Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
bulunma
Sens de
"bulunma"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
bulunma
existence
n.
2
General
bulunma
occurrence
n.
3
General
bulunma
availability
n.
4
General
bulunma
presence
n.
5
General
bulunma
événement
n.
Sens de
"bulunma"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 280 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
hazır bulunma
readiness
n.
General
2
General
külfetli ve zor isteklerde bulunma
taxing
n.
3
General
bol bulunma
commonness
n.
4
General
arada bulunma
intermediateness
n.
5
General
her yerde birden bulunma
omnipresence
n.
6
General
bağışta bulunma
endowment
n.
7
General
yapılan kötülüğü affettirecek bir harekette bulunma
expiating
n.
8
General
kehanette bulunma
soothsaying
n.
9
General
bağlı bulunma
consisting in
n.
10
General
tecavüzde bulunma (başkasının hakkına)
encroachment
n.
11
General
önde bulunma
lead
n.
12
General
hazır bulunma
availability
n.
13
General
hazır bulunma
attending
n.
14
General
orta seviyede bulunma
intermediateness
n.
15
General
yardımda bulunma
abetment
n.
16
General
bağışta bulunma
subscription
n.
17
General
her yerde bulunma
immanence
n.
18
General
hazır bulunma
attendance
n.
19
General
aynı anda her yerde bulunma
ubiquity
n.
20
General
vaatlerde bulunma
embracery
n.
21
General
rasgele cinsel ilişkide bulunma
promiscuity
n.
22
General
hazır bulunma
preparedness
n.
23
General
ölülerle konuşarak kehanette bulunma
sciomancy
n.
24
General
az bulunma
rarity
n.
25
General
ileride bulunma
lead
n.
26
General
her yerde bulunma
omnipresence
n.
27
General
az bulunma
rareness
n.
28
General
gerektiğinde savaşa hazır bulunma
preparedness
n.
29
General
fahişelerle ilişkide bulunma
wenching
n.
30
General
müracaatta bulunma
appeal
n.
31
General
kehanette bulunma
presage
n.
32
General
bulunma (belirli bir makamda)
tenure
n.
33
General
kehanette bulunma
prophesying
n.
34
General
katkıda bulunma
helping
n.
35
General
özveride bulunma
self sacrifice
n.
36
General
tahmininde bulunma (gelecekte bir şey olacağı)
prognostication
n.
37
General
bağışta bulunma
dotation
n.
38
General
az bulunma
seldomness
n.
39
General
yanyana bulunma
juxtaposition
n.
40
General
birbirine yakın bulunma
juxtaposition
n.
41
General
orada bulunma
presence
n.
42
General
yalan beyanda bulunma
fraudulent representation
n.
43
General
birkaç şekilde bulunma
polymorphism
n.
44
General
(belirli bir makamda) bulunma
tenure
n.
45
General
kehanette bulunma
auguration
n.
46
General
her yerde bulunma
immanency
n.
47
General
bir görevde bulunma
instatement
n.
48
General
suyla kehanette bulunma
hydromancy
n.
49
General
tasarrufta bulunma
making a restriction
n.
50
General
bağışta bulunma
donating
n.
51
General
tasarrufta bulunma
saving
n.
52
General
keşifte bulunma
explorement
n.
53
General
hazır bulunma
presence
n.
54
General
aile bütçesine katkıda bulunma
breadwinning
n.
55
General
girişimde bulunma
attempting
n.
56
General
bulunma tarihi
date of discovery
n.
57
General
bulunma durumu
availability
n.
58
General
evde olma/bulunma
at-homeness
n.
59
General
sınırlı sayıda bulunma
limited availability
n.
60
General
sınırlı biçimde bulunma/olma
limited availability
n.
61
General
tecavüzde bulunma (başkasının hakkına)
accroachment
n.
62
General
kedilerden kehanette bulunma
ailuromancy
n.
63
General
dumana bakarak kehanette bulunma
capnomancy
n.
64
General
tehlikeye maruz bulunma
vulnerableness
n.
65
General
kristal top veya aynalar ile kehanette bulunma
catoptromancy
n.
66
General
gök gürültüsü ve yıldırıma bakarak kehanette bulunma
ceraunomancy
n.
67
General
gök gürültüsü ve yıldırıma bakarak kehanette bulunma
ceraunoscopia
n.
68
General
gök gürültüsü ve yıldırıma bakarak kehanette bulunma
ceraunoscopy
n.
69
General
gök gürültüsü ve yıldırıma bakarak kehanette bulunma
keraunoscopia
n.
70
General
gök gürültüsü ve yıldırıma bakarak kehanette bulunma
keraunoscopy
n.
71
General
erimiş balmumunu suya damlatarak kehanette bulunma
ceromancy
n.
72
General
bakır kaplar kullanarak kehanette bulunma
chalcomancy
n.
73
General
mukabelede bulunma
regratiatory [obsolete]
n.
74
General
yalan beyanda bulunma
oathbreaking
n.
75
General
yanan lamba veya mumun alevini ya da bıraktığı karbon lekelerini inceleyerek kehanette bulunma
lampadomancy
n.
76
General
hayali ya da ruhani önsezilerle kehanette bulunma
chaomancy
n.
77
General
yazılı kağıtlardan ya da kartlardan kehanette bulunma
chartomancy
n.
78
General
harfleri yazıbilimsel bakış açısıyla inceleyerek kehanette bulunma
nomancy
n.
79
General
her yerde birden bulunma
totipresence [obsolete]
n.
80
General
her yerde olma/bulunma
ubiquitousness
n.
81
General
her yerde olma/bulunma
ubiquity
n.
82
General
aynı zamanda her yerde bulunma
ubiquitariness
n.
83
General
her yerde birden bulunma
ubiquitariness
n.
84
General
maddi yardımda bulunma
bail-out
n.
85
General
maddi yardımda bulunma
bailout
n.
86
General
gerekenden daha fazla süre işte bulunma durumu
presenteeism
n.
87
General
gök gürültüsü ve yıldırıma bakarak kehanette bulunma
keraunomancy
n.
88
General
idrarı inceleyerek kehanette bulunma
uromancy
n.
89
General
her yerde bulunma
everywhereness
n.
90
General
her yerde birden bulunma
everywhereness
n.
91
General
kehanette bulunma
vaticination
n.
92
General
(çatışan iki toplum) diğer tarafı suçlayıp geçmişteki olaylara atıfta bulunma
whataboutery
n.
93
General
öneride bulunma
hortation
n.
94
General
verimsiz faaliyette bulunma
moonraking
n.
95
General
geçici hizmette bulunma
mothball
n.
96
General
tahminde bulunma
guess
n.
97
General
tahminde bulunma
guesswork
n.
98
General
tahminde bulunma
guessing
n.
99
General
ismin harflerinde kehanette bulunma
onomancy
n.
100
General
ismin harflerinde kehanette bulunma
onomatechny
n.
101
General
ismin harflerinden yola çıkarak kehanette bulunma
onomomancy
n.
102
General
her yerde bulunma
immanency
n.
103
General
kehanette bulunma
omination [obsolete]
n.
104
General
(aynı anda) her yerde bulunma
omnipresency
n.
105
General
bir yerde bulunma
commoration
n.
106
General
öngörüde bulunma
inferencing
n.
107
General
alt seviyede bulunma
inferiority
n.
108
General
bölgeler arasında bulunma
interlocality
n.
109
General
yerleşim yerleri arasında bulunma
interlocality
n.
110
General
beraber bulunma
concomitancy
n.
111
General
bağlantılı şekilde bulunma
concomitancy
n.
112
General
doğaüstü birtakım güçlere lanetlemesi için çağrıda bulunma
condemnation
n.
113
General
kehanette bulunma
doomsaying
n.
114
General
kehanette bulunma
doomwatch
n.
115
General
(kaynak) az bulunma
famine
n.
116
General
tabiatında bulunma
inhesion
n.
117
General
birlikte bulunma
coinherence
n.
118
General
katkıda bulunma
contribution
n.
119
General
peşin hükümde bulunma
prejudication
n.
120
General
önyargıda bulunma
prejudication
n.
121
General
kehanette bulunma
presagement
n.
122
General
(bazı kiliselere göre) hz. isa'nın komünyonda bulunma şekli
presence
n.
123
General
nadir bulunma
scantity
n.
124
General
söylevde bulunma
sermoning
n.
125
General
telkinde bulunma
sermoning
n.
126
General
kehanette bulunma
fortune telling
n.
127
General
kehanette bulunma
fortunetelling
n.
128
General
sık bulunma
prevalency
n.
129
General
alevlere bakarak kehanette bulunma
pyromancy
n.
130
General
ısrarcı taleplerde bulunma
stickling
n.
131
General
vassalın kral veya lorduna borçlu olduğu (davette, sarayda) hazır bulunma yükümlülüğü
suit
n.
132
General
feodal üst makama şikayette bulunma
suit
n.
133
General
(söylenene) katkıda bulunma
superaddition
n.
134
General
varsayımda bulunma
supposition
n.
135
General
tahminde bulunma
supposition
n.
136
General
varsayımda bulunma
surmising
n.
137
General
kehanette bulunma
fortune-telling
v.
Proverb
138
Proverb
istenmediği/sorulmadığı sürece öneride bulunma
never give advice unless asked
Colloquial
139
Colloquial
kısa süre içerisinde birden çok kişiyle cinsel ilişkide bulunma
musical beds
n.
140
Colloquial
önüne gelenle cinsel ilişkide bulunma
musical beds
n.
141
Colloquial
bir etnik gruba yönelik kötü niyetli saldırılarda bulunma
race-baiting
n.
142
Colloquial
(birine) sözlü saldırıda bulunma
a go (at someone)
n.
143
Colloquial
geçmişe dönme/atıfta bulunma
callback
n.
144
Colloquial
aşırı sevinç gösterisinde bulunma
act like you've been there before
expr.
145
Colloquial
canlandırma girişiminde bulunma
dnacpr (do not attempt cpr (cardiopulmonary resuscitation))
expr.
Idioms
146
Idioms
ait hissetmediğin yerde bulunma
a lonely little petunia in an onion patch
n.
147
Idioms
karşılıklı övgülerde bulunma
a love-in
n.
148
Idioms
(amir/şef/müdür vb'nin alt kademedeki çalışanlara karşı uyguladığı) güç gösterisinde bulunma
power trip
n.
149
Idioms
(birine) sözlü saldırıda bulunma
a shot at (someone)
n.
150
Idioms
öylesine bir tahminde bulunma
a shot in the dark
n.
151
Idioms
rastgele tahminde bulunma
a shot in the dark
n.
152
Idioms
öylesine bir tahminde bulunma
a stab in the dark
n.
153
Idioms
rastgele tahminde bulunma
a stab in the dark
n.
154
Idioms
(bir şeyi) yapmak için bir girişimde bulunma
a stab at (something)
n.
155
Idioms
(birine) sözlü saldırıda bulunma
a whack at (someone)
n.
156
Idioms
girişimde bulunma
the (old) college try
n.
157
Idioms
karşılığını beklemeden cömertlikte bulunma
cast your bread upon the waters
v.
Trade/Economic
158
Trade/Economic
tekrar takasta bulunma
reexhange
n.
159
Trade/Economic
açık teklifte bulunma yöntemi ile satış
open bidding
n.
160
Trade/Economic
elde bulunma
availability
n.
161
Trade/Economic
güncel eğilim ya da trend analizlerini kullanarak geriye dönük çıkarımlarda bulunma
backcasting
n.
162
Trade/Economic
hak iddiasında bulunma
claim
n.
163
Trade/Economic
iş yapmak isteğinde bulunma
soliciting
n.
164
Trade/Economic
kapital katkıda bulunma
capital contribution
n.
165
Trade/Economic
malı görmeden teklifte bulunma
blind bidding
n.
166
Trade/Economic
öngörüde bulunma
inference
n.
167
Trade/Economic
ölüme bağlı tasarrufta bulunma ehliyeti
disposing capacity
n.
168
Trade/Economic
para sıkıntısı ya da darlığı içinde bulunma
embarrassment
n.
169
Trade/Economic
sendikayı işyerinden uzaklaştırmak için legal-illegal faaliyette bulunma
union busting
n.
170
Trade/Economic
zorunlu olarak çağrıda bulunma
mandatory tender offer
n.
171
Trade/Economic
ön teklifte bulunma
prebidding
n.
Law
172
Law
atıfta bulunma
nuncupation
n.
173
Law
amerika'da yasal olarak bulunma hakkı olmayan kimseye yardım etme veya bu kişiyi saklama
alien harboring
n.
174
Law
diğer eyaletlerde faaliyette bulunma
doing business in another states
n.
175
Law
duruşmaya kadar sanığı mahkemede hazır bulunma külfetinden kurtaran mahkeme kararı
binding over
n.
176
Law
duruşmada bulunma
appearance
n.
177
Law
hırsızlık amacıyla saldırıda bulunma
assault with intent to rob
n.
178
Law
iftirada bulunma
calumniation
n.
179
Law
iddiayla ilgili çeşitli hukuki eserlerdeki görüşlere atıfta bulunma
citation of authorities
n.
180
Law
ihmal yüzünden yanlış açıklamada bulunma
negligent misrepresentation
n.
181
Law
ihmal yüzünden yanlış izahta bulunma
negligent misrepresentation
n.
182
Law
kanuni olarak reşit olmayan kız çocuklarıyla cinsel ilişkide bulunma
statutory rape
n.
183
Law
kendi kendine fiziksel zararda bulunma
self destruction
n.
184
Law
kötü niyetle yazışma ve/veya yanlış beyanlarda bulunma
malicious falsehood
n.
185
Law
kötü niyetle yazışma ve/veya yanlış beyanlarda bulunma
injurious falsehood
n.
186
Law
mahkemede hazır bulunma
appearance before the court
n.
187
Law
mahkemede hazır bulunma kefaleti
safe pledge
n.
188
Law
reşit olmayan bir kızla cinsel ilişkide bulunma
statutory rape
n.
189
Law
reşit olmayan bir kızla cinsel ilişkide bulunma
carnal abuse
n.
190
Law
tasfiye halinde bulunma
receivership
n.
191
Law
takip ederek tacizde bulunma
stalking
n.
192
Law
tavsiyede bulunma
making recommendation
n.
193
Law
vesayet altında bulunma
pupillage
n.
194
Law
vesayet altında bulunma
pupilage
n.
195
Law
yalan beyanda bulunma
fraudulent representation
n.
196
Law
yasal statü ile bulunma
lawful presence
n.
197
Law
yanlış talimatta bulunma
nondirection
n.
198
Law
yanlış talimatta bulunma
non-direction
n.
199
Law
yol kenarında bekleyen hayat kadınlarına arabası ile yavaşlayıp ilişki teklifinde bulunma
curb crawling
n.
200
Law
mahkemede hazır bulunma kefaleti
safe-pledge
n.
201
Law
(meksika hukukunda) maden işletme hakkı talebinde bulunma
denouncement
n.
202
Law
ifade verilmesiyle veya hakim/jüri kararıyla bir suçun işlenmesinden sorumlu bulunma durumu
guilty
n.
203
Law
şikayette bulunma
information
n.
204
Law
(ormanda) geyik vurma veya çalma teşebbüsünde bulunma
stable stand
n.
Politics
205
Politics
başvuruya itirazda bulunma
making representations
n.
206
Politics
beyanda bulunma
statement
n.
207
Politics
görüş alışverişinde bulunma
exchange of views
n.
208
Politics
kötü muamelede bulunma
abuse
n.
209
Politics
müzakerelerde bulunma yetkisi
power to negotiate
n.
210
Politics
resmi şikayette veya beyanda bulunma
making representations
n.
211
Politics
oy toplama ve seçimde verilen oylar ile ilgili resmi açıklamada bulunma yetkisine sahip kurul
returning board
n.
212
Politics
federal hükümet kontrolü altında bulunma
federalization
n.
213
Politics
federal hükümet otoritesinde bulunma
federalization
n.
Institutes
214
Institutes
kanada'da mahkeme açma, hukuki tavsiye ve teklifte bulunma yetkisine sahip bir devlet kurumu
department of justice canada
n.
Insurance
215
Insurance
işletme sahiplerine hem çalışanlarının hem kendi emekliliğine katkıda bulunma olanağı veren emeklilik planı
sep (simplified employee pension)
abrev.
Media
216
Media
basın locasında bulunma koşullarını sağlayan haber muhabirleri
press gallery
n.
Technical
217
Technical
bulunma noktası
point of presence
n.
218
Technical
ateş ve duman kullanarak kehanette bulunma
empyromancy
n.
219
Technical
(kristal) birbirine eşit olmayan üç ekseni ve eksen aralarında bir adet çapraz kesişimi bulunma
monosymmetry
n.
Computer
220
Computer
oyun oynayan birisinin yanına oturup sürekli müdahalede bulunma
backseat gaming
n.
221
Computer
(sunucudan) veri talebinde bulunma durumu
pull
n.
Telecom
222
Telecom
bulunma noktası
point of presence
n.
223
Telecom
sanal bulunma noktası
virtual point of presence
n.
224
Telecom
şebeke sınırında bulunma
availability at the network boundary
n.
Lighting
225
Lighting
bulunma durumu
loc (locative)
abrev.
Aeronautic
226
Aeronautic
rotada bulunma işareti
on-path indication
n.
227
Aeronautic
yedekte bulunma
stand-by
n.
Marine
228
Marine
askı halde bulunma
suspension
n.
Medical
229
Medical
hayvan ile cinsel temasta bulunma
zooerastia
n.
230
Medical
yanlış yerde bulunma (organ vb)
dystopia
n.
231
Medical
(birlikte) bulunma
co-existence
n.
232
Medical
kan, balgam, safra ve kara safra sıvılarının vücutta bulunma oranlarının kişinin genel sağlık durumunu belirlediği fikri
humouralism
n.
Psychology
233
Psychology
arabada bulunma saplantısı
amaxomania
n.
234
Psychology
yasak yerlerde bulunma korkusu
claustrophobia
n.
235
Psychology
lucid rüyada bulunma
lucidity
n.
Pathology
236
Pathology
kalabalık yerlerde bulunma sonucu kapılan hastalık
ochlesis
n.
237
Pathology
presbiyopisi bulunma
presbytism
n.
Geometry
238
Geometry
bir çap boyunca karşıt noktalarda bulunma
antipodal
n.
239
Geometry
bir çap boyunca karşıt noktalarda bulunma
diametrical opposition
n.
240
Geometry
bir çap boyunca karşıt noktalarda bulunma
antipodal opposition
n.
Biology
241
Biology
birlikte bulunma
phoresy
n.
242
Biology
birlikte bulunma
commensalism
n.
243
Biology
genlerin bulunma çokluğu
gene abundance
n.
Astrology
244
Astrology
gök cisimlerinin pozisyonlarına dayanarak kehanette bulunma
horoscopy
n.
