birinin - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

birinin



Sens de "birinin" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 6 résultat(s)

Turc Anglais
General
birinin own adj.
birinin self adj.
birinin somebody's pron.
birinin someone's pron.
Colloquial
birinin at one's expr.
Formal
birinin one's adj.

Sens de "birinin" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
birinin elini sıkmak shake someone's hand v.
birinin duygularını anlayıp paylaşan sympathetic adj.
General
birinin emirlerine koşan flunky n.
birinin yerine yazan ghostwriter n.
birinin adı veya soyadının baş harfi initial n.
birinin doğru yoldan sapmasına sebep olabilen şey temptation n.
birinin kıçına şaplak indirme whipping n.
birinin beklentilerini karşılama living up to n.
birinin bir şey hakkındaki düşünceleri feedback n.
birinin asıl işi dışında yaptığı bir iş avocation n.
birinin yerine yazan ghost writer n.
birinin yerine çalışan locum n.
taraflardan birinin hiç puan kazanmadığı oyun shutout n.
birinin aklına esen şey whim n.
her zaman birinin üzerinde taşınan faydalı bir şey vade mecum n.
özellikle ölmüş birinin ardından övgü konuşması ya da yazısı eulogia n.
duyuru sistemlerinden birinin markası tannoy n.
birinin medarı iftiharı someone's pride and joy n.
birinin veya bir grubun felsefesini yansıtan ilkeler creed n.
birinin asıl uzmanlık alanı forte n.
birinin yerine çalışan locum tenens n.
birinin ortaya dökülmesini istemediği bir şeyi başkasına söyleyen kimse tattler n.
arsanın başka birinin arsasıyla çakışması lappage n.
sevilen birinin kaybedilmesi bereavement n.
birinin seçilmesi gereken iki güç seçenek horns of a dilemma n.
birinin en kötü huyu one's besetting sin n.
sırıtış (birinin kendinden memnun olduğunu gösteren) smirk n.
birinin ortaya dökülmesini istemediği bir şeyi başkasına söyleyen kimse tattletale n.
birinin en iyi yaptığı iş forte n.
birinin tayinini çıkarma prosecution n.
birinin kendi el yazısı autograph n.
birinin şükranını simgeleyen şey testimonial n.
ateşli silahla birinin yaralanması veya öldürülmesi shooting n.
boer cumhuriyetlerinden birinin vatandaşı burgher n.
dertlere çare olarak birinin ortaya attığı fikir nostrum n.
üç ihtimalden birinin seçilmesi gerektiği zor durum trilemma n.
(ünlü) birinin imzası autograph n.
birinin imzası/kendi el yazısı autograph n.
birinin kişisel eşyaları belongings n.
birinin kendi başına yapabileceği şey (şey) do-it-yourself n.
birinin kendi başına monte edebileceği (şey) do-it-yourself n.
birinin arkasından konuşma backbiting n.
birinin zayıf noktası one’s failing n.
birinin tahta çıkması one's accession to the throne n.
birisinin (birinin) gözündeki değeri one's value before someone else n.
birinin suratındaki en hassas noktaya vurma glasgow kiss n.
gizlice birinin özel hayatını araştıran kimse snooper n.
gizlice birinin özel hayatını araştıran kimse snooping n.
yaşayan birinin kılığına bürünen canavar doppelganger n.
birinin imzası one's signature n.
birinin çocukları someone's children/kids n.
(birinin) yakın arkadaş çevresi someone's close circle of friends n.
birinin gerçek ailesi one’s real parents n.
birinin taklidini yapma sendup n.
birinin saçıyla oynayarak kızdırma backcombing n.
(bir kurumda) (birinin) yakın çevresi inner circle n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması covoiturage n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması ride-sharing n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması carpooling n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması carpool n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması rideshare n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması lift-sharing n.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması car-sharing n.
birinin ilgisini çekecek/onu ilgilendiren konular matters of interest to someone n.
birinin yerine yazan ghost-writer n.
birinin ilk çalışmaları/eserleri one's earlier works n.
birinin göğüs bölgesinin fotoğrafını çekme downblouse n.
(birinin) favori projesi pet project n.
yatalak olan birinin sünger ile temizlenmesi sponge bath n.
(birinin) hoşlandığı şeyler (one's) likes n.
birinin himayesinde olan kimse protégé n.
(birinin) yakın çevresi immediate circle n.
özellikle özel günlerde birinin başka birine ilettiği genellikle kostümlü olan müzikal gösteri singing telegram n.
(birinin) yerine bakan caretaker n.
başka birinin özellikleri değerlendirilirken baz alınan kişi reference n.
birinin gelir vergisinden gönüllü olarak sağlanan katkı checkoff n.
ismini değiştirmiş birinin doğum adı deadname n.
birinin kendi kendini özellikle dinî âyin kabîlinden incitmesi ya da yaralaması self-laceration n.
birinin acı günü someone's sad day n.
birinin ihtiyaçlarını gören kimse attender n.
doktor veya akıl sağlığı uzmanı tarafından birinin sürekli yanında olup ona duygusal destek sağlaması için görevlendirilen resmi lisanslı hayvan esa (emotional support animal) n.
birinin karşısında duran kimse vis–à–vis n.
birinin yaptığı şey ile hevesle ilgilenme unction n.
birinin söylediği şey ile hevesle ilgilenme unction n.
(birinin emri altında yapılan) yardım underministry n.
acil durumda birinin yerini alan kimse jack-at-a-pinch n.
birinin dış görünüşü upcome [scotland] n.
zor zamanda birinin yardımına yetişen kimse lifesaver n.
zor zamanda birinin yardımına yetişen kimse life-saver n.
fakirlere yardım için arkadaşlarını fakir birinin evinde içkiye davet etmek bidale n.
birinin veya bir şeyin şerefine içilen küçük içki lechaim n.
iki rakip matadordan her birinin sırayla birkaç boğa ile dövüştüğü boğa güreşi mano a mano n.
resmi olarak birinin sadık destekçisi olma taahhüdü manred [uk/scotland] n.
birinin sadık destekçisi olma yükümlülüğü manred [uk/scotland] n.
birinin dikkatini çeken kimse hailer n.
birinin yüzüne vurma wherret n.
birinin yüzüne tokat atma wherret n.
doktor veya akıl sağlığı uzmanı tarafından birinin sürekli yanında olup ona duygusal destek sağlaması için görevlendirilen resmi lisanslı kedi/köpek emotional support dog/cat n.
birinin şeref sözü someone's word of honor n.
birinin namus sözü someone's word of honor n.
birinin veya bir olayın anısına yapılan şey memory n.
ölmüş birinin yaşayanlarla medyum aracığıyla kurduğu iletişim message n.
ingiltere kilisesi'ndeki wesleyan dirilişiyle ortaya çıkan mezheplerden birinin üyesi methodist n.
uzun saçlı birinin lakabı iken sonradan soyadına dönüşmüş bir ifade fairfax n.
(birinin sözlerini veya eylemlerini) yanlış yorumlama hatchet job n.
birinin duygularını ve fikirlerini keşfetme head trip n.
birinin bakımına emanet edilmiş çocuk minder [uk] n.
eşlerden birinin homoseksüel diğerinin heteroseksüel olduğu evlilik brokeback marriage n.
birinin yetki alanına giren korunabilir alan bubble n.
birinin dikkatini çekmek için kurulan iletişim holler n.
hmong'ların en büyük alt gruplarından birinin üyesi mong leng n.
bir organizmanın veya onun kısımlarından birinin gelişim şekli morphosis n.
başka birinin görüşlerini ifade eden veya yorumlayan kimse mouth n.
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal reply card n.
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal reply postal card n.
ukrayna'da yaşayan ruthenya halklarından birinin eski adı little russian n.
ukrayna'da yaşayan ruthenya halklarından birinin ukraynaca lehçesi little russian n.
kamuya mal olmuş birinin yıkıcı eleştiriler karşısındaki savunmasızlığı glass jaw n.
birinin yeteneğine ilişkin eleştiriler mutterings n.
birinin yeteneğine ilişkin şikayetler mutterings n.
birinin yeteneğine ilişkin şüphecilik mutterings n.
birinin mahkemeye çıkarılmadan önce tutulduğu hücre holdover n.
şirket için çalışmayan birinin şirketi satın alması buy-in n.
(birinin) soyundan gelen kimse descent [obsolete] n.
birinin şerefiyle istifa ettiğini tasdikleyen belge dimit n.
birinin şerefiyle istifa ettiğini tasdikleyen belge demit n.
başka birinin adı altında edebi eser yazan kimse ghost n.
ölen birinin kimliğini kullanma ghosting n.
uzaktaki birinin gönderdiği selam mesajı greeting n.
birinin külotunu sıkıca yukarı çekerek yapılan şaka grundy n.
(birinin) ideallerine ulaşma çabası idealism n.
grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle seçildiği bir oyun odd man out n.
grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle elendiği bir oyun odd man out n.
(birinin) başka bir yerdeki dengi opposite number n.
rakiplerden birinin üstün geldiği yarışma overmatch n.
(birinin işine) fazla karışma overmeddling n.
(birinin) üzerine konuşma overtalk n.
birinin dengi olmak be a match for v.
birinin bir işi olmamak be at loose ends v.
birinin yüzüne bakmak look someone in the face v.
birinin çektiklerini anlamak feel for v.
birinin başına iş açmak make things lively for someone v.
birinin sinirine dokunmak get on one's nerves v.
bir şey birinin belirli bir gruba ait olduğunu göstermek stamp someone as v.
birinin falına bakmak tell someone's fortune v.
birinin sağlığına içmek propose someone's health v.
telefon hattına tel bağlayarak birinin konuşmalarını gizlice dinlemek wiretap v.
uydurup birinin ağzından konuşmak put words into someone's mouth v.
birinin bir şey yapmaya hakkı olmamak have no business doing something v.
kapıyı kilitleyerek birinin bir yere girmesini engellemek lock someone out of v.
birinin başını döndürmek turn someone's head v.
birinin turşusunu çıkarmak fag someone out v.
birinin izinden yürümek tread in someone's footsteps v.
birinin üstüne atmak tag someone with v.
birinin yanlış bilgisini düzeltmek set someone right v.
çopurlaştırmak (hastalık birinin yüzünü) pit v.
bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak place something out of someone 's reach v.
birinin kendi nefsiyle mücadele etmesine yol açmak tempt v.
lekelemek (birinin adını vb'ni) tarnish v.
birinin kavrayışının dışında olmak be beyond someone's grasp v.
birinin sözüne uymak act on someone's advice v.
çıkar amacıyla birinin olumsuz bir eğilimini tatmin etmeye çalışmak pander to v.
birinin altında çalışmak work under someone v.
birinin tabiatına aykırı olmak go against the grain v.
birinin amiri olmak be over someone v.
birinin yerine yazmak ghost write v.
birinin vaktini almak take up someone's time v.
nihai karar/son söz birinin olmak (bir konuda) have the last word in v.
benzeri olmak (başka birinin/başka bir şeyin) correspond to v.
birinin ilerlemesini engellemek head someone off v.
her an birinin emrinde olmak be at someone's beck and call v.
yerleştirmek (bir kimseyi bir yere/birinin yanına) quarter with v.
birinin cesaretini ve ataklığını sınamak test someone's mettle v.
birinin tüylerini ürpertmek give someone the creeps v.
birinin sabrını tüketmek try someone's patience v.
birinin gözüne girmeye çalışmak ingratiate oneself with someone v.
birinin zamanını almak trespass on someone's time v.
birinin tarafını tutmak be on someone's side v.
birinin gözünden düşmüş olmak be out of favor with v.
birinin pençesinden kurtulmak escape from someone's grasp v.
birinin lehinde olmak be on someone's side v.
birinin boğazı gıcıklanmak have a tickle in one's throat v.
mezarında birinin kemiklerini sızlatmak make someone turn in his grave v.
bir şey birinin lehinde olmak tell in someone's favor v.
birinin hakkı olmak be someone's due v.
birinin hoşuna gitmek sit well with v.
birinin dediklerini yapmak string along with v.
bir şey birinin aleyhinde olmak tell against v.
birinin pabucunu dama atmak put someone's nose out of joint v.
birinin yaptığından daha iyisini yapmak go someone one better v.
birinin ardından gitmek follow the lead of someone v.
birinin sözünü yanlış tekrarlamak misquote v.
birinin (bir başkasından) hoşlanmamasına yol açmak put someone off v.
birinin düşünmesine yol açmak give someone pause v.
tarafsız birinin kararına bağlayarak halletmek (meseleyi) arbitrate v.
birinin hiç bilmediği bir şey olmak be beyond one's ken v.
birinin kuşkularını ortadan kaldırmak set someone's mind at rest v.
birinin başında durmak stand over v.
birinin bir şey yapmasına ket vurmak inhibit someone from v.
birinin sağlığını bozmak injure one's health v.
kuvvetlice sıkmak (birinin elini) wring v.
birinin bir şey yapması için ısrar etmek press someone to v.
birinin şerefini lekelemek be to someone's discredit v.
birinin dikkatini çekmek catch someone's attention v.
birinin gözüne girmek get on someone's good side v.
bazı ipuçlarını izleyerek birinin yerini saptamak trace to v.
birinin yolunu kesmek head someone off v.
birinin sözüne uymak take someone's advice v.
birinin vakti kalmamak run out of time v.
birinin ihtiyacını karşılamak cater to v.
geçirmek (bir masrafı birinin hesabına) charge v.
birinin bir şeyi yapmasını çok istemek be anxious for someone to do something v.
birinin yolunu kapamak stand in someone's way v.
birinin sinirine dokunmak give someone the pip v.
para birinin elinde olmak hold the purse strings of v.
birinin masraflarını karşılamak reimburse someone for v.
birinin izini takip etmek be on someone's trail v.
birinin sözlerini çarpıtmak twist someone's words v.
birinin yüzüne karşı söylemek tell one to one's face v.
birinin midesini bulandırmak make someone sick v.
birinin tenezzül etmeyeceği bir şey olmak be beneath someone v.
birinin yuları elinde olmak lead someone by the nose v.
yerleştirmek (bir kimseyi bir yere/birinin yanına) quarter v.
birinin gözüne girmek ingratiate oneself with someone v.
birinin şansını azaltmak prejudice someone's chances v.
hakkında birinin bilgisini tazelemek refresh someone's memory of v.
birinin aklını başına getirmek make someone see reason v.
birinin foyasını ortaya çıkarmak show someone up v.
birinin vaktini almak take someone's time v.
protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını yakmak burn someone in effigy v.
birinin yerine çalışmak fill in for v.
karşılamak (birinin ihtiyacını) supply with v.
birinin sözüne inanmak take someone's word for it v.
birinin yerine bakmak take over for someone v.
birinin dikkatini bir şeye çekmek call someone's attention to v.
birinin hiç umurunda olmamak not to care a whit v.
birinin yaralarını tedavi etmek patch someone up v.
(bir davranış için) birinin karakterine uymamak be out of character v.
bir şeyi birinin üstüne yapmak make something over to v.
birinin samimi olmasına izin vermemek keep someone at arm's length v.
birinin elde edebileceği bir şey gibi olmak be within someone's grasp v.
bir şeyi hatırlatmak için ipucu vererek birinin belleğini canlandırmak jog someone's memory v.
zevkle seyretmek (birinin başarısızlığını) gloat over v.
cevap vermekten kaçmak (birinin sorusuna, birine) evade v.
birinin sözünü dinlemek take someone's advice v.
birinin işe yaramaz olduğuna karar vermek write someone off v.
birinin yerini işgal etmek take someone's place v.
suçu birinin üstüne atmak lay at someone's door v.
birinin kibrini kırmak humble someone's pride v.
bir şey birinin hoşuna gitmek find something sympathetic v.
suçu birinin üstüne atmak blame v.
birinin düşüncesini okumak read someone's thoughts v.
bir fikri birinin kafasına sokmak hammer an idea into someone's head v.
birinin gölgesi olmak be someone's shadow v.
birinin sabrının sınırlarını zorlamak test someone's patience v.
kabahati birinin üzerine atmak lay the blame on somebody v.
birinin savunduğu noktaları çürütmek cut the ground from under someone's feet v.
birinin bir işe katılmasını sağlamak bring someone in on v.
birinin vaktinde ödenmemiş borçları olmak be in arrears v.
birinin gururunu kırmak hurt someone's pride v.
yaltaklanarak birinin gözüne girmeye çalışmak curry favor with v.
birinin elinde olmak be in someone's power v.
birinin eline para sıkıştırmak press money into someone's hand v.
birinin çanına ot tıkamak spike someone's guns v.
birinin varlığını kendisine verilmiş bir hak gibi görmek take someone for granted v.
dinlemek amacıyla birinin telefon hattına tel bağlamak tap v.
takip edilen birinin izini bulmak pick up someone's trail v.
birinin imdadına yetişmek come to someone's rescue v.
telefonda çıkarmak (birinin numarasını) get through to v.
birinin vücuduna dövme yapmak tattoo v.
protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını asmak hang someone in effigy v.
birinin dikkatini çekmek arrest someone's attention v.
bir işi birinin başına yıkmak foist v.
birinin işlerine burnunu sokmak pry into someone's affairs v.
birinin vaktini ayırmasına değmek be worth someone's while v.
birinin elinden kurtulmuş olmak be beyond someone's grasp v.
birinin pabucunu dama attırmak put someone's nose out of joint v.
birinin merakını uyandırmak raise someone's curiosity v.
birinin canını çok sıkmak bore someone to tears v.
birinin emrinde olmak be at someone's disposal v.
yerleştirmek (bir kimseyi bir yere/birinin yanına) quarter in v.
birinin ateşine karşılık vermek shoot back at someone v.
birinin kalbinde özel bir yere sahip olmak have a special place in one's heart v.
birinin sırdaşı olmak be privy to someone's secrets v.
birinin dediklerinden şüphe etmek doubt someone's word v.
birinin midesi ağrımak have a stomachache v.
namına imza atmak (başka birinin) sign for v.
birinin cebindekileri yürütmek pick someone's pocket v.
birinin borcuna kaydetmek debit v.
birinin hal ve hatırını sormak inquire after someone v.
zamanla birinin hoşuna gitmeye başlamak grow on someone v.
birinin pençesine düşmüş olmak be in someone's grasp v.
son söz birinin olmak (bir tartışmanın/ağız kavgasının sonunda) have the last word v.
birinin sağlığını sormak ask after someone v.
engellemek (birinin) (bir şey yapmasını) stop someone from v.
bir şeyi birinin hesabına yazmak book something to someone's account v.
(bir davranış için) birinin her zamanki davranışlarına uymamak be out of character v.
birinin ismini deyip de geçmek sell someone short v.
birinin kavrayışı içinde olmak be within someone's grasp v.
birinin canını sıkmak give someone the pip v.
birinin para ve prestiji artmak come up in the world v.
birinin tüm isteklerini yerine getirmek go all the way with v.
durumu birinin aleyhine çevirmek tip the scales against someone's favor v.
birinin başını belaya sokmak get someone into hot water v.
birinin teklifini kabul etmek take someone up on his offer v.
birinin dikkatini çekmek raise someone's curiosity v.
birinin arkasından konuşmak talk behind one's back v.
birdenbire aklına gelmek (birinin) strike v.
birinin işsiz kalmasına sebep olmak throw someone out of work v.
birinin üstü başı yırtık pırtık olmak be dressed in tatters v.
birinin eline celpname vermek serve a summons on v.
birinin ensesinde boza pişirmek make life miserable for v.
birinin haberi olmadan bir şey yapmak do something unbeknown to someone v.
birinin saçını şampuanla yıkamak give someone a shampoo v.
hakkından gelmek (kötülük yapan birinin) pay someone back v.
birinin yanından ayrılmamak be someone's shadow v.
birinin iş hayatına atılmasına yardım etmek start someone in business v.
birinin aklını başına getirmek bring someone to reason v.
birinin hevesini kırmak put someone off v.
birinin giysileri yırtık pırtık olmak be in rags v.
birinin hayata atılmasını sağlamak give someone a start in life v.
yerini doldurmak (birinin) take someone's place v.
birinin adının yanına yazmak (bir listede) put someone down for v.
birinin üzerinde otoritesini kullanmak pull rank v.
birinin sözünü dinlemek follow someone's advice v.
birinin lafını kesmek cut someone short v.
birinin sabrını sınamak test someone's patience v.
birinin bir şey yapmasını engellemek restrain someone from v.
birinin dengesini kaybetmesine sebep olmak throw someone off balance v.
malı olmak (bir şey birinin) belong to v.
bir miktar parayı birinin hesabına geçirmek credit an amount to someone's account v.
birinin arkasında durmak stand behind v.
birinin (bir başkası) olduğunu zannetmek put someone down as v.
ceza olarak birinin hareket alanını sınırlamak clip someone's wings v.
birinin elini eteğini öpmek lick someone's boots v.
suçu birinin üstüne atmak shift the blame onto v.
aday gösterilmesi planlanmak (birinin belirli bir yere) be ticketed for v.
bir şeyi birinin aklına koymak put something in someone's mind v.
birinin belirli bir miktarda eksiği olmak be ... shy v.
farklı bir biçimde yazmak veya söylemek (başka birinin yazdıklarını/söylediklerini) rehash v.
kabahati birinin üstüne atmak shift the blame v.
birinin sözünü kesmek cut in v.
birinin dayanak noktalarını çürütmek cut the ground out from under one's feet v.
birinin kafasını meşgul etmek engage someone's attention v.
suçu birinin üstüne atmak fasten the blame on someone v.
birinin dikkatini çekmek catch someone's eye v.
birinin iştahını açmak whet someone's appetite v.
birinin zararına olmak be to someone's disadvantage v.
birine birinin vesayetini vermek give someone custody of v.
birinin teklifini kabul etmek take someone up on her offer v.
durumu birinin lehine çevirmek tip the scales in someone's favor v.
birinin yüreğini sızlatmak wrench someone's heart v.
birinin üzerine kapıyı kilitlemek lock someone in v.
birinin gözüne girmiş olmak stand high with v.
birinin ihtiyacını görmek serve someone's purpose v.
birinin yanına gitmek go up to someone v.
birinin aleyhine olmak be to someone's disadvantage v.
birinin elde edemeyeceği bir şey olmak be beyond someone's grasp v.
bir şeyi birinin kafasına sokmak get something through someone's head v.
birinin ateşi olmak run a temperature v.
birinin sinirlerini bozmak set someone's teeth on edge v.
birinin gözünü açmak open someone's eyes v.
birinin yüreğini sızlatmak wring someone's heart v.
birinin yanına yaklaşmak sidle up to v.
birinin hakkını vermek do someone justice v.
birinin yolunu kesmek cut someone off v.
bir davranış birinin karakterine uymak be in character v.
birinin ne düşündüğünü yüzünden okumak read someone's mind v.
birinin sesini kestirmek reduce someone to silence v.
birinin canını çok sıkmak bore someone to death v.
birinin umurunda olmamak not to give a shit v.
birinin üzerine kurşun yağdırmak pepper someone with buckshot v.
birinin aklına gelmek occur to someone v.
birinin kıçına şaplak atmak give someone a spanking v.
birinin elini sıkmak press someone's hand v.
dönmek (birinin başı) swim v.
birinin içindeki cevheri çıkarmak bring out the best in someone v.
birinin önerisini kabul etmek take up on v.
birinin hesabına borç geçirmek enter to somebody’s debit v.
birinin hizmetine girmek enter somebody’s service v.
birinin hesabına ödeme çıkarmak make a payment to someone’s bank account v.
birinin yokluğuna alışmak get used to one's absence v.
birinin yetkisini kuvvetlendirmek strengthen somebody's authority v.
(bir şeyi) (birinin) kafasına sokmak get through to v.
birinin yolunu doğrultmak get through v.
birini birinin evinde tanıştırmak have over v.
birinin yüreğine korku salmak put fear in someone's heart v.
birinin kalbine korku salmak put fear in someone's heart v.
(birinin) isteklerinin kölesi/tutsağı olmak be a slave to one's desires v.
birinin güvenini kaybetmek lose one's trust v.
birinin bütün kemiklerini kırmak break every bone in somebody's body v.
birinin sırtından geçinmek leech off of someone v.
birinin üstü olmak overrank someone v.
birinin imtiyazlarına tecavüz etmek encroach up somebody's prerogatives v.
birinin adına hareket etmek act in one's own name v.
birinin taklidini yapmak do one's imitation v.
birinin taklidini yapmak perform one's imitation v.
birinin taklidini yapmak give one's imitation v.
birinin başarısına neden olmak be the making of v.
birinin üzerine oynamak have someone on v.
birinin peşini bırakmamak be hard on someone's heels v.
birinin kılına bile dokunmamak (not) harm a hair of somebody's head v.
birinin yüreğini sızlatmak make somebody's heart bleed v.
birinin pestilini çıkarmak make hamburger out of someone v.
birinin gönlünü hoş etmek make a hit with someone v.
birinin midesini bulandırmak turn someone's stomach v.
birinin kalbini kazanmak win the heart of somebody v.
birinin bam teline basmak tread on someone's corns v.
birinin kalbini kırmak tread on someone's toes v.
birinin kafasını kurcalamak weigh on someone's mind v.
birinin ağzını sulandırmak make someone's mouth water v.
birinin yüreğine işlemek tug at someone's heartstrings v.
birinin gönlünü almak make up to someone v.
birinin tüylerini ürpertmek make one's flesh creep v.
birinin yüreğine inmek tug at someone's heartstrings v.
birinin ağzından girip burnundan çıkmak twist someone's arm v.
birinin gönlünü hoş etmek warm the cockles of somebody's heart v.
birinin pestilini çıkarmak make mincemeat out of someone v.
(birinin hakkına) tecavüz etmek encroach v.
birinin gözünü morartmak give somebody a black eye v.
(birinin) yolundan çekilmek get out of one's way v.
(birinin yardımı sayesinde) bir yere gelmek get somewhere v.
birinin davranışlarından morali bozulmak get down v.
(birinin yardımı sayesinde) belirli bir düzeye ulaşmak get somewhere v.
birinin kanını tepesine sıçratmak get somebody blood up v.
birinin sinirleri altüst etmek shake out one's nerves v.
bir şey birinin asabını bozmak shake out one's nerves v.
kendini birinin yerine koymak put oneself into someone's shoes v.
(birinin) omuzlarındaki yükü hafifletmek take the load off someone’s shoulders v.
-de birinin eksikliği olmak be short on v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) replace v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) supersede v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) take over from v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) substitute v.
birinin yerine geçmek (görev değişikliği) take something (a post etc) over (from somebody) v.
birinin suratına gülmek laugh in someone's face v.
birinin burnuna gülmek laugh in someone's face v.
(birinin) özeline girmek violate one’s privacy v.
(birinin) özeline girmek use other people's personal information v.
(birinin) özeline girmek intrude on one’s privacy v.
(birinin) özeline girmek invade one’s privacy v.
birinin son arzusunu yerine getirmek honour one's dying wish v.
(birinin) özeline girmek disturb one’s privacy v.
yükü birinin sırtına yüklemek lay a burden on v.
birinin dürüstlüğünden şüphe duymamak count on someone’s veracity v.
birinin doğruluğuna güvenmek count on someone’s veracity v.
birinin çocuğuna hamile olmak bear one's baby v.
birinin bebeğine hamile olmak be pregnant with someone's baby v.
birinin bebeğine hamile olmak bear one's baby v.
birinin çocuğuna hamile olmak be pregnant with someone's baby v.
birinin aleyhine dava açmak proceed against v.
birinin yerini almak sit in v.
birinin izinden gitmek follow in someone's footsteps v.
birinin menfaatini korumak protect one's interest v.
birinin hatırına yapmak do something for someone's sake v.
birinin yerinde gözü olmak have designs on someone's job v.
birinin katılımını sağlamak encourage participation v.
birinin yerinde gözü olmak have designs on someone's position v.
birinin aleyhine dava açmak bring an action v.
birinin adını lekelemek stain somebody's name v.
birinin emri altına koymak subordinate v.
birinin hata yapmasına neden olmak trip someone up v.
birinin işini yapmak do somebody's job v.
birinin üstüne suçu yıkmak pin a crime on someone v.
birinin kanını emmek fleece v.
birinin emrinde çalışmak work under someone v.
birinin yerini almak take one's place v.
birinin yerine geçmek take one's place v.
birinin durumunu sormak ask after someone v.
birinin bir şey yapmasını yasaklamak ban someone from something v.
birinin karşısına dikilmek plant oneself in front of someone v.
birinin önünde dikilmek plant oneself in front of someone v.
birinin sorumluluğunda iken ölmek die on someone v.
birinin saçlarını kesmek cut someone's hair v.
birinin işinde gözü olmak be after someone’s job v.
birinin yerinde gözü olmak be after someone’s job v.
bir taşınmazı birinin üzerine tapulamak deed something over to someone v.
birinin hayranı olmak be fan of someone v.
birinin hayranı olmak become fan of someone v.
birinin hakkından gelmek best someone v.
birinin bir şeye uygun olduğunu düşünmek think someone fit for something v.
birinin iyi arkadaşı olmak be a good friend of someone v.
birinin kalbini durdurmak stop the heart of someone v.
birinin hayatını kontrol altına almaya çalışmak try to control one’s life v.
birinin peşine takılıp gitmek flock after someone v.
birinin peşinden gitmek flock after someone v.
birinin değerini anlamak understand one’s value v.
birinin başını belaya sokmak get someone into trouble v.
birinin arkasından seslenmek shout after someone v.
birinin arkasından seslenmek call after someone v.
birinin ölümünden birini suçlamak blame someone for one’s death v.
birinin öldüğünü kabullenmek accept one’s death v.
birinin hayatına girmek walk into one’s life v.
birinin içine girmek enter someone v.
birinin kılığına girmek don the guise of someone v.
birinin ellerini bağlamak tie someone's hands v.
birinin hakkında bir şeyler okumak read something about someone v.
imalı sözlerle birinin şevkini kırmak discourage someone via innuendos v.
birinin cesedini bulmak find one's dead body v.
birinin cesedini bulmak find one’s remains v.