fold [uk]
n.
81
Geography
(arazide) toprak kesitinin on altıda biri
forty
n.
Military
82
Military
askeri birliğin arazide hareket etme yeteneği
trafficability
n.
83
Military
italyan ordu birliğinin dağlık arazide savaşmak üzere eğitilmiş mensubu
alpino
n.
84
Military
arazide hareket kabiliyeti
cross country mobility
n.
Hunting
85
Hunting
iz üstündeki av hayvanının arazide yaptığı keşif
cast
n.
Sport
86
Sport
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor
globe-riding
n.
87
Sport
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor
sphereing
n.
88
Sport
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor
orbing
n.
89
Sport
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor
zorbing
n.
90
Sport
(özellikle arazide kullanıma uygun) küçük motosiklet
chook chaser
n.
91
Sport
engebeli arazide bisiklet sürme
trail riding
n.
92
Sport
engebeli arazide bisiklet sürme
trail biking
n.
93
Sport
engebeli arazide yapılan bir bisiklet sporu
cyclo-cross
n.
Reptiles
94
Reptiles
kurak ve yarı kurak iklimde, açık arazide yaşayan boynuzlu bir kertenkele
texas horned lizard (phrynosoma cornutum)
n.
Slang
95
Slang
(askerler için) üzerinde ağır teçhizatlarla zorlu bir arazide yürümek
yomp
v.
Modern Slang
96
Modern Slang
her türlü arazide gidebilen tren
all terrain train
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of arazide
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy