Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Historique
bir şeye takmak
Sens de
"bir şeye takmak"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Idioms
1
Idioms
bir şeye takmak
be all about something
v.
Sens de
"bir şeye takmak"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 77 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
bir şeyi başka bir şeye fermuarla takmak
zipper one thing into another
v.
2
General
(bir şeye) ağızlık takmak
bemuzzle
v.
Phrasals
3
Phrasals
(bir şeyi bir şeye) takmak
affix (something) to (something)
v.
4
Phrasals
(bir şeyi birine veya bir şeye) takmak
affix something to someone or something
v.
5
Phrasals
(birine veya bir şeye) takmak
pick away at (something)
v.
6
Phrasals
(bir şeyi birine/bir şeye) kancayla takmak
hook (something) onto (someone or something)
v.
7
Phrasals
bir şeyi bir şeye takmak
pin something on something
v.
8
Phrasals
bir şeyi bir şeye takmak
pin something onto something
v.
9
Phrasals
(bir şeye) şıp diye oturtmak/takmak
snap into (something)
v.
10
Phrasals
(bir şeye) takmak
stick into (something)
v.
11
Phrasals
bir şeyi bir şeye takmak
screw something into something
v.
12
Phrasals
(bir şeye) takmak
toss into (something)
v.
13
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeye) takmak/asmak
mount (something) on (something else)
v.
14
Phrasals
bir şeyi bir şeye takmak/asmak
mount something on something
v.
15
Phrasals
bir şeye takmak/asmak
mount up
v.
16
Phrasals
(bir şeyi bir şeye) raptiyeyle/çiviyle takmak
tack (something) onto (something else)
v.
17
Phrasals
bir şeyi bir şeye çakarak takmak
hammer something onto something
v.
18
Phrasals
bir şeyi bir şeye vurarak takmak
hammer something onto something
v.
19
Phrasals
bir şeyi bir şeye çakarak takmak
hammer something on
v.
20
Phrasals
bir şeyi bir şeye vurarak takmak
hammer something on
v.
21
Phrasals
bir şeyi birine/bir şeye takmak
strap something on to someone or something
v.
22
Phrasals
bir şeyi birine/bir şeye takmak
strap something on
v.
23
Phrasals
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak/takmak
rivet (something) onto (something)
v.
24
Phrasals
(bir şeyi bir şeye) sıkıca takmak
tighten (something) onto (something else)
v.
25
Phrasals
bir şeyi bir şeye takmak
append something onto something
v.
26
Phrasals
bir şeyi bir şeye takmak
append something to something
v.
27
Phrasals
bir şeye takmak/takılmak
attach to something
v.
28
Phrasals
bir şeye kafasını takmak
bother about something
v.
29
Phrasals
bir şeyi bir şeye takmak
catch something on something
v.
30
Phrasals
birine/bir şeye bir şey takmak
hang something on someone or something
v.
31
Phrasals
(bir şeye) takmak
fit on (something)
v.
32
Phrasals
birine/bir şeye kafayı takmak
fix upon someone or something
v.
33
Phrasals
birine/bir şeye kafayı takmak
fix (on someone or something
v.
34
Phrasals
bir şeyi bir şeye takmak
fix something on something
v.
35
Phrasals
bir şeyi bir şeye takmak
fix something onto something
v.
36
Phrasals
(birine/bir şeye) kafayı takmak
fix on (someone or something)
v.
37
Phrasals
bir şeyi (birine/bir şeye) takmak/iliştirmek
hook something on (to someone or something)
v.
38
Phrasals
bir şeyi (birine/bir şeye) kancayla takmak/kancalamak
hook something on (to someone or something)
v.
39
Phrasals
(birine/bir şeye bir şey) nakletmek/takmak
implant (something) in (someone or something)
v.
40
Phrasals
(birine/bir şeye bir şey) nakletmek/takmak
implant (something) into (someone or something)
v.
41
Phrasals
(birine/bir şeye/kendine bir şey) etiketi yapıştırmak/takmak
label (someone, something, or oneself) with (something)
v.
42
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak
nail (something) onto (something else)
v.
43
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak
nail (something) to (something else)
v.
44
Phrasals
(bir şeyi bir şeye) takmak/çakmak
tail (something) in(to) (something) [dated]
v.
45
Phrasals
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak/takmak
tighten (something) on (something else)
v.
Colloquial
46
Colloquial
(bir şeye) takmak
be anal about it
v.
47
Colloquial
(birine/bir şeye) kulp takmak
find fault (with someone or something)
v.
48
Colloquial
(birine/bir şeye) kulp takmak
find fault (with somebody/something)
v.
Idioms
49
Idioms
(bir şeye) takılmak/kafayı takmak
be down with (something)
v.
50
Idioms
bir şeye kafasını takmak
bother one's pretty little head about something
v.
51
Idioms
bir şeye kafasını takmak
get a hang-up about something
v.
52
Idioms
bir şeye aklını takmak
have something on the brain
v.
53
Idioms
(önemsiz bir şeye) kafasını takmak
get one's knickers in a knot
v.
54
Idioms
(önemsiz bir şeye) kafasını takmak
get one's knickers in a twist
v.
55
Idioms
önemsiz bir şeye kafayı takmak
get (one's) panties in a knot
v.
56
Idioms
önemsiz bir şeye kafayı takmak
get (one's) panties in a twist
v.
57
Idioms
önemsiz bir şeye kafayı takmak
get (one's) shorts in a knot
v.
58
Idioms
önemsiz bir şeye kafayı takmak
have (one's) knickers in a twist
v.
59
Idioms
bir şeye kafayı takmak
be like a dog with a bone
v.
60
Idioms
birine/bir şeye kafasını takmak
bother one's (pretty little) head about someone or something
v.
61
Idioms
birine/bir şeye kancayı takmak
get (one's) hooks into (someone or something)
v.
62
Idioms
önemsiz bir şeye kafayı takmak
get (one's) panties in a bunch [us/south africa]
v.
63
Idioms
aklını (birine/bir şeye) takmak
have (someone or something) on one's mind
v.
64
Idioms
(birine/bir şeye) kafayı takmak
have (someone or something) on one's mind
v.
65
Idioms
aklını (birine/bir şeye) takmak
have (someone or something) on the brain
v.
66
Idioms
(birine/bir şeye) kafayı takmak
have (someone or something) on the brain
v.
67
Idioms
aklını (birine/bir şeye) takmak
have (someone or something) on the brain
v.
68
Idioms
(birine/bir şeye) kafayı takmak
have (someone or something) on the brain
v.
69
Idioms
(birine/bir şeye) kafayı takmak ve onunla uğraşmak
have a hard-on for (someone or something)
v.
70
Idioms
birine/bir şeye kafayı takmak
have someone or something on one's mind
v.
71
Idioms
birine/bir şeye kafayı takmak
have someone or something on the brain
v.
72
Idioms
birine/bir şeye aklını takmak
have somebody/something on the brain
v.
73
Idioms
birine/bir şeye kafayı takmak
be heavy into someone or something
v.
74
Idioms
(birine/bir şeye) kancayı takmak
make a dead set at (someone or something) [obsolete]
v.
Technical
75
Technical
(bir şeye) konveyör takmak
conveyorize
v.
76
Technical
(bir şeye) konveyör takmak
conveyorise
v.
Slang
77
Slang
önemsiz bir şeye kafayı takmak
get (one's) panties in a wad
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şeye takmak
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy