beslenme - Turc Anglais Dictionnaire

beslenme

Sens de "beslenme" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
beslenme nutrition n.
It has implications for farming, nutrition, the environment, and, of course, medicine and the treatment of illness.
Bu durumun tarım, beslenme, çevre ve tabii ki tıp ve hastalıkların tedavisi üzerinde etkileri olacaktır.

More Sentences
General
beslenme nutrition n.
The best form of prevention remains the guarantee of good housing and working conditions, nutrition and health.
En iyi önleme biçimi, iyi barınma ve çalışma koşullarının, beslenme ve sağlığın garanti altına alınmasıdır.

More Sentences
beslenme alimentation n.
In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.
İnsanlar hayatta kalmak için yiyecek ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyaç duyarlar.

More Sentences
Medical
beslenme alimentation n.
In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.
Hayatta kalmak için, insanların yiyeceklerden ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyacı var.

More Sentences
beslenme nutrition n.
Emphasis is also placed on developing common strategies on health determinants such as nutrition.
Beslenme gibi sağlığın belirleyicileri konusunda ortak stratejiler geliştirilmesine de vurgu yapılmaktadır.

More Sentences
Dentistry
beslenme diet n.
Exposure to lead in the diet is well within safe limits.
Beslenmede kurşuna maruz kalma güvenli sınırlar içindedir.

More Sentences
Food Engineering
beslenme nutrition n.
Firstly, clean water and sound nutrition.
İlk olarak, temiz su ve sağlıklı beslenme.

More Sentences
Common Usage
beslenme nourishment n.
General
beslenme aliment n.
beslenme nourishment n.
beslenme nutriture n.
beslenme cenation [obsolete] n.
beslenme nouriture n.
beslenme nourriture n.
beslenme nutrication [obsolete] n.
beslenme repast n.
beslenme alimentary adj.
beslenme nutritive adj.
Physiology
beslenme alimentation n.
Archaic
beslenme nourriture n.

Sens de "beslenme" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 389 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kötü beslenme malnutrition n.
It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.
Kötü beslenmenin yeterli gıda alamamak anlamına geldiği yaygın bir yanılgıdır.

More Sentences
General
beslenme çantası lunch box n.
Whose lunch box is this?
Bu kimin beslenme çantası?

More Sentences
beslenme biçimi diet n.
Seaganism is a fishy diet.
Deniz veganlığı kuşku yaratan bir beslenme biçimi.

More Sentences
yetersiz beslenme inadequate nutrition n.
Specific vitamins break down over time, leaving astronauts at risk of inadequate nutrition.
Belirli vitaminler zamanla parçalanarak astronotları yetersiz beslenme riski altında bırakır.

More Sentences
dengeli beslenme balanced diet n.
I think I eat a fairly balanced diet.
Sanırım oldukça dengeli besleniyorum.

More Sentences
sağlıklı beslenme healthy diet n.
The proposals for training on a healthy diet have already attracted widespread ridicule in the British press.
Sağlıklı beslenme eğitimi önerileri şimdiden İngiliz basınında alay konusu oldu.

More Sentences
organik beslenme eating organic foods n.
Sarge, this guy is eating organic food, he's using green ammo and he's targeting gas guzzlers.
Çavuş, bu adam organik besleniyor, yeşil cephane kullanıyor ve benzin yakan araçları hedef alıyor.

More Sentences
beslenme uzmanı nutritionist n.
Tom is a nutritionist.
Tom bir beslenme uzmanıdır.

More Sentences
beslenme çantası lunch pail n.
Tom grabbed his lunch pail and headed for school.
Tom beslenme çantasını aldı ve okula doğru yola çıktı.

More Sentences
doğal beslenme natural diet n.
A natural diet is suitable for human digestion.
Doğal beslenme insan sindirimine uygundur.

More Sentences
beslenme çantası lunchbox n.
Tom took the sandwich out of his lunchbox.
Tom beslenme çantasından sandviçini çıkardı.

More Sentences
Technical
kötü beslenme malnutrition n.
Malnutrition occurs when a person's diet contains too few or too many nutrients.
Kötü beslenme bir kişinin diyetinde çok az ya da çok besin içerdiği zaman oluşur.

More Sentences
Medical
yanlış beslenme malnutrition n.
Any one of us could suffer from malnutrition without knowing it!
Herhangi birimiz farkında olmadan yanlış beslenmeden muzdarip olabiliriz!

More Sentences
Pathology
beslenme eksiklikleri nutritional deficiencies n.
Anemia is considered the most common world nutritional deficiency.
Anemi, dünyadaki en yaygın beslenme eksikliği olarak kabul edilmektedir.

More Sentences
Biology
yetersiz beslenme malnutrition n.
Malnutrition is generally more severe.
Yetersiz beslenme genellikle daha ağırdır.

More Sentences
Marine Biology
yanlış beslenme malnutrition n.
Malnutrition occurs when a person's diet contains too few or too many nutrients.
Yanlış beslenme, bir kişinin diyetinin çok az veya çok fazla besin içermesi durumunda ortaya çıkar.

More Sentences
Sport
dengeli beslenme balanced diet n.
I try to eat a balanced diet.
Dengeli beslenmeye çalışıyorum.

More Sentences
Common Usage
yetersiz beslenme poor nutrition n.
yetersiz beslenme malnourishment n.
yetersiz beslenme undernutrition n.
yetersiz beslenme undernourishment n.
beslenme sondası feeding tube n.
dengesiz beslenme malnutrition n.
General
dengeli beslenme balanced nutrition n.
kötü beslenme malnutrion n.
yetersiz beslenme underfeeding n.
beslenme havzası catchment area n.
beslenme düzeni diet n.
beslenme bozuklukları nutrition disorders n.
beslenme bölgesi catchment area/basin n.
iyi beslenme eutrophy n.
hayvani beslenme zoophagous n.
beslenme yetersizliği lack of food n.
dengeli beslenme healthy nourishment n.
beslenme yetersizliği starvation n.
beslenme politikası nutrition policy n.
yetersiz beslenme inanition n.
beslenme alışkanlıkları food habits n.
beslenme bölgesi catchment area n.
beslenme bölgesi catchment basin n.
sadece ekmek ve su ile beslenme xerophagy n.
hayvansal beslenme zoophagous n.
beslenme yetersizliği denutrition n.
beslenme kifayetsizliği denutrition n.
beslenme yetersizliği innutrition n.
beslenme yetersizliği lack of nutrition n.
beslenme kifayetsizliği innutrition n.
yetersiz beslenme innutrition n.
yetersiz beslenme denutrition n.
beslenme eksikliği denutrition n.
beslenme eksikliği lack of nutrition n.
yetersiz beslenme lack of nutrition n.
beslenme kifayetsizliği lack of nutrition n.
beslenme eksikliği innutrition n.
at etiyle beslenme hippophagy n.
beslenme araştırmaları nutrition surveys n.
beslenme yetersizliği undernutrition n.
kaşık ile beslenme spoon feeding n.
günlük beslenme daily nutrition n.
beslenme zinciri food chain n.
beslenme piramidi food pyramid n.
beslenme ağı food web n.
beslenme tüpü feeding tube n.
beslenme çantası tucker-bag n.
kültürel beslenme cultural nourishment n.
beslenme döngüsü nutrient cycle n.
beslenme dolaşımı nutrition cycle n.
sebzeli beslenme vegetable diet n.
yanlış beslenme malnourishment n.
ibrani beslenme kuralları kashruth n.
ibrani beslenme kuralları kashrut n.
ibrani beslenme kuralları kashrus n.
sadece meyveyle beslenme fruitarianism n.
beslenme alışkanlığı feeding behaviour n.
japonya'da özellikle çocukların beslenme çantalarına konulacak şekilde yapılan kutu yemek obento n.
organik beslenme organic nutrition n.
sağlıklı beslenme bilinci healthy eating awareness n.
beslenme uzmanı dietitian n.
beslenme uzmanı dietician n.
beslenme kuralları dietary n.
sağlıklı beslenme healthy nutrition n.
beslenme çantası lunch kit n.
beslenme merkezi nutrition center n.
düzenli beslenme proper diet n.
düzenli beslenme balanced diet n.
düzenli beslenme regular diet n.
düzenli beslenme well-balanced diet n.
düzenli beslenme eating properly n.
düzenli beslenme proper nutrition n.
beslenme biçimleri dietary patterns n.
düzensiz beslenme irregular eating habit n.
kendi kendini yiyerek beslenme self-cannibalization n.
kendi kendini yiyerek beslenme self-cannibalisation n.
beslenme alışkanlıkları dietary habits n.
beslenme yönetimi nutritional management n.
yetersiz beslenme subnutrition n.
beslenme okuryazarlığı nutrition literacy n.
beslenme çantası food bag n.
yetersiz beslenme cacotrophy n.
beslenme yetersizliği affamishment [obsolete] n.
beslenme ve barınma easement [obsolete] n.
zengin ve güzel yemeklerle beslenme high living n.
yanlış beslenme misdiet n.
beslenme uzmanı dietist n.
(köpek balıkları için) yoğun ve hunharca beslenme dönemi feeding frenzy n.
(ticari veya beslenme amaçlı avlanan) avcı pot hunter n.
etle beslenme sarcophagy n.
beslenme alışkanlıklarını inceleyen bilim dalı phagology [obsolete] n.
gıda, beslenme düzeni ve besin değerlerini bilimsel olarak inceleyen bir alan sitology n.
gıda, beslenme düzeni ve besin değerlerini bilimsel olarak inceleyen bir alan sitiology n.
beslenme düzenini değiştirmek change one's eating habit(s) v.
beslenme düzenini değiştirmek change one's eating pattern v.
(yiyecek veya beslenme düzeni) takviyelerle zenginleştirmek fortify [obsolete] v.
beslenme ile ilgili alimentary adj.
beslenme ile ilgili nutritional adj.
beslenme ile ilgili nutritive adj.
dengeli (beslenme) well-balanced adj.
beslenme ile ilgili nutritial adj.
beslenme ile ilgili nutritionary adj.
beslenme sağlayan nutritionary adj.
beslenme kurallarına uygun kosher adj.
geleneksel çin kozmolojisindeki yin ve yang arasındaki dengeyi uyarlayan (beslenme) macrobiotic adj.
büyüme veya beslenme ile ilgili vegetive [obsolete] adj.
büyüme veya beslenme işlevi olan vegetive [obsolete] adj.
çin'in geleneksel giyim veya beslenme tarzına ilişkin mandarin adj.
(bitkinin) beslenme ve büyüme fonksiyonları ile ilgili metabolic adj.
(bitkinin) beslenme ve büyüme fonksiyonlarına ait metabolic adj.
beslenme sağlayan pabulous adj.
fleksitaryen beslenme düzenine ait veya ilgili flexitarian adj.
beslenme açısından nutritionally adv.
beslenme ile ilgili olarak nutritionally adv.
beslenme anlamı veren son ek -trophy suf.
Colloquial
beslenme çantası tuckerbox [obsolete] n.
beslenme çılgınlığı feeding frenzy n.
düzenli öğünlerle beslenme yerine atıştırma grazing n.
plunket adlı bir çocuk gelişim derneğinin beslenme önerileri doğrultusunda büyütülen bebek plunket baby [new zealand] n.
Idioms
yahudi/musevi beslenme kurallarına riayet etmek keep kosher v.
Trade/Economic
beslenme ve barındırma masrafları meal and accommodation expenses n.
beslenme ve barındırma masrafları food and accommodation expenses n.
beslenme ve barındırma masrafları meals and accommodation expenses n.
gıda maddelerinin genel etiketleme ve beslenme yönünden etiketleme kuralları nutrition labelling for foodstuffs n.
toplu beslenme endüstrisi catering industry n.
Politics
birleşmiş milletler daimi beslenme komitesi united nations standing committee on nutrition n.
tarım, gıda güvenliği ve beslenme küresel ortaklığı global partnership for agriculture, food security and nutrition n.
ek beslenme yardımı programı snap (supplemental nutrition assistance program) n.
Technical
beslenme hızı eğrisi recharge rate curve n.
beslenme hızı recharge rate n.
beslenme havzası recharge basin n.
beslenme çukuru recharge pit n.
beslenme hattı feed line n.
beslenme sahası recharge area n.
beslenme bölgesi catchment area n.
beslenme bölgesi catchment basin n.
beslenme kuyusu recharge well n.
normal beslenme normal shim n.
paralel beslenme parallel feed n.
Aeronautic
akımla beslenme current feed n.
Marine
kuşların beslenme deltası bird’s food delta n.
Medical
nazogastrik beslenme nasogastric feeding n.
beslenme bilimi trophology n.
beslenme bilimi alimentology n.
anne sütüyle beslenme döneminin uzatılması extended breast-feeding n.
ağır beslenme sorunu severe feeding difficulty n.
ağızdan beslenme oral feeding n.
anne sütü ile beslenme breastfeeding n.
anne sütü ile beslenme breast feeding n.
aşırı beslenme superalimentation n.
aşırı beslenme hyperalimentation n.
aşırı beslenme overnutrition n.
aşırı beslenme overnourishment n.
aşırı beslenme alışkanlığı food faddism n.
avrupa pediatrik gastroenteroloji, hepatoloji ve beslenme topluluğu european society of paediatric gastroenterology, hepatology and nutrition (espghan) n.
beslenme bozukluğu hastalığı dystrophy n.
beslenme eğitimcisi dietician n.
beslenme durumu nutritional status n.
beslenme alışkanlığı dietary habit n.
beslenme sorunu alimentation problem n.
beslenme davranışları nutritional behaviors n.
beslenme saati feeding time n.
beslenme bilimi nutrition science n.
beslenme anketi nutrition survey n.
beslenme tedavisi nutrition therapy n.
beslenme güçlüğü poor feeding n.
beslenme biçimleri dietary patterns n.
beslenme anketi alimentation survey n.
beslenme bozukluğu alimentation disorder n.
beslenme alışkanlıkları feeding habits n.
beslenme kıtılğı nutrition deficiency n.
beslenme güçlüğü çeken hasta patient with feeding difficulty n.
beslenme bilgisi threpsology n.
beslenme araştırmaları nutrition surveys n.
beslenme bozukluğu nutritional deficiency n.
beslenme sorunu nutrition problem n.
beslenme eğitimi dietetics n.
beslenme ihtiyaçları nutrition requirements n.
beslenme güçlüğü çeken çocuk child with feeding difficulty n.
beslenme borusu alimentary canal n.
beslenme bozukluğu nutrition disorder n.
beslenme değerlendirmesi nutrition assessment n.
beslenme ve diyet destekleri nutrition and dietary supplements n.
beslenme alışkanlığı nutritional habit n.
beslenme ve diyetetik nutrition and dietetics n.
beslenme desteği nutritional support n.
beslenme yetersizliği nutritional deficiency n.
bebek beslenme bozuklukları infant nutrition disorders n.
beslenme odası feeding room n.
beslenme bozuklukları nutrition disorders n.
beslenme bozukluğu malnutrition n.
beslenme tutumu nutritional behavior n.
bitkisel beslenme ağırlıklı diyet plant-based diet n.
çocuk beslenme uzmanı pediatric dietitian n.
çocuk beslenme uzmanı pediatric nutritionist n.
çocuk beslenme uzmanı child nutritionist n.
çocuk beslenme bozuklukları child nutrition disorders n.
enteral beslenme enteral feeding n.
enteral beslenme torbası enteral nutrition bag n.
enteral beslenme enteral nutrition n.
erken oral beslenme early oral feeding n.
formula ile beslenme formula feeding n.
genetik beslenme bilimi nutrigenomics n.
kuru gıdalarla beslenme xerophagia n.
kötü beslenme poor diet n.
kronik beslenme bozukluğu chronic nutritional disorder n.
kötü beslenme malnutrition n.
kronik beslenme yetersizliği chronic starvation n.
parenteral beslenme parenteral nutrition n.
sağlıklı beslenme ilkeleri principles of healthy nutrition n.
sağlıksız beslenme malnutrition n.
sağlık ve beslenme sorunları health and nutrition problems n.
sağlıksız beslenme unhealthy nutrition n.
total parenteral beslenme tpn (total parenteral nutrition) n.
tıbbi beslenme tedavisi medical nutrition therapy n.
tüple beslenme tube feeding n.
yaşlılarda beslenme nutrition of old people n.
yanlış beslenme alışkanlıkları wrong feeding habits n.
yetersiz beslenme nedeniyle genellikle çocuklarda görülen bir hastalık kwashiorkor n.
yetersiz beslenme subnutrition n.
yeterli ve dengeli beslenme adequate and balanced nutrition n.
yetersiz beslenme insufficient nourishment n.
yetersiz beslenme hypoalimentation n.
yetersiz beslenme poor diet n.
beslenme referans değeri nutrient reference value n.
baklagillerden ve tam tahıllardan oluşan bir beslenme şekli macrobiotic diet n.
vitamin eksikliğine sahip hastalar için hazırlanmış beslenme düzeni vitamin-deficiency diet n.
vitamin eksikliğine sahip hastalar için hazırlanmış beslenme düzeni high-vitamin diet n.
beslenme intoleransı feeding intolerance n.
diyabet hastalarına verilen beslenme programı diabetic diet n.
beslenme uzmanı dietetist n.
çiğnemesi kolay yiyeceklerden oluşan bir beslenme düzeni soft diet n.
günde tek öğün beslenme omad (one meal a day) n.
aşırı beslenme supernutrition n.
(hastalığı) beslenme düzenine sınır getirerek tedavi etmek starve v.
Anatomy
omurgalı embriyosunda ağzın arka kısmında bulunan ve beslenme kanalına açılan enlemesine yarıklar visceral clefts n.
Psychology
düşünce gücü ile beslenme fantasy n.
Physiology
besin değeri yetersiz olan (beslenme) oligotrophic adj.
besin değeri düşük olan (beslenme) oligotrophic adj.
Pathology
beslenme ile ilişkili sinirlerde hasarın neden olduğu bir hastalık trophesy n.
beslenme eksikliği nutritional deficiency n.
beslenme elementi eksikliği nutrient element deficiency n.
beslenme güçlükleri ve yanlış uygulamaları feeding difficulties and mismanagement n.
birden fazla beslenme elementlerinin eksikliği deficiency of multiple nutrient elements n.
yenidoğanın beslenme problemi feeding problem of newborn n.
yenidoğanın beslenme problemleri feeding problems of newborn n.
beslenme, çevre ve yaşam biçimindeki değişikliklerle önlenebilecek hastalık lifestyle disease n.
yetersiz beslenme oligotrophia n.
eksik beslenme oligotrophia n.
yetersiz beslenme veya kanama kaynaklı demir eksikliği sideropenia n.
Optics
beslenme bozukluğu ambliyopisi nutritional amblyopia n.
Veterinary
aşırı beslenme nedeniyle otointoksikasyon geliştiren stalled adj.
Food Engineering
beslenme alışkanlıkları food habits n.
beslenme bozuklukları nutrition disorders n.
beslenme değerlendirmesi nutrition assessment n.
beslenme politikası nutrition policy n.
beslenme durumu nutritional status n.
beslenme ihtiyaçları nutrition requirements n.
beslenme değeri nutritional value n.
beslenme etiketlemesi nutritional labelling n.
beslenme etiketlemesi nutritional labeling n.
beslenme beyanı nutritional claim n.
beslenme yetersizliği malnutrition n.
beslenme araştırmaları nutrition surveys n.
gıda maddelerinin genel etiketleme ve beslenme yönünden etiketleme kuralları nutrition labelling for foodstuffs n.
özel beslenme amaçlı gıdalar foodstuffs intended for particular nutritional uses n.
tamamlayıcı beslenme complementary feeding n.
yemekleri az ve basit olan (beslenme tarzı) spare n.
yetersiz beslenme mulnutrition n.
düşük kalorili beslenme düzeni low-calorie diet n.
az yağlı beslenme düzeni low-fat diet n.
düşük sodyumlu beslenme düzeni low-sodium diet n.
beslenme sağlamayan nonnutritive adj.
Gastronomy
beslenme çantası lunch-box n.
ülser beslenme ulcer diet n.
sindirimi kolay gıdalarla beslenme ulcer diet n.
sindirimi kolay gıdalarla beslenme bland diet n.
amerikan beslenme biçimi american diet n.
ağırlıklı olarak fındık veya benzeri kabuklu yemişlerden oluşan (beslenme, öğün) nutarian adj.
yahudi beslenme kurallarına sıkı sıkıya bağlı olmayıp geleneksel yahudi yemeklerinin özelliklerini barındıran kosher-style adj.
beslenme kurallarına uyan (gıda) cosher adj.
diyet beslenme için üretilmiş dietetic adj.
(belirli) beslenme veya gıdayla ilişkili anlamındaki son ek -trophic suf.
(belirli) beslenme veya gıdayla ilişkili anlamındaki son ek -trophous suf.
Biology
genellikle sıcakkanlı hayvanların beslenme kanalında veya mukoza yüzeyinde yaşayan bakterileri içeren bir familya bacteroidaceae n.
kalıtımın diyet ve beslenme üzerindeki etkisini inceleyen bilim dalı nutrigenetics n.
simbiyotik bir ilişkide organizmalar arasında beslenme alışverişi trophobiosis n.
simbiyotik beslenme alışverişi yapan organizma trophobiont n.
metabolizmanın beslenme dinamikleri trophodynamics n.
anneden beslenme maternal nourishment n.
dış beslenme heterotrophy n.
klinik beslenme clinical nutrition n.
üstün beslenme hypertrophy n.
bitkisel organizmalarda karbonik asit, amonyak ve nitratların besin olarak emildiği bir beslenme şekli holophytic nutrition n.
besin tüketmeden beslenme holophytism n.
tipik olarak aseksüel tomurcuklanma veya bölünme ile çoğalıp beslenme şekli emilim, fotosentez veya kemosentez olan organizmalar moneron n.
tek tip gıda ile beslenme monophagism n.
kabuklu yemişlerle beslenme glandage [obsolete] n.
meşe palamudu ile beslenme glandage [obsolete] n.
çiğ et ile beslenme omophagia n.
beslenme gereksinimleri ana organizma ile aynı olan mikroorganizma prototroph n.
simbiyotik beslenme alışverişi ile ilgili trophobiotic adj.
simbiyotik beslenme alışverişine ait trophobiotic adj.
beslenme dinamiklerinden ileri gelen trophodynamic adj.
beslenme dinamikleriyle ilgili trophodynamic adj.
(bitkinin) beslenme ve büyüme fonksiyonları ile ilgili metabolical adj.
tek tip gıda ile beslenme monophagy adj.
dengeli (beslenme) complete adj.
karmaşık beslenme gereksinimleri olan (mikroorganizma) fastidious adj.
besinlerin ölü organik materyallerden elde edildiği (beslenme) saprozoic adj.
özel beslenme gereksinimleri olmayan (kültür bakterisi, mantarı) prototrophic adj.
beslenme anlamı veren ön ek troph- pref.
beslenme anlamı veren ön ek tropho- pref.
Biochemistry
aşırı beslenme overnutrition n.
beslenme hormonu trophie hormone n.
Marine Biology
beslenme birliği feeding guild n.
beslenme birliği trophic guild n.
beslenme göçü alimental migration n.
beslenme alanı feeding ground n.
beslenme sistemi feeding system n.
beslenme basamağı trophic level n.
beslenme zamanı feeding time n.
beslenme ihtiyacı nutritional requirement n.
beslenme hormonu trophic hormon n.
beslenme oranı feeding ratio n.
çapraz beslenme syntropy n.
çapraz beslenme cross feeding n.
fırsatçı beslenme opportunistic feeding n.
parçacıkla beslenme particulate feeding n.
soğurarak beslenme absorptive feeding n.
tercihsiz beslenme non-selective feeding n.
polip sölenter kolonisinde yer alan beslenme özellikli polip cinsi polypite n.
süzerek beslenme filter feeding n.
sapanlı beslenme slingshot feeding n.
Zoology
cesetle beslenme necrophagy n.
embriyolarında beslenme kanalının alt ucundan büyüyen dölzarı olan omurgalılar allantoidea n.
sürüngenlerin, kuşların ve memelilerin embriyolarında beslenme kanalının alt ucundan büyüyen zarımsı kese allantois n.
beslenme veya üreme amacıyla belli bir bölgeye gitme eğilimi philopatry n.
odun ile beslenme xylophagy n.
öz beslenme autotrophy n.
hayvanlarda beslenme zootrophy n.
(bitki) sınırlı sayıda gıda maddesiyle beslenme oligophagy n.
sudaki organizmaları veya organik parçacıkları süzerek beslenme şekli filter feeding n.
kabarcık ağıyla beslenme bubble-net feeding n.
embriyolarında beslenme kanalının alt ucundan büyüyen dölzarı olan (omurgalı) allantoidean adj.
beslenme veya üreme amacıyla belli bir bölgeye gitme eğilimi gösteren (hayvan veya tür) philopatric adj.
Botanic
mantar, virüs enfeksiyonu veya beslenme yetersizliği sonucu ortaya çıkan bir bitki hastalığı rosette n.
mantar, virüs enfeksiyonu veya beslenme yetersizliği sonucu ortaya çıkan bir bitki hastalığı rosette disease n.
yapraktan beslenme foliar feeding n.
Agriculture
beslenme kökleri feeder roots n.
beslenme yeri feedlot n.
beslenme yeri feedyard n.
Breeding
(tavukta) gurk olma durumunu beslenme değişikliği ile kontrol etmek break up v.
Apiculture
(işçi arılarda) beslenme yetersizliği ile ilişkili olarak cinsel gelişimin durması alimentary castration n.
Social Sciences
devletleri bitki temelli beslenme sistemine zorlayan hayvan ve çevre hareketi animal rebellion n.
hayvanları mal ve kaynak olarak görmeyip hayvan bedenini, yavrularını, derilerini, tüylerini ve gücünü kullanmayan, hayvanları eğlence, deney ve beslenme aracı görmeyen kimse vegan n.
Education
beslenme çantası tuck box [brit] n.
beslenme çantası tuckbox [brit] n.
hayvan besleme ve beslenme hastalıkları anabilim dalı department of animal nutrition and nutritional diseases n.
hayvan besleme ve beslenme hastalıkları bölümü department of animal nutrition and nutritional diseases n.
Environment
beslenme piramidi diet pyramid n.
Geography
beslenme havzası reception basin n.
beslenme bölgesi catchment basin n.
beslenme bölgesi catchment area n.
Geology
fosil j-şekilli beslenme oyuğu dactylodites ottoi n.
Sport
beslenme bozukluğu malnutrition n.
Archaic
balık ile beslenme ichthyophagy n.
beslenme sağlayan nourishable adj.
Ornithology
kuşlarda beslenme kanalının kaslı bir şekilde genişlemesi gigerium n.
Entomology
çiçeklerden beslenme anthophagy n.
Slang
sağlıklı beslenme ve doğal yaşam crunchy-granola n.
Modern Slang
alfabetik sıraya göre her gün o güne denk gelen harfle başlayan yemekler yemek suretiyle yapılan 26 günlük beslenme alphabet diet n.