Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Historique
bir şeyin önünde
Sens de
"bir şeyin önünde"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Phrases
1
Phrases
bir şeyin önünde
ahead of something
prep.
2
Phrases
bir şeyin önünde
ahead of something
prep.
Sens de
"bir şeyin önünde"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 64 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Phrasals
1
Phrasals
bir şeyin önünde durmak
stand in front of something
v.
2
Phrasals
bir şeyin önünde durmak
stand at something
v.
3
Phrasals
(birinin veya bir şeyin) önünde diz çökmek
fall (down) at something
v.
4
Phrasals
(birinin veya bir şeyin) önünde dize gelmek
fall (down) at something
v.
5
Phrasals
(birinin veya bir şeyin) önünde eğilmek
fall (down) at something
v.
6
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde gitmek
go before (someone or something)
v.
7
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde gitmek
go before (someone or something)
v.
8
Phrasals
(birinin/bir şeyin) biri veya bir şey önünde avukatı, vekili olarak temsilcisi olmak
represent to (someone or something)
v.
9
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde uzanmak
stretch away from (someone or something)
v.
10
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyin) önünde görmek
see (something) against (something else)
v.
11
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyin) önünde görmek
see something against something
v.
12
Phrasals
birinin/bir şeyin önünde eğilmek
bow before someone or something
v.
13
Phrasals
birinin/bir şeyin önünde el pençe divan durmak
bow before someone or something
v.
14
Phrasals
birinin/bir şeyin önünde saygıyla eğilmek
bow before someone or something
v.
15
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde gelmek
come before (someone or something)
v.
16
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde olmak
keep ahead (of someone or something)
v.
17
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde tutmak
keep ahead (of someone or something)
v.
18
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde dizinin/dizlerinin üzerine çökmek
kneel before (someone or something)
v.
19
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde eğilmek
kneel before (someone or something)
v.
20
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde diz çökmek
kneel before (someone or something)
v.
21
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde diz çökmek
kneel down before (someone or something)
v.
22
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde eğilmek
kneel down before (someone or something)
v.
23
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde dizinin/dizlerinin üzerine çökmek
kneel down before (someone or something)
v.
24
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde uzanmak
lie ahead of (someone or something)
v.
25
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde uzanmak
lie before (someone or something)
v.
26
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önünde tutmak
place (someone or something) before (someone or something)
v.
27
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde diz çökmek
prostrate (oneself) before (someone or something)
v.
28
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde eğilmek
prostrate (oneself) before (someone or something)
v.
29
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünde olmak/kalmak
remain ahead of (someone or something)
v.
30
Phrasals
(bir şeyden) dolayı (birinin/bir şeyin) önünde saygı ile eğilmek
revere (someone or something) for (something)
v.
31
Phrasals
(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak
romp all over (someone or something)
v.
32
Phrasals
(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak
romp on (someone or something)
v.
Phrases
33
Phrases
(birinin/bir şeyin) önünde
ahead of (someone or something)
prep.
34
Phrases
(birinin/bir şeyin) önünde
ahead of (someone or something)
prep.
35
Phrases
(birinin/bir şeyin) önünde/önüne
up before (someone or something)
expr.
36
Phrases
(birinin/bir şeyin) önünde
in front of (someone or something)
expr.
Colloquial
37
Colloquial
(birinin/bir şeyin) önünde
in someone's (or something's) way
expr.
38
Colloquial
(birinin/bir şeyin) önünde engel
in someone's (or something's) way
expr.
39
Colloquial
(birinin/bir şeyin) önünde
in the way of someone or something
expr.
40
Colloquial
(birinin/bir şeyin) önünde engel
in the way of someone or something
expr.
41
Colloquial
(birinin/bir şeyin) önünde
in the way of (someone or something)
expr.
42
Colloquial
(birinin/bir şeyin) önünde engel
in the way of (someone or something)
expr.
Idioms
43
Idioms
bir şeyin önünde belirgin/görünür olmak
stick out against something
v.
44
Idioms
(birinin veya bir şeyin) önünde diz çökmek
fall down at (one's) feet
v.
45
Idioms
(birinin veya bir şeyin) önünde dize gelmek
fall down at (one's) feet
v.
46
Idioms
(birinin veya bir şeyin) önünde eğilmek
fall down at (one's) feet
v.
47
Idioms
(birinin/bir şeyin) önünde saygıyla eğilmek
be in awe (of someone or something)
v.
48
Idioms
(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak
be one jump ahead (of somebody/something)
v.
49
Idioms
(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak
stay one jump ahead (of somebody/something)
v.
50
Idioms
(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak
be one jump ahead (of somebody/something)
v.
51
Idioms
(birinin/bir şeyin) hep bir adım önünde olmak
stay one jump ahead (of somebody/something)
v.
52
Idioms
birinin/bir şeyin (bir adım) önünde başlamak
get a jump on someone/something
v.
53
Idioms
birinin/bir şeyin (bir adım) önünde başlamak
get the jump on someone/something [us]
v.
54
Idioms
(bir şeyin) önünde/başında mıhlanıp/çakılıp kalmak
be glued to (something)
v.
55
Idioms
(birinin/bir şeyin sürekli) bir adım ilerisinde/önünde olmak
keep one step ahead (of someone or something)
v.
56
Idioms
(birinin/bir şeyin) bir adım önünde
a step ahead (of somebody/something)
expr.
57
Idioms
(birinin/bir şeyin) bir adım önünde
one step ahead (of somebody/something)
expr.
58
Idioms
(birinin/bir şeyin) önünde
before (someone or something)
expr.
59
Idioms
(birinin/bir şeyin) tam gözünün önünde
in full view (of someone or something)
expr.
60
Idioms
kabak gibi (birinin/bir şeyin) gözünün önünde
in full view (of someone or something)
expr.
61
Idioms
(bir şeyin) en önünde
in the van of (something)
expr.
62
Idioms
(birinin/bir şeyin) iki adım önünde
two jumps ahead (of someone or something)
expr.
63
Idioms
(birinin/bir şeyin) iki adım önünde
two leaps ahead (of someone or something)
expr.
64
Idioms
(birinin/bir şeyin) iki adım önünde
two steps ahead (of someone or something)
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şeyin önünde
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy