| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | biotechnology n. | biyoteknoloji | ||
|
It has been claimed that we aim to combat hunger in the world with biotechnology. Biyoteknoloji ile dünyada açlıkla mücadele etmeyi hedeflediğimiz iddia edildi. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | biotechnology n. | biyoteknoloji | ||
|
On biotechnology, I am sure you are at least partly right. Biyoteknoloji konusunda ise en azından kısmen haklı olduğunuza eminim. More Sentences |
||||
| Biology | ||||
| Biology | biotechnology n. | biyoteknoloji | ||
|
The misuse of biotechnology for hostile purposes must be addressed straight away. Biyoteknolojinin düşmanca amaçlarla kötüye kullanımı derhal ele alınmalıdır. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | biotechnology n. | biyoteknolojisi | ||
| Technical | biotechnology n. | dirim teknolojisi | ||
| Technical | biotechnology n. | üretkenliği arttıran uygulamalı alet tasarım bilimi | ||
| Psychology | ||||
| Psychology | biotechnology n. | çalışanlarla çevreleri, özellikle de kullandıkları ekipman arasındaki ilişkiyi inceleyen disiplin | ||
