buyruk - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

buyruk



Sens de "buyruk" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 28 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
buyruk command n.
buyruk order n.
General
buyruk commandment n.
buyruk order n.
buyruk edict n.
buyruk writ n.
buyruk decree n.
buyruk rescript n.
buyruk fiat n.
buyruk ipse dixit n.
buyruk behest n.
buyruk command n.
buyruk ordinance n.
buyruk bidding n.
buyruk imperative n.
buyruk mandate n.
buyruk prescription n.
buyruk enjoinment [obsolete] n.
buyruk mandment [obsolete] n.
buyruk bull n.
buyruk imposition [obsolete] n.
buyruk ordination n.
buyruk steven n.
buyruk impv (imperative) abrev.
Trade/Economic
buyruk prescription n.
Philosophy
buyruk imperative n.
Archaic
buyruk hest n.
buyruk placit n.

Sens de "buyruk" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 76 résultat(s)

Turc Anglais
General
buyruk kulu aide n.
buyruk altında olan biri minion n.
on buyruk decalogue n.
on buyruk ten commandments n.
başına buyruk tip maverick n.
ilahi buyruk kuramı divine command theory n.
ilahi buyruk teorisi divine command theory n.
başına buyruk tip heteroclite n.
başına buyruk kimse spalpeen [ireland] n.
başına buyruk olmak be one's own man v.
başına buyruk olmak be one's own master v.
başına buyruk olmak have one's way v.
başına buyruk gitmek be a law unto oneself v.
başına buyruk independent adj.
başına buyruk self-ordained adj.
başına buyruk maverick adj.
buyruk barındıran mandatory adj.
buyruk veren ordinative adj.
başına buyruk yaşayan fresh adj.
başına buyruk bir şekilde waywardly adv.
başına buyruk arbitrarily adv.
Colloquial
kafasına buyruk yaşayan kişi cowboy n.
Idioms
başına buyruk kimse (one's) own man n.
başına buyruk kimse (one's) own woman n.
başına buyruk kimse (one's) own person n.
başına buyruk kimse (one's) own person n.
başına buyruk kimse a law unto oneself n.
başına buyruk olma a mind of its own n.
başına buyruk olma a mind of (one's) own n.
başına buyruk law unto n.
başına buyruk kimse law unto oneself n.
başına buyruk kimse own man n.
başına buyruk kimse own woman/man n.
başına buyruk davranmak throw (one's) bonnet over the windmill v.
başına buyruk davranmak fling (one's) bonnet over the windmill v.
başına buyruk olmak be (one's) own mistress v.
başına buyruk olmak be your own master/mistress v.
başına buyruk davranmak fling (one's) cap over the windmill v.
başına buyruk davranmak fling your cap over the windmills v.
başına buyruk davranmak throw your cap over the windmills v.
başına buyruk davranmak fling your cap over the windmill v.
başına buyruk davranmak throw your cap over the windmill v.
başına buyruk davranmak fling (one's) hat over the windmill v.
başına buyruk davranmak fling (one's) cap over the windmill v.
başına buyruk davranmak fling (one's) bonnet over the windmill v.
başına buyruk davranmak throw (one's) hat over the windmill v.
başına buyruk davranmak throw (one's) cap over the windmill v.
başına buyruk davranmak throw (one's)bonnet over the windmill v.
başına buyruk olmak have one's way v.
başına buyruk yaşamak take liberties v.
başına buyruk olmak/hareket etmek be one's own man/woman/person v.
başına buyruk bırakmak leave somebody to their own devices v.
kendi başına buyruk olmak be one's own person v.
başına buyruk olmak have a thick head v.
başına buyruk olmak/hareket etmek be your own man v.
başına buyruk olmak/hareket etmek be your own woman v.
başına buyruk olmak/hareket etmek be your own person v.
başına buyruk gitmek be a law unto yourself v.
başına buyruk olmak be your own man v.
başına buyruk hareket etmek be your own man v.
başına buyruk olmak be your own woman v.
başına buyruk hareket etmek be your own woman v.
başına buyruk olmak be your own person v.
başına buyruk hareket etmek be your own person v.
Trade/Economic
ahlaki buyruk ethical imperative n.
Law
buyruk kural jus cogens (compelling law/peremptory norm) n.
Politics
yazılı buyruk decree n.
Technical
buyruk kodu order code n.
buyruk yapısı order structure n.
Computer
buyruk kodu order code n.
buyruk yapısı order structure n.
Linguistics
dinleyici üzerinde doğrudan etki yaratması amaçlanan ve buyruk belirtilen bir kip imperative mood n.
Religious
on buyruk testimony n.
Philosophy
kesin buyruk categorical imperative n.
koşullu buyruk hypothetical imperative n.
Slang
başına buyruk bull-headed adj.