both

Sens de "both" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 7 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	both adj.	her ikisi de
The two communities are increasingly segregated - and both are armed. Bu iki toplum giderek birbirinden ayrılıyor ve her ikisi de silahlanmış durumda. More Sentences
2	General	both adj.	her iki
I hope that these negotiations lead to a constructive result that incorporates both points of view. Umarım bu müzakereler her iki bakış açısını da içeren yapıcı bir sonuca ulaşır. More Sentences
3	General	both adj.	her ikisi (de)
There is a happy medium and a balance between both, which must be maintained. Her ikisi arasında korunması gereken mutlu bir orta yol ve bir denge vardır. More Sentences
4	General	both adj.	ikisi de
Which is something we both regret. Bu ikimizin de üzüntü duyduğu bir şey. More Sentences
5	General	both adj.	(her) iki
I wish to thank both the two previous speakers and the two rapporteurs for their work. Hem önceki iki konuşmacıya hem de iki raportöre çalışmaları için teşekkür etmek istiyorum. More Sentences
Technical
6	Technical	both adj.	her iki
I shall try to reply and make some comments on both reports, as well as the speeches we have heard today in Parliament. Her iki rapora ve bugün Parlamento'da dinlediğimiz konuşmalara cevap vermeye ve bazı yorumlar yapmaya çalışacağım. More Sentences
General
7	General	both adj.	her ikisi

Sens de "both" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 473 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	both sides n.	iki taraf
Such are the market forces on both sides. İki taraftaki piyasa güçleri de böyledir. More Sentences
2	General	both sides n.	her iki taraf
On both sides, innocent people are still dying. Her iki tarafta da masum insanlar ölmeye devam ediyor. More Sentences
3	General	both of adj.	her ikisi de
We are lucky to have two committed men, both of whom realise the importance of science. Her ikisi de bilimin öneminin farkında olan iki kararlı adama sahip olduğumuz için şanslıyız. More Sentences
4	General	with both hands adv.	iki eliyle
I think that now, after Copenhagen, we should tackle this issue firmly with both hands and far more effectively. Kopenhag'dan sonra bu meseleyi iki elimizle ve çok daha etkin bir şekilde ele almamız gerektiğini düşünüyorum. More Sentences
5	General	both of them pron.	her ikisi
We are discussing both of them today as a result of Parliament's organisational arrangements. Parlamento'nun organizasyonel düzenlemelerinin bir sonucu olarak bugün her ikisini de görüşüyoruz. More Sentences
6	General	both of us pron.	ikimiz de
Speaking like my youthful partner and friend, the High Representative, both of us have grown younger in these jobs. Genç ortağım ve dostum Yüksek Temsilci gibi konuşacak olursam, ikimiz de bu görevlerde gençleştik. More Sentences
7	General	both of us pron.	ikimiz
This town isn't big enough for the both of us. Bu kasaba ikimiz için yeterince büyük değil. More Sentences
Phrases
8	Phrases	both parents n.	her iki ebeveyn
She has lost both parents. O her iki ebeveynini de kaybetti. More Sentences
Colloquial
9	Colloquial	in both cases expr.	her iki durumda
In both cases the position of workers may be affected. Her iki durumda da işçilerin durumu etkilenebilir. More Sentences
Idioms
10	Idioms	on both counts expr.	her iki açıdan
You succeeded admirably on both counts. Her iki açıdan da takdire şayan bir başarı elde ettiniz. More Sentences
Speaking
11	Speaking	both of you expr.	her ikiniz
I'll get something to drink for both of you. Her ikiniz için içecek bir şey alacağım. More Sentences
12	Speaking	both of you expr.	ikiniz
All right, you take these, both of you get in there and keep quiet. Pekala, sen bunları al, ikiniz de içeri girin ve sessiz olun. More Sentences
13	Speaking	we both know expr.	ikimiz de biliyoruz
I mean, we both know you're the most beautiful person on the planet. Yani, ikimiz de biliyoruz ki sen dünyadaki en güzel insansın. More Sentences
General
14	General	both side n.	önlü arkalı
15	General	both of the companies/firms n.	her iki şirket
16	General	both companies/firms n.	her iki şirket
17	General	both companies/firms n.	her iki firma
18	General	both of the companies/firms n.	her iki firma
19	General	jack-on-both-sides n.	tarafsız olmaya çalışan kimse
20	General	jack-on-both-sides n.	tarafsız kimse
21	General	both-hands n.	çok sayıda farklı işi olan kimse
22	General	play both ends against the middle v.	kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek
23	General	make both ends meet v.	geliri gidere denkleştirmek
24	General	have a foot in both camps v.	ikili oynamak
25	General	hold the rope at both ends v.	kendini helak etmek
26	General	make both ends meet v.	kazancı masrafına yetişmek
27	General	pull something at both ends v.	çekiştirmek
28	General	make both ends meet v.	kıt kanaat geçinmek
29	General	keep a foot in both camps v.	ikili oynamak
30	General	play both ends against the middle v.	ikili oynamak
31	General	make both ends meet v.	geçinmek
32	General	keep a foot in both camps v.	nabza göre şerbet vermek
33	General	have both one's feet on the ground v.	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek
34	General	have both one's feet on the ground v.	aklı başında olmak
35	General	burn the candle at both ends v.	fazla çalışmak
36	General	make both ends meet v.	idare etmek
37	General	burn the candle at both ends v.	gece gündüz demeden çalışarak kendini helak etmek
38	General	pull at both ends v.	çekiştirmek
39	General	burn the candle at both ends v.	durup dinlenmeden çalışmak
40	General	fasten the nappy at both sides v.	bebek bezi bağlamak
41	General	fasten the nappy at both sides v.	bebeğin bezini bağlamak
42	General	manage both v.	ikisini bir arada yürütmek
43	General	both study and work v.	hem çalışıp hem okumak
44	General	engage both the mind and the eye v.	hem gözü hem aklı meşgul etmek
45	General	engage both the mind and the eye v.	hem göze hem akla hitap etmek
46	General	threaten to kill them both v.	ikisini de öldürmekle tehdit etmek
47	General	appeal to both eye and ear v.	hem göze hem kulağa hitap etmek
48	General	both-sided adj.	önlü arkalı
49	General	both beautiful and smart adj.	hem güzel hem akıllı
50	General	of both sexes together adj.	kızlı erkekli
51	General	on both sides adv.	sağlı sollu
52	General	on both sides adv.	her iki yandan
53	General	in both cities adv.	her iki şehirde
54	General	with both hands adv.	iki elle
55	General	a little bit of both adv.	ikisinden de biraz
56	General	with both ears and eyes adv.	pürdikkat
57	General	in both ears adv.	iki kulaklı bir şekilde
58	General	in both ears adv.	binoral olarak
59	General	both at the same time pron.	ikisi aynı anda
60	General	both... and conj.	hem
61	General	both and conj.	gerek gerekse
62	General	both as ... and as ... conj.	hem ... hem ... olarak
63	General	both and conj.	hem hem de
64	General	either or both conj.	biri ya da ikisi
65	General	both... and conj.	hem... hem de
66	General	both and conj.	her ikisi de
67	General	both ... and ... expr.	hem ... hem de ...
Phrases
68	Phrases	the worst of both worlds n.	her ikisi durumdan da zarar görme
69	Phrases	best of both possible worlds n.	hem (onun) hem (bunun) en iyi özellikleri/tarafları
70	Phrases	best of both possible worlds n.	her ikisinin de en iyi özellikleri/tarafları
71	Phrases	both parents n.	ebeveynlerin her ikisi
72	Phrases	both verbally and physically adv.	gerek sözlü gerekse fiziki olarak
73	Phrases	trust goes both ways expr.	güven karşılıklıdır
74	Phrases	a group of young people of both sexes expr.	gençlerden oluşan kızlı erkekli bir grup
75	Phrases	both mental and physical expr.	hem zihinsel hem fiziksel
76	Phrases	with both men and women present expr.	kadınlı erkekli
Proverb
77	Proverb	one hand washes the other (and both wash the face)	bir elin nesi var iki elin sesi var
78	Proverb	one hand washes the other (and both wash the face)	el eli yıkar el döner yüzü yıkar
79	Proverb	you can't serve (both) god and mammon	hem tanrının hem de paranın emrinde olunamaz
Colloquial
80	Colloquial	due to the reasons both within and beyond control n.	elde olan veya olmayan nedenlerden dolayı
81	Colloquial	a bit of both expr.	her ikisinden de biraz
82	Colloquial	it cuts both ways expr.	hem olumlu hem olumsuz
83	Colloquial	it cuts both ways expr.	hem iyi hem kötü
Idioms
84	Idioms	the worst of both worlds n.	mümkün dünyaların en kötüsü
85	Idioms	the worst of both worlds n.	kötünün de kötüsü
86	Idioms	the worst of both worlds n.	daha kötüsü olmayan
87	Idioms	a foot in both camps n.	nabza göre şerbet
88	Idioms	a foot in both camps n.	ikili oynama
89	Idioms	a foot in both camps n.	iki tarafı birden idare etme
90	Idioms	a foot in both camps n.	iki tarafta da bir ayağı olma
91	Idioms	foot in both camps n.	ikili oynama
92	Idioms	foot in both camps n.	iki tarafı birden idare etme
93	Idioms	foot in both camps n.	iki tarafta da bir ayağı olma
94	Idioms	talk out of both sides of one's mouth v.	çelişkili şeyler söylemek
95	Idioms	talk out of both sides of one's mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
96	Idioms	work both sides of the street v.	sokağın/caddenin iki tarafında da çalışmak
97	Idioms	work both sides of the street v.	sokağın her iki yakasında tezgah açmak
98	Idioms	work both sides of the street v.	her iki tarafı da desteklemek
99	Idioms	work both sides of the street v.	ikili oynamak
100	Idioms	work both sides of the street v.	iki tarafı birden idare etmek
101	Idioms	burn both ends of the candle v.	kendini hırpalamak
102	Idioms	burn both ends of the candle v.	canı çıkana kadar çalışmak
103	Idioms	burn both ends of the candle v.	gece gündüz demeden çalışmak
104	Idioms	burn both ends of the candle v.	pestili çıkana kadar çalışmak
105	Idioms	burn both ends of the candle v.	kendini helak etmek
106	Idioms	burn both ends of the candle v.	durup dinlenmeden/bıkıp usanmadan çalışmak
107	Idioms	give (one) both barrels v.	(birisini) sert biçimde eleştirmek
108	Idioms	give (one) both barrels v.	verip veriştirmek
109	Idioms	give (one) both barrels v.	ağır bir dille eleştirmek
110	Idioms	give (one) both barrels v.	fırçayı kaymak
111	Idioms	give (one) both barrels v.	ağzının payını vermek
112	Idioms	bat for both sides v.	bir yarışma ya da müsabakada iki tarafı da desteklemek
113	Idioms	bat for both sides v.	iki tarafı da tutmak
114	Idioms	bat for both sides v.	biseksüel olmak
115	Idioms	keep both oars in the water v.	kendine hakim olmasına bilmek
116	Idioms	keep both oars in the water v.	soğukkanlılığını korumak
117	Idioms	keep both oars in the water v.	istifini bozmamak
118	Idioms	keep both oars in the water v.	duruşunu bozmamak
119	Idioms	keep both oars in the water v.	olup bitenler karşısında sarsılmamak
120	Idioms	work both sides of the street v.	sokağın/caddenin iki tarafında da çalışmak
121	Idioms	work both sides of the street v.	sokağın her iki yakasında tezgah açmak
122	Idioms	work both sides of the street v.	her iki tarafı da desteklemek
123	Idioms	work both sides of the street v.	ikili oynamak
124	Idioms	work both sides of the street v.	iki tarafı birden idare etmek
125	Idioms	see both sides (of something) v.	iki açıdan da değerlendirmek
126	Idioms	see both sides (of something) v.	her iki tarafa da kulak vermek
127	Idioms	see both sides (of something) v.	madalyonun iki yüzünü de görmek
128	Idioms	grab life with both hands v.	hayata sıkı sıkı sarılmak
129	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmek
130	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	iki taraflı çıkar sağlamak
131	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	iki taraflı yarar sağlamak
132	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
133	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	ikili oynamak
134	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	har vurup harman savurmak
135	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	düşüncesizce harcayarak yaşamak
136	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	hesapsızca harcayarak yaşamak
137	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	para saçarak yaşamak
138	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	müsrifçe yaşamak
139	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmek
140	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı çıkar sağlamak
141	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı yarar sağlamak
142	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
143	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	ikili oynamak
144	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamak
145	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmek
146	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	iki taraflı çıkar sağlamak
147	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	iki taraflı yarar sağlamak
148	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
149	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	ikili oynamak
150	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamak
151	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	bir eli yağda bir eli balda olmak
152	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	gak dediğinde et guk dediğinde süt bulmak
153	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmeye çalışmak
154	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı çıkar sağlamaya çalışmak
155	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) çıkar sağlama peşinde koşmak
156	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	ikili oynamak
157	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamaya çalışmak
158	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	hem etine hem buduna göz dikmek
159	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	hem sütüne hem buduna göz koymak
160	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	kolay yoldan para kazanmayı/köşe dönmeyi istemek
161	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek
162	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	çalışıp çabalamadan bir eli yağda bir eli balda olsun demek
163	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	gak dediğinde et guk dediğinde süt istemek
164	Idioms	burn both ends of the candle v.	işe sabah karanlıkta gidip gece yarılarına kadar çalışmak
165	Idioms	burn both ends of the candle v.	çok fazla çalışmak
166	Idioms	burn both ends of the candle v.	kendini çok yormak/hırpalamak
167	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmek/çıkar sağlamak
168	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
169	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	ikili oynamak
170	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	har vurup harman savurmak
171	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	düşüncesizce/hesapsızca harcayarak yaşamak
172	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	müsrifçe yaşamak
173	Idioms	talk out of both sides of your mouth v.	adamına göre konuşmak
174	Idioms	speak out of both sides of your mouth v.	adamına göre konuşmak
175	Idioms	criticize someone with both barrels v.	ağır bir dille eleştirmek
176	Idioms	land upon both feet v.	ayakları üstüne düşmek
177	Idioms	land on both feet v.	ayakları üstüne düşmek
178	Idioms	keep one's both feet on the ground v.	ayakları yere basmak
179	Idioms	hardly make both ends meet v.	ayın sonunu zor getirmek
180	Idioms	barely make both ends meet v.	ayın sonunu zor getirmek
181	Idioms	have it both ways v.	birbirine zıt iki şeyi aynı anda istemek
182	Idioms	jump in with both feet v.	bir işe balıklama dalmak
183	Idioms	enjoy the best of both worlds v.	bir taşla iki kuş vurmak
184	Idioms	dive in with both feet v.	bir işe balıklama dalmak
185	Idioms	let someone have it with both barrels v.	birine (sözlü olarak) girişmek/saldırmak (açtı ağzını yumdu gözünü)
186	Idioms	play both ends against the middle v.	birbirine düşürmek
187	Idioms	land upon both feet v.	dört ayağı üstüne düşmek
188	Idioms	take one's courage in both hands v.	cesaretini toplamak
189	Idioms	land on both feet v.	dört ayak üstüne düşmek
190	Idioms	land upon both feet v.	dört ayak üstüne düşmek
191	Idioms	dive in with both feet v.	dört elle sarılmak
192	Idioms	hold the rope at both ends v.	dur durak bilmeden çalışmak
193	Idioms	burn the candle at both ends v.	dur durak bilmeden çalışmak
194	Idioms	jump in with both feet v.	dört elle sarılmak
195	Idioms	land on both feet v.	dört ayağı üstüne düşmek
196	Idioms	butter both sides of one's bread v.	her ikisinden de yararlanmak
197	Idioms	have the best of both worlds v.	her ikisinden de yararlanmak
198	Idioms	the best of both worlds v.	her ikisinden de yararlanmak
199	Idioms	enjoy the best of both worlds v.	her ikisinden de yararlanmak
200	Idioms	cut both ways v.	her iki tarafı da etkilemek
201	Idioms	burn the candle at both ends v.	geceyi gündüze katmak
202	Idioms	work both ways v.	hem olumlu hem olumsuz olmak
203	Idioms	cut both ways v.	hem lehine hem de aleyhine olmak
204	Idioms	live in the best of both worlds v.	her ikisinden de yararlanmak
205	Idioms	play both ends against the middle v.	iki zıt grubun mücadelesinden avantaj devşirmek
206	Idioms	have a foot in both camps v.	iki tarafı da idare etmek
207	Idioms	make both ends meet v.	iki yakası bir araya gelmek
208	Idioms	not to make both ends meet v.	iki yakası bir araya gelmemek
209	Idioms	make both ends meet v.	iki ucunu bir araya getirmek
210	Idioms	keep a foot in both camps v.	ikili oynamak
211	Idioms	keep one's both feet on the ground v.	iki ayağı da yere basmak
212	Idioms	butter both sides of one's bread v.	iki ayrı durumdan çıkar sağlamak
213	Idioms	have a foot in both camps v.	iki tarafı birden idare etmek
214	Idioms	play both sides v.	iki tarafı birden idare etmek
215	Idioms	work both ways v.	iki tarafa da yaramak
216	Idioms	the best of both worlds v.	iki ayrı durumdan çıkar sağlamak
217	Idioms	butter both sides of one's bread v.	iki iyi şeyi bir arada yaşamak
218	Idioms	play both ends against the middle v.	iki zıt grubun mücadelesinden nemalanmaya çalışmak
219	Idioms	the best of both worlds v.	iki iyi şeyi bir arada yaşamak
220	Idioms	keep a foot in both camps v.	iki tarafı da idare etmek
221	Idioms	land upon both feet v.	iki ayağı üzerine düşmek
222	Idioms	work both ways v.	iki tarafın da işine gelmek
223	Idioms	have a foot in both camps v.	ikili oynamak
224	Idioms	play both sides v.	ikili oynamak
225	Idioms	play both sides v.	iki tarafı da idare etmek
226	Idioms	land on both feet v.	iki ayağı üzerine düşmek
227	Idioms	keep a foot in both camps v.	iki tarafı birden idare etmek
228	Idioms	barely make both ends meet v.	kıt kanaat geçinmek
229	Idioms	take one's courage in both hands v.	kelle koltukta
230	Idioms	hardly make both ends meet v.	kın kanaat geçinmek
231	Idioms	speak out of both sides of your mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
232	Idioms	to take one's courage in both hands v.	kelleyi koltuğa almak
233	Idioms	speak out of both sides of your mouth v.	nabza göre şerbet vermek
234	Idioms	talk out of both sides of your mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
235	Idioms	burn the candle at both ends v.	kendisini helak etmek
236	Idioms	make both ends meet v.	kıt kanaat geçinmek
237	Idioms	burn the candle at both ends v.	kendisini paralamak
238	Idioms	hold the rope at both ends v.	kendisini helak etmek
239	Idioms	hold the rope at both ends v.	kendisini paralamak
240	Idioms	talk out of both sides of your mouth v.	nabza göre şerbet vermek
241	Idioms	play both ends against the middle v.	şeytana külahını ters giydirmek
242	Idioms	criticize someone with both barrels v.	sert biçimde eleştirmek
243	Idioms	play both ends against the middle v.	şeytana külahı ters giydirmek
244	Idioms	criticize someone with both barrels v.	sert bir dille eleştirmek
245	Idioms	take one's courage in both hands v.	tüm cesaretini toplamak
246	Idioms	land upon both feet v.	(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak
247	Idioms	land on both feet v.	(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak
248	Idioms	make both ends meet v.	zar zor iki yakasını bir araya getirmek
249	Idioms	barely make both ends meet v.	zar zor geçinmek
250	Idioms	hardly make both ends meet v.	zar zor geçinmek
251	Idioms	make both ends meet v.	ucu ucuna yetişmek
252	Idioms	burn both ends of the candle v.	gece gündüz çalışmak
253	Idioms	burn both ends of the candle v.	sabahlara kadar çalışmak
254	Idioms	burn both ends of the candle v.	gece yarılarına kadar çalışmak
255	Idioms	give someone both barrels v.	(birini) topa tutmak
256	Idioms	give someone both barrels v.	(birine) bombardıman etmek
257	Idioms	give someone both barrels v.	(birine) ateş yağdırmak
258	Idioms	bat for both sides v.	her iki taraf için oynamak
259	Idioms	bat for both sides v.	her iki tarafa destek çıkmak
260	Idioms	bat for both sides v.	hem erkeklere hem kadınlara ilgi duymak
261	Idioms	bat for both sides v.	biseksüel olmak
262	Idioms	bat for both sides v.	hem erkeklerle hem kadınlarla cinsel ilişkide bulunmak
263	Idioms	have both oars in the water v.	sakin olmak
264	Idioms	have both oars in the water v.	sakin kalmak
265	Idioms	have both oars in the water v.	sağlıklı düşünebilmek
266	Idioms	have both oars in the water v.	salim kafayla düşünebilmek
267	Idioms	have both oars in the water v.	dengeli olmak
268	Idioms	have both oars in the water v.	mantıklı olmak
269	Idioms	have both oars in the water v.	gerçekçi olmak
270	Idioms	have both oars in the water v.	aşırı duygusal tepkilere bağlı hareket etmemek
271	Idioms	have both oars in the water v.	istisnai değişikliklerden etkilenmemek
272	Idioms	have both oars in the water v.	ayağı/ayakları yere basmak
273	Idioms	jump in with both feet v.	-in içine dalmak
274	Idioms	jump in with both feet v.	-e girişmek
275	Idioms	jump in with both feet v.	-e hevesle dalmak
276	Idioms	jump in with both feet v.	-in içine tereddütsüz/korkusuzca atlamak
277	Idioms	play both sides against the middle v.	kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek
278	Idioms	play both sides against the middle v.	ikili oynamak
279	Idioms	play both sides against the middle v.	birbirine düşürmek
280	Idioms	play both sides against the middle v.	iki zıt grubun mücadelesinden avantaj devşirmek
281	Idioms	play both sides against the middle v.	iki zıt grubun mücadelesinden nemalanmaya çalışmak
282	Idioms	play both sides against the middle v.	şeytana külahını ters giydirmek
283	Idioms	play both sides against the middle v.	şeytana külahı ters giydirmek
284	Idioms	play both sides against the middle v.	kendi çıkarı için iki zıt grubu birbirine düşürmek
285	Idioms	play both sides against the middle v.	iki karşıt grubu birbirine düşürüp çıkar sağlamak
286	Idioms	play both sides against the middle v.	iki tarafı birbirine düşürmek
287	Idioms	be torn both ways v.	ikileme düşmek
288	Idioms	be torn both ways v.	iki arada bir derede kalmak
289	Idioms	bat for both teams v.	biseksüel olmak
290	Idioms	bat for both teams v.	hem hemcinsiyle hem de karşı cinsle cinsel ilişki yaşamak
291	Idioms	bat for both teams v.	hem hemcinslerine hem de karşı cinse ilgi duymak
292	Idioms	bat for both teams v.	hem kadınlara hem erkeklere ilgi duymak
293	Idioms	bat for both teams v.	hem erkeklerle hem kadınlarla cinsel ilişkide bulunmak
294	Idioms	be speaking out of both sides of (one's) mouth v.	ikili oynamak
295	Idioms	be speaking out of both sides of (one's) mouth v.	iki tarafı da idare etmek
296	Idioms	be speaking out of both sides of (one's) mouth v.	iki tarafı birden idare etmek
297	Idioms	be talking out of both sides of (one's) mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
298	Idioms	burn one's candle at both ends v.	fazla çalışmak
299	Idioms	burn one's candle at both ends v.	gece gündüz demeden çalışarak kendini helak etmek
300	Idioms	burn one's candle at both ends v.	durup dinlenmeden çalışmak
301	Idioms	burn one's candle at both ends v.	dur durak bilmeden çalışmak
302	Idioms	burn one's candle at both ends v.	gecesini gündüzüne katmak/geceyi gündüze katmak
303	Idioms	burn one's candle at both ends v.	kendini paralamak/helak etmek
304	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	bir eli yağda bir eli balda olmak/yaşamak
305	Idioms	cut both ways v.	hem olumlu hem olumsuz olmak
306	Idioms	have both feet on the ground v.	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek
307	Idioms	have both feet on the ground v.	aklı başında olmak
308	Idioms	have both feet on the ground v.	ayakları yere basmak
309	Idioms	have both/your feet on the ground v.	ayakları yere basar olmak
310	Idioms	have both/your feet on the ground v.	ayakları yere basmak
311	Idioms	have both/your feet on the ground v.	gerçekçi olmak
312	Idioms	have both/your feet on the ground v.	mantıklı olmak
313	Idioms	keep both/your feet on the ground v.	ayakları yere basar olmak
314	Idioms	keep both/your feet on the ground v.	ayakları yere basmak
315	Idioms	keep both/your feet on the ground v.	gerçekçi olmak
316	Idioms	keep both/your feet on the ground v.	mantıklı olmak
317	Idioms	keep both feet on the ground v.	ayakları yere basmak
318	Idioms	keep both feet on the ground v.	iki ayağı da yere basmak
319	Idioms	keep both feet on the ground v.	soğukkanlı olmak
320	Idioms	keep both feet on the ground v.	soğukkanlılığını/sakinliğini korumak
321	Idioms	play both ends v.	şeytana külahı ters giydirmek
322	Idioms	play both ends v.	birbirine düşürmek
323	Idioms	play both ends v.	ikili oynamak
324	Idioms	speak out of both sides of (one's) mouth v.	çelişkili şeyler söylemek
325	Idioms	speak out of both sides of (one's) mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
326	Idioms	speak out of both sides of (one's) mouth v.	adamına göre konuşmak
327	Idioms	speak out of both sides of (one's) mouth v.	nabza göre şerbet vermek
328	Idioms	take your courage in both hands v.	cesaretini toplamak
329	Idioms	take your courage in both hands v.	tüm cesaretini toplamak
330	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	kolay yoldan para kazanmayı/köşe dönmeyi istemek
331	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	gak dediğinde et guk dediğinde süt istemek
332	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	hem etine hem buduna göz dikmek
333	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	hem sütüne hem buduna göz koymak
334	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek
335	Idioms	the worst of both worlds adj.	mümkün dünyaların en kötüsü
336	Idioms	the worst of both worlds adj.	kötünün de kötüsü
337	Idioms	the worst of both worlds adj.	olabileceğin en kötüsü
338	Idioms	with both hands adv.	iki elle (sarılmak)
339	Idioms	with both hands adv.	büyük bir heves ve dikkatle
340	Idioms	with both hands adv.	şevkle
341	Idioms	a plague on both your houses expr.	allah belanızı versin
342	Idioms	a plague on both your houses expr.	soyunuz kurusun
343	Idioms	a plague on both your houses expr.	gün yüzü görmeyin
344	Idioms	with both barrels expr.	açtı ağzını yumdu gözünü
345	Idioms	(both) feet on the ground expr.	ayakları yere basan
346	Idioms	both sheets in the wind expr.	ayakta duramayacak kadar sarhoş
347	Idioms	can't find one's butt with both hands in broad daylight expr.	iki eliyle bir işi beceremeyen
348	Idioms	with both hands tied behind one's back expr.	kolayca
349	Idioms	both sheets in the wind expr.	sarhoş
350	Idioms	can't find one's butt with both hands in broad daylight expr.	son derece aptal veya beceriksiz
351	Idioms	with both barrels expr.	var gücüyle
352	Idioms	with both hands tied behind one's back expr.	zorlanmadan
353	Idioms	with both oars in the water expr.	sakin
354	Idioms	with both oars in the water expr.	soğukkanlı
355	Idioms	with both oars in the water expr.	kararlı
356	Idioms	with both oars in the water expr.	dengeli
357	Idioms	with both oars in the water expr.	istikrarlı
358	Idioms	with both oars in the water expr.	mantıklı
359	Idioms	with both oars in the water expr.	makul
360	Idioms	with both oars in the water expr.	eğitici
361	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	allah belanı/belanızı versin
362	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	ocağına/ocağınıza ateş düşsün
363	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	soyun/soyunuz kurusun
364	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	gün yüzü görme/görmeyin
365	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	evine/evinize ateş düşsün
366	Idioms	best of both worlds expr.	iki tarafın da en iyi özellikleri
367	Idioms	best of both worlds expr.	her ikisinin de en iyi tarafları
368	Idioms	best of both worlds expr.	iki farklı fırsattan yararlanılabilen durum
369	Idioms	the best of both worlds expr.	iki tarafın da en iyi özellikleri
370	Idioms	the best of both worlds expr.	her ikisinin de en iyi tarafları
371	Idioms	the best of both worlds expr.	iki farklı fırsattan yararlanılabilen durum
372	Idioms	with both barrels expr.	sert biçimde
373	Idioms	with both barrels expr.	sonuna kadar
374	Idioms	with both barrels expr.	ağır biçimde
375	Idioms	with both barrels expr.	ağır bir dille
376	Idioms	with both feet on the ground expr.	ayakları yere basan
377	Idioms	with both feet on the ground expr.	ayakları yere basar şekilde
378	Idioms	with both feet on the ground expr.	mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen
379	Idioms	with both feet on the ground expr.	aklı başında
380	Idioms	with both feet on the ground expr.	ayağı yere sağlam basan
381	Idioms	can't have it both ways expr.	iki zıt şeye aynı anda sahip olunmaz
382	Idioms	can't have it both ways expr.	hem karnım doysun hem pastam dursun olmaz
383	Idioms	can't have it both ways expr.	hem öyle hem böyle olmaz
384	Idioms	can't have it both ways expr.	hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin olmaz
385	Idioms	you can't have it both ways expr.	iki zıt şeye aynı anda sahip olamazsın, olunmaz
386	Idioms	you can't have it both ways expr.	hem karnım doysun hem pastam dursun olmaz
387	Idioms	you can't have it both ways expr.	hem öyle hem böyle olmaz
388	Idioms	you can't have it both ways expr.	hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin olmaz
389	Idioms	when I was a kid, I walked to school uphill both ways expr.	ben çocukken okula yürüyerek giderdim
390	Idioms	when I was a kid, I walked to school uphill both ways expr.	ben çocukken okula gitmek için bile neler çekerdim
391	Idioms	when I was a kid, I walked to school uphill both ways expr.	ben çocukken okula gidip gelmek için dağlar tepeler aşardım
392	Idioms	when I was your age, I walked to school uphill both ways expr.	ben senin yaşındayken yürüyerek giderdim
393	Idioms	when I was your age, I walked to school uphill both ways expr.	ben senin yaşındayken okula gitmek için bile neler çekerdim
394	Idioms	when I was your age, I walked to school uphill both ways expr.	ben senin yaşındayken okula gidip gelmek için dağlar tepeler aşardım
395	Idioms	on both counts expr.	her iki yönden
396	Idioms	on both counts expr.	her iki noktadan
Speaking
397	Speaking	a little time apart would be good for both of us expr.	biraz ayrı kalmak ikimiz için de iyi olur
398	Speaking	both your lives are in the scales expr.	her ikinizin de hayatı tartışılıyor
399	Speaking	both he and I expr.	hem o, hem ben
400	Speaking	you both must be tired expr.	ikiniz de yorgunsunuzdur
401	Speaking	you both must be tired expr.	ikiniz de yorulmuş olmalısınız
402	Speaking	they both amount to the same thing expr.	ikisi bir kapıya çıkar
403	Speaking	I just like the fact that we both share a love for soccer expr.	ikimizin de futbol seviyor olmamız çok hoşuma gitti
404	Speaking	it seems to work both ways expr.	iki türlü de idare ediyorum
405	Speaking	you both look great expr.	ikiniz de harika görünüyorsunuz
406	Speaking	I just like the fact that we both share a love for soccer expr.	ikimizin de futbolu seviyor olmamız çok hoşuma gitti
407	Speaking	both of them are me expr.	ikisi de benim
408	Speaking	we're both walking on air expr.	ikimiz de sevinçten havalara uçuyoruz
409	Speaking	you both must be tired expr.	ikiniz de yorulmuşsunuzdur
410	Speaking	thank you both expr.	ikinize de teşekkür ederim
411	Speaking	traffic was halted in both directions expr.	trafik iki yönde durduruldu
412	Speaking	we're both out 500 bucks expr.	500'er dolar içerideyiz
Trade/Economic
413	Trade/Economic	all time saved both ends n.	her iki sonuçta kazanılan bütün eylem zamanı
414	Trade/Economic	all working time saved both ends n.	her iki sonuçta kazanılan bütün çalışma zamanı
415	Trade/Economic	both to blame collision clause n.	iki taraflı kusur klozu
416	Trade/Economic	event which with notice or lapse of time or both would become a default n.	ihbar üzerine, zamanın geçmesiyle veya her ikisi sonucunda bir temerrüt teşkil edecek durum
417	Trade/Economic	both to sign joint account n.	teselsülsüz müşterek hesap
418	Trade/Economic	both dates inclusive expr.	her iki tarih dahil
Law
419	Law	follow and finalize all transactions with all public and private bodies, local administrations and other agencies both within the country and abroad expr.	yurtiçi ve yurtdışındaki bilcümle resmi ve hususi daireler ile özel idareler ve sair merciler nezdindeki işlemlerimizi takip ve tedvire
Insurance
420	Insurance	both to blame collision clause n.	her ikisi de kusurlu çatma klozu
421	Insurance	both days inclusive expr.	her iki gün dahil
Technical
422	Technical	beam with both ends built in n.	her iki ucu ankastre kiriş
423	Technical	walking aids manipulated by both arms n.	her iki kol ile kullanılan yürüme yardımcıları
424	Technical	tape made from various backing materials with pressure-sensitive adhesive on both sides n.	her iki tarafı da basınca duyarlı yapışkanlı çeşitli altlık malzemelerden yapılmış şerit
425	Technical	grinding wheel recessed on both sides n.	iki tarafı faturalı taşlama taşı
426	Technical	common provisions for both measuring instruments and methods of metrological control n.	ölçüm aletleri ve metrolojik denetim yöntemleri
427	Technical	not-both n.	ve değil
Computer
428	Computer	both font types n.	her iki yazı tipi
429	Computer	both pages n.	her iki sayfa
430	Computer	full defragmentation (both files and free space) n.	tam birleştirme dosyaları ve boş alanı
431	Computer	both hanging adj.	her iki yanda asılı
432	Computer	both shifts expr.	her iki üstkarakter
433	Computer	hold both buttons down for 2 secs expr.	her iki tuşu 2 saniye basılı tut
434	Computer	both strict expr.	ikisi de kesin
435	Computer	fit both expr.	ikisine de sığdır
436	Computer	both sides expr.	iki tarafa
437	Computer	gridlines: both expr.	kılavuz çizgileri: ikisi de
Telecom
438	Telecom	both-way propagation time n.	gidiş-geliş yayılım gecikmesi
Textile
439	Textile	both side-raised adj.	iki yüzü havlanmış
Construction
440	Construction	beam with both ends built in n.	her iki ucu ankastre kiriş
Automotive
441	Automotive	motor vehicle headlamps emitting an asymmetrical passing beam or driving beam or both n.	asimetrik kısa huzme veya uzun hüzme veya ikisini birden yayan motorlu taşıt farları
Marine
442	Marine	both ends n.	her iki son
443	Marine	both ends n.	her iki uç
Medical
444	Medical	chance of survival of both mother and baby n.	hem annenin hem de bebeğin hayatta kalma şansı
445	Medical	both anaerobic (type a) and aerobic (type b) lactic acidosis n.	hem anaerobik (tip a) hem de aerobik (tip b) laktik asidoz
446	Medical	thrombus in both of pulmonary arteries n.	her iki pulmoner arter içerisinde trombüs
447	Medical	peripheral facial paralysis developed on both sides n.	iki taraflı periferik tipte fasiyal paralizi
448	Medical	o2 (both eyes) abrev.	her iki göz
Pathology
449	Pathology	twins both liveborn n.	canlı ikiz doğum
450	Pathology	unqualified visual loss in both eyes n.	her iki gözde nitelendirilmemiş görme kaybı
451	Pathology	twins both stillborn n.	her ikisi ölü ikiz doğum
Literature
452	Literature	a plague o' both your houses n.	felaket
Linguistics
453	Linguistics	be used both as intransitive or as transitive v.	hem geçişli hem de geçişsiz olarak kullanılmak
Religious
454	Religious	communion in both kinds n.	aşai rabbani ayinine katılan herkesin kutsal ekmek ve şarabın ikisinden de tatması
Wagering
455	Wagering	exacta both ways n.	sırasız ikili
456	Wagering	both ways adj.	aynı oyuncu üzerinde ilk üçe girer bahsi yapılan
Slang
457	Slang	smoke both ends of the cigar v.	erkek erkeğe oral seks yapmak
458	Slang	smoke both ends of the cigar v.	erkek erkeğe oral seks yapmak
459	Slang	smoke both ends of the cigar v.	erkek erkeğe sakso yapmak
460	Slang	swing both ways v.	biseksüel takılmak
461	Slang	play for both teams v.	biseksüel olmak
462	Slang	play for both teams v.	hem hemcinslerine hem de karşı cinse karşı çekim duymak/ilgisi olmak
463	Slang	play for both teams v.	hem erkeklere hem de kadınlara ilgi duymak
464	Slang	play for both teams v.	hem erkeklerle hem kadınlarla cinsel ilişkide bulunmak
465	Slang	can't find (one's) butt with both hands expr.	bir işi beceremez
466	Slang	can't find (one's) butt with both hands expr.	en basit şeyi bile yapamaz
467	Slang	can't find (one's) butt with both hands expr.	iki eliyle bir siki doğrultamaz
468	Slang	can't find (one's) butt with both hands expr.	beceriksiz
469	Slang	can't find butt with both hands expr.	bir işi beceremez
470	Slang	can't find butt with both hands expr.	en basit şeyi bile yapamaz
471	Slang	can't find butt with both hands expr.	iki eliyle bir siki doğrultamaz
472	Slang	can't find butt with both hands expr.	beceriksiz
British Slang
473	British Slang	bat for both sides expr.	biseksüel