Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
birbirlerine
Sens de
"birbirlerine"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Colloquial
1
Colloquial
birbirlerine
one another
expr.
Sens de
"birbirlerine"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 112 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
birbirlerine prangalar ile bağlanmış mahkumlar
chain gang
n.
2
General
vatandaşlarının ortak dil, tarih vb faktörlerce birbirlerine bağlı olduğu egemen devlet
nation state
n.
3
General
iki akarsuyun karşılaşıp birbirlerine karıştıkları nokta
confluence
n.
4
General
gezegenlerin birbirlerine göre konumları
configuration
n.
5
General
birbirlerine bağlanma
interlinkage
n.
6
General
birbirlerine bağlama
interlinkage
n.
7
General
arabaların birbirlerine çarparak yarıştıkları yarış
stock-car racing
n.
8
General
arabaların birbirlerine çarparak yarıştıkları yarış
demolition derby
n.
9
General
erkek arkadaşların birbirlerine çok yakın olması
bromance
n.
10
General
birbirlerine zincirler ile bağlı biçimde satılmaya götürülen köle grubu
slave coffle
n.
11
General
birbirlerine zincirler ile bağlı biçimde satılmaya götürülen köle grubu
coffle
n.
12
General
havalanlarında, tren istasyonlarında, bavulları taşımak için kullanılan, birbirlerine bağlı açık treyler/palet dizisi
baggage train
n.
13
General
sahneden seyircilerin üzerine atlayan şarkıcının izleyicilerin başlarının üstünde birbirlerine iletilerek ilerletilmesi
crowd surfing
n.
14
General
birbirlerine zincirler ile bağlı biçimde satılmaya götürülen köle grubu
kaffle
n.
15
General
birbirlerine doğru yaklaştırıldıklarında bir nesneye istenen şekli veren veya bir objenin üzerine istenen damgayı basan kesme veya şekillendirme aleti çifti
matrix
n.
16
General
genellikle iş sebebiyle partnerlerin birbirlerine uzak yaşadığı evlilik
commuter marriage
n.
17
General
yarışta rakiplerin birbirlerine göre pozisyonu
placings
n.
18
General
hücre içindeki bazı protoplazmik cisimlerin birbirlerine göre gösterdiği konum değişikliği
orientation
n.
19
General
birbirlerine ulaşmaya çalışmak
try to reach each other
v.
20
General
birbirlerine bağırmak
yell at each other
v.
21
General
birbirlerine başlarından geçenleri anlatmak
swap stories
v.
22
General
kollarını birbirlerine dolamak
entwine one's arms around each other
v.
23
General
birbirlerine aşk mektupları yazmak
exchange love letters
v.
24
General
birbirlerine hikayeler anlatmak
swap stories
v.
25
General
(evlilik töreninde) ellerini birleştirerek birbirlerine beraberlik sözü vermek
handfast
v.
26
General
(birbirlerine) yakıştırmak
ship
v.
27
General
birbirlerine uydurmak
accommodate
v.
28
General
birbirlerine yakın durmak
stand close to one another
v.
29
General
(yumuşak taneciklerin) bir araya gelmesini ve yumuşak bir yarı katı kütle oluşturacak şekilde birbirlerine yapışmasını sağlamak
mat
v.
30
General
birbirlerine el sallamak
wave hands to each other
v.
31
General
çiftlerin yeminlerini okurken birbirlerine alyans taktıkları (düğün töreni)
double-ring
adj.
Phrasals
32
Phrasals
birbirlerine sımsıkı tutunmak
cling together
v.
33
Phrasals
birbirlerine hakaret etmek
toss insulting remarks back and forth
v.
34
Phrasals
bir şeyleri ip ile birbirlerine birleştirmek/bağlamak
string something together
v.
35
Phrasals
(yolda/rastlantı eseri) birbirlerine rastlamak/karşılaşmak
bump into each other
v.
36
Phrasals
(ısınmak için) birbirlerine sokulmak
huddle up together
v.
37
Phrasals
(birbirlerine) kaynaştırmak
weld (someone and someone else) together
v.
38
Phrasals
(birbirlerine) kaynaştırmak
bind people together
v.
39
Phrasals
(insanlar için) birbirlerine bağlı olmak
belong together
v.
Colloquial
40
Colloquial
kız arkadaşların birbirlerine çok yakın olması
sismance
n.
41
Colloquial
birbirlerine yoğun sevgi besleyen çift
lovebirds
n.
42
Colloquial
birbirlerine girmek
mix it up
v.
43
Colloquial
birbirlerine bağırmak
scream at each other
v.
44
Colloquial
birbirlerine girmek
mix it up with someone
v.
45
Colloquial
birbirlerine düşürmek
play one against another
v.
46
Colloquial
birbirlerine hakaret etmek
trade blows/insults
v.
47
Colloquial
birbirlerine girmek
mix it
v.
48
Colloquial
birbirlerine düşürmek
set at odds
v.
49
Colloquial
birbirlerine öpücük kondurmak
chew face
v.
Idioms
50
Idioms
birbirlerine girerler
sparks fly
n.
51
Idioms
insanları birbirlerine kaynaştıran tecrübe
a bonding experience
n.
52
Idioms
her an birbirlerine girecek gibi davranmak
come close to blows
v.
53
Idioms
birbirlerine etle tırnak gibi bağlı olmak
be joined at the hip
v.
54
Idioms
birbirlerine aşık olmak
fall in love with each other
v.
55
Idioms
birbirlerine aşırı benzemek
be cast in the same mould
v.
56
Idioms
birbirlerine aşırı benzemek
be cast in the same mold
v.
57
Idioms
birbirlerine girmek
go at one another tooth and nail
v.
58
Idioms
birbirlerine kılıç çekmiş halde
at sword's point
expr.
59
Idioms
birbirlerine kılıç çekmiş halde
at swords' points
expr.
60
Idioms
birbirlerine kılıç çekmiş halde
at swords' points
expr.
Formal
61
Formal
avam kamarası üyelerinin birbirlerine hitap ederken kullandıkları bir saygı unvanı
honorable
interj.
Speaking
62
Speaking
birbirlerine benzerler
they resemble each other
expr.
63
Speaking
birbirlerine bağırıyorlardı
they were screaming at each other
expr.
Trade/Economic
64
Trade/Economic
bankaların birbirlerine olan borç ve alacaklarının merkez bankası aracılığıyla denkleştirilmesi
bank clearing
n.
65
Trade/Economic
birbirlerine göre denge düzeylerinden uzaklaşmış döviz kurları
misaligned exchange rates
n.
66
Trade/Economic
firmaların bir hizmet veya malın fiyatındaki değişikliği birbirlerine bildirmesi
price signaling
n.
67
Trade/Economic
grup üyelerinin birbirlerine karşı duydukları bağlılık
cohesiveness
n.
68
Trade/Economic
grup üyelerinin birbirlerine karşı olan duygularının ölçülmesi
sociometry
n.
69
Trade/Economic
her iki tarafın da bağımsız olduğu ve birbirlerine hakim durumda olmadıkları bir alışverişte bulunmak
deal at arm's length
v.
Law
70
Law
eşlerin birbirlerine karşı sahip oldukları haklar
conjugal rights
n.
71
Law
evlenmeleri ile eşlerin birbirlerine karşı sahip oldukları haklar
conjugal rights
n.
72
Law
eşlerin birbirlerine karşı ifade vermeye zorlanamaması
husband-wife privilege
n.
73
Law
eşlerin birbirlerine karşı hakları
conjugal right
n.
Politics
74
Politics
birbirlerine karşılıklı olarak açılma
mutual opening
n.
75
Politics
politikaların birbirlerine olan etkisi
spill-overs
n.
76
Politics
politikaların birbirlerine olan etkisi
spillovers
n.
Technical
77
Technical
açısal momentumlarının birbirlerine göre olan konumlarından kaynaklanan ve genellikle enerji bakımından yakın olan birkaç kuantum durumu
multiplet
n.
78
Technical
yan yana bulunan iki geminin çarpışmadan birbirlerine dönebilmeleri için gerekli bir tür oryantasyon
overlap
n.
79
Technical
fırında pişerken birbirlerine yapışmamaları için tuğlalara kum serpen kimse
sandboy
n.
80
Technical
birbirlerine yaklaşma eğiliminde olan
convergent
adj.
Electric
81
Electric
birbirlerine ayrı ayrı bağlanmış
individually interconnected
adj.
Automotive
82
Automotive
araç içindeki yolcuların sağa sola savrulup birbirlerine/ direksiyona vb çarpmaları
human collision
n.
Traffic
83
Traffic
birbirlerine zıt yönlerde olan tek yönlü iki sokak
couplet
n.
Marine
84
Marine
iki telin birbirlerine temas etmemesi için aralarına konan tahta parça
spreader
n.
85
Marine
(yat yarışında) yan yana bulunan iki yatın çarpışmadan birbirlerine dönebilmeleri için, arkadan gelen yatın öndekinin diğer tarafından geçmek ve bunun için de geri çekilmek zorunda kaldığı durum
overlap
n.
86
Marine
üst üste yer alıp birbirlerine dik açıyla yerleştirilmiş iki dili olan makara
shoe block
n.
Chemistry
87
Chemistry
moleküllerin uç uca birbirlerine bağlanması
catenary linkage
n.
88
Chemistry
birbirlerine bağlanış şekilleri çokgen olarak temsil edilen atom grubu
ring
n.
Biology
89
Biology
bir veya daha fazla tür üyesinin ayrı koloniler yönetmelerine karşın birbirlerine müdahale etmeden yakın yaşaması
parabiosis
n.
Botanic
90
Botanic
maydanozgiller familyasına mensup bitkilerin meyvelerinin iki karpelinin veya merikarpının birbirlerine yapışma yüzeyi
commissure
n.
Social Sciences
91
Social Sciences
birbirlerine bağlanmamış
unbonded
adj.
Literature
92
Literature
karakterlerin dönüşümlü olarak birbirlerine cevap verdiği dizelerden oluşan bir şiir
amoebean verse
n.
Philosophy
93
Philosophy
insanların birbirlerine bağlılık ve ilişkilerine odaklanan hümanist felsefe
ubuntu
n.
Military
94
Military
birbirlerine zincir ile bağlanmış iki tam ya da bir tam bir yarım top güllesi
chain shot
n.
95
Military
birbirlerine zincir ile bağlanmış ikili top güllesi
angel shot
n.
96
Military
nükleer silahları eşit derecede yıkıcı olan süper güçlerin birbirlerine ve karşı tarafın müttefiklerine saldırmaktan kaçınacağı teorisi
mad (mutual assured destruction)
n.
97
Military
birliklerin birbirlerine göre olan konumlarını belirlemek için kullanılan bir terim
right (or left)
n.
98
Military
birliklerin birbirlerine göre olan konumlarını belirlemek için kullanılan bir terim
left (or right)
n.
Sport
99
Sport
iki takımın frizbi adı verilen diski gol atana kadar birbirlerine attıkları oyun
ultimate frisbee
n.
100
Sport
birbirlerine karşı oynayan atletizm takımlarından oluşan grup
circuit
n.
Football
101
Football
rakip hücum oyuncularının çömelerek birbirlerine yaklaştıkları ragbi pozisyonu
scrum
n.
102
Football
rakip hücum oyuncularının çömelerek birbirlerine yaklaştıkları ragbi pozisyonu
scrummage
n.
Boxing
103
Boxing
her bir round sonunda boksörleri ayırıp birbirlerine zarar vermelerini engelleyen görevli
cutman
n.
Wagering
104
Wagering
at yarışında bahisçilerin bahis oranlarını birbirlerine aktarırken kullandıkları işaret dili
ticktack [brit]
n.
105
Wagering
at yarışında bahisçilerin bahis oranlarını birbirlerine aktarırken kullandıkları işaret dili
tictac
n.
Music
106
Music
birbirlerine bir oktav artı oktavın beşte birine denk gelen mesafede bulunan iki nota
twelfth
n.
107
Music
çiftlerin iki uzun sıra halinde yüzleri birbirlerine dönük şekilde gerçekleştirdiği yöresel bir dans
longways dance
n.
Archaic
108
Archaic
birbirlerine zincirlerle bağlı köle grubu
caufle
n.
109
Archaic
birbirlerine göre yer kürenin tam zıt tarafında yaşayanlar
antipodean
n.
Slang
110
Slang
eşcinsel erkeklerin birbirlerine hitap etmek için kullandıkları bir kelime
gurl
n.
British Slang
111
British Slang
bir misafir geldiğinde ve evde ikram edilecek herhangi bir şey yoksa aile bireylerinin birbirlerine söylediği bir söz
family hold back (f.h.b)
n.
112
British Slang
insanların birbirlerine çarparak yaptıkları bir tür dans
slam dancing
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of birbirlerine
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy