arındırılmış - Turc Anglais Dictionnaire

arındırılmış

Sens de "arındırılmış" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)

Turc Anglais
General
arındırılmış purged adj.
arındırılmış depurate [obsolete] adj.
Medical
arındırılmış sterile adj.
Gastronomy
arındırılmış clarified adj.

Sens de "arındırılmış" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 74 résultat(s)

Turc Anglais
General
tuzdan arındırılmış desalinated adj.
Added to this will be more than 200 hm 3 of desalinated water.
Buna 200 hm 3'ten fazla tuzdan arındırılmış su eklenecektir.

More Sentences
Military
askerden arındırılmış demilitarised adj.
Why has Kisangani, despite resolutions by the Security Council, still not been demilitarised?
Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen Kisangani neden hala askerden arındırılmadı?

More Sentences
General
kloru arındırılmış su dechlorinated water n.
toz ve bakteriden arındırılmış oda white room n.
zehirden arındırılmış detoxified adj.
ormandan arındırılmış deforested adj.
oksijenden arındırılmış deoxygenated adj.
buzdan arındırılmış defrosted adj.
bağlamından arındırılmış decontextualized adj.
bağlamından arındırılmış decontextualised adj.
yükten arındırılmış disburdened adj.
yükten arındırılmış unloaded adj.
tanrılardan arındırılmış securus adversus deos (free from gods) adj.
nükleer silahlardan arındırılmış denuclearised adj.
nükleer silahlardan arındırılmış denuclearized adj.
yağdan arındırılmış defatted adj.
takvim etkisinden arındırılmış calendar adjusted adj.
takvim etkisinden arındırılmış seasonally adjusted adj.
yükünden arındırılmış unburdened adj.
samandan, çöpten, vb. arındırılmış chaffless adj.
yükünden arındırılmış uncumbered adj.
mitlere özgü unsurlardan arındırılmış demythologised [uk] adj.
mitlere özgü unsurlardan arındırılmış demythologize [us] adj.
mitolojik unsurlarından arındırılmış demythologized adj.
mitolojik unsurlarından arındırılmış demythologised adj.
kirinden arındırılmış done with adj.
engellerden arındırılmış cleared adj.
Trade/Economic
arındırılmış müdahale sterilised intervention n.
enflasyondan arındırılmış inflation-adjusted adj.
mevsimsellikten arındırılmış seasonally adjusted adj.
Law
intihar riskini artıran eşyadan arındırılmış gözetim hücresi ligature-free suicide watch cell n.
suçtan arındırılmış crime free adj.
Politics
askerden arındırılmış bölge demilitarized zone n.
nükleer silahlardan arındırılmış bölge nuclear-free zone n.
Industry
kimyasal olarak işlenip yabancı maddelerden arındırılmış kağıt hamurundan yapılan (kağıt) woodfree adj.
Media
daha makul hale getirmek için nahoş detaylardan arındırılmış (haber metni, belge) sanitized adj.
daha makul hale getirmek için nahoş detaylardan arındırılmış (haber metni, belge) sanitised adj.
Technical
mikroişlemcilerin üretiminde kullanılan, tüm yabancı parçacıklardan arındırılmış oda laminar flow clean room n.
fırında arındırılmış bakır fire-refined copper n.
hurdalardan arındırılmış metal secondary metal n.
oksijenden arındırılmış deoxygenated adj.
tuzdan arındırılmış desalted adj.
yağdan arındırılmış degreased adj.
Computer
hatalardan arınmış/arındırılmış bug-free adj.
Electric
yalıtılmış kapılı arındırılmış tip transistör insulated-gate depletion type transistor n.
Automotive
krom parçalardan arındırılmış shaved adj.
Aeronautic
arındırılmış (steril) alan sterile area n.
maniadan arındırılmış bölge obstacle free zone n.
lazer ışınından arındırılmış uçuş bölgesi laser-beam free flight zone n.
Psychology
ilettiği tüm bilgiden ve dış dünyadaki varsayımsal kaynağından arındırılmış duyu sense datum n.
Chemistry
betainden arındırılmış debetainized adj.
betainden arındırılmış debetainised adj.
iyondan arındırılmış deionised adj.
iyondan arındırılmış deionized adj.
karbondan arındırılmış decarbonated adj.
karbondan arındırılmış decarbonized adj.
karboksilden arındırılmış decarboxylated adj.
karbondan arındırılmış decarbonised adj.
protondan arındırılmış deprotonated adj.
zararlı kimyasal maddeden arındırılmış decontaminated adj.
Agriculture
dormansi durumundayken sökülüp nakledilmeden önce topraktan arındırılmış bitki bare-root n.
otlardan arındırılmış clean adj.
Breeding
tüberküloz gibi hastalıklardan arındırılmış (büyükbaş hayvan) attested [brit] adj.
Environment
arındırılmış alan clean area n.
Military
askerden arındırılmış bölge demilitarized zone n.
askerden arındırılmış bölge zone of separation n.
askerden arındırılmış bölge dmz n.
denizaltı savunma harbinden arındırılmış bölge antisubmarine warfare free area n.
güney pasifik nükleer silahtan arındırılmış bölge south pacific nuclear-free zone n.
iletkenden arındırılmış bölge conductor free zone n.
nükleer silahlardan arındırılmış bölge denuclearized zone n.
nükleer silah ve maddelerden arındırılmış toprak nuclear free n.
nükleer silahlardan arındırılmış nuclear-free adj.
askerden arındırılmış demilitarized adj.