Botanic
245
Botanic
(bitki türlerinde) bazı üyelerinde yalnızca dişi çiçek diğerlerinde karma eşeyli çiçek bulunma durumu
gynodioecism
n.
246
Botanic
(bitki türlerinde) bazı üyelerinde yalnızca dişi çiçek diğerlerinde karma eşeyli çiçek bulunma durumu
gynomonoecism
n.
Social Sciences
247
Social Sciences
hasta olduğu halde işinin başında bulunma durumu
presenteeism
n.
Literature
248
Literature
bir eserde başka bir esere açıkça atıfta bulunma
quotation
n.
Linguistics
249
Linguistics
bulunma ayrıcalığı
privilege of occurrence
n.
250
Linguistics
ismin bulunma hali
inessive
n.
History
251
History
geçmişle ilgili tahminlerde bulunma
retrodiction
n.
Religious
252
Religious
hastaları iyileştirme, kehanette bulunma, günahkarları cezalandırma gibi olağanüstü güçlere sahip olan vodouna benzer, santeria dinine mensup rahip
babalawo
n.
253
Religious
örümceklere bakarak kehanette bulunma
arachnomancy
n.
254
Religious
sayılara bakarak kehanette bulunma
arithmancy
n.
255
Religious
sayılara bakarak kehanette bulunma
arithmomancy
n.
256
Religious
sayılara bakarak kehanette bulunma
arithomancy
n.
257
Religious
sayılara bakarak kehanette bulunma
numeromancy
n.
258
Religious
sayılara bakarak kehanette bulunma
numerology
n.
259
Religious
hayvanların omuzlarına bakarak kehanette bulunma
armomancy
n.
260
Religious
böceklerin görünüşü ve davranışına bakarak kehanette bulunma
entomomancy
n.
261
Religious
göktaşları ve kayan yıldızlar kullanılarak kehanette bulunma
meteormancy
n.
262
Religious
ipe asılı yüzükle kehanette bulunma
dactyliomancy
n.
263
Religious
aynı ruhta bulunma
coessentiality
n.
264
Religious
duman, su veya kristal kürede görülen şekiller üzerinden kehanette bulunma
scrivening
n.
Philosophy
265
Philosophy
içinde bulunma
inclusion
n.
266
Philosophy
varsayılan iddiayı ispatlanmış gibi kabul ederek çıkarımlarda bulunma
question begging
n.
267
Philosophy
varsayılan iddiayı ispatlanmış gibi kabul ederek çıkarımlarda bulunma
begging the question
n.
268
Philosophy
varsayılan iddiayı ispatlanmış gibi kabul ederek çıkarımlarda bulunma
petitio principii
n.
Military
269
Military
gaza karşı hazır bulunma
gas alert
n.
270
Military
hazır bulunma tarihi
readiness date
n.
Basketball
271
Basketball
hücum gücü zayıf olan bir oyuncuyu savunurken diğer oyunculara rahatça yardım edebilecek bir pozisyonda bulunma
floating
n.
272
Basketball
top ile çember arasında durup hücumcuya topu aldırmamak için kapalı stens pozisyonunda bulunma
overplay
n.
Card
273
Card
kart oyunlarında bahiste bulunma süresi
interval
n.
Art
274
Art
bilerek başka bir sanatçının tarzında yaratımda bulunma
pastiche
n.
Archaic
275
Archaic
önemsiz ve gereksiz konularda itirazda bulunma
cavillation
n.
276
Archaic
tabiatında bulunma
inexistence
n.
Slang
277
Slang
işlemediği bir suçtan suçlu bulunma
bum beef
n.
278
Slang
yol kenarında bekleyen hayat kadınlarına arabası ile yavaşlayıp ilişki teklifinde bulunma
kerb crawling
n.
Modern Slang
279
Modern Slang
ithamda bulunma
allegating
n.
280
Modern Slang
iddiada bulunma
allegating
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bulunma
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy