Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | baffled adj. | şaşırmış | ||
You look baffled. Şaşkın görünüyorsunuz. More Sentences |
||||
General | baffled adj. | şaşkına dönmüş | ||
I was completely baffled. Tamamen şaşkına döndüm. More Sentences |
||||
General | baffled adj. | şaşırıp kalmış | ||
Tom was obviously baffled. Tom açıkça şaşırıp kalmıştı. More Sentences |
||||
General | baffled adj. | şaşıp kalmış | ||
General | baffled adj. | şaşırtılmış | ||
General | baffled adj. | afallamış | ||
General | baffled adj. | afallamış |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be baffled v. | şaşmak | ||
Tom's parents were baffled. Tom'un ailesi şaşkındı. More Sentences |
||||
General | be baffled v. | şaşırmak | ||
Tom's parents were baffled. Tom'un ebeveynleri şaşırmıştı. More Sentences |
||||
General | be baffled v. | apışıp kalmak | ||
Technical | ||||
Technical | baffled chamber n. | bölmeli oda |