demirden - Turc Anglais Dictionnaire

demirden

Sens de "demirden" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
General
demirden ferrous adj.
Idioms
demirden of steel adj.
Technical
demirden ferrous adj.

Sens de "demirden" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 42 résultat(s)

Turc Anglais
General
çubuk (demirden/ağaçtan yapılmış) rod n.
Nor should the candidate countries fix the measuring rod so high up that it is no longer possible to jump over it.
Aday ülkeler ölçüm çubuğunu üzerinden atlanamayacak kadar yükseğe de sabitlememelidir.

More Sentences
demirden yapılmış iron adj.
This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
Bu tekne yüksek dereceli alüminyum ve yüksek mukavemetli demirden yapılmıştır.

More Sentences
demirden yapılmış silah iron n.
(demirden, çelikten yapılmış) miğfer coiffe n.
demirden başka olan (maden) nonferrous adj.
demirden olmayan nonferrous adj.
dökme demirden yapılmış cast-iron adj.
Idioms
galvanizli demirden yapılmış büyük çöp kutusu gi can n.
Technical
demirden yapılan şeyler ironware n.
demirden başka malzeme non-ferrous material n.
dökme demirden sürgülü vana cast iron gate valve n.
dökme demirden çek vana cast iron check valves n.
kondenserin dökme demirden yapılan iki kapağından biri water-box cover n.
manyetik olarak yumuşak demirden yapılan çekirdek core made of magnetically soft ferrite n.
sünek demirden yapılmış bağlantı parçaları ductile iron fittings n.
belirli boyutlarda işlenmiş demirden ve çelikten çubuk merchant bar n.
un değirmeninin üst taşında yer alan demirden destek mekanizması rind n.
toprak yol veya sürülmüş tarlaları düzleştirmekte kullanılan kereste, kütük veya demirden yapılmış bir çerçeve dirt drag n.
hurda demirden yapılan dövmeler scrap forgings n.
(bessemer çeliğini) demirden yapmak convert v.
demirden oluşan ferrous adj.
Electric
mıknatısın kutuplarını bağlayan yumuşak demirden imal edilmiş bir parça keeper n.
kutuplarını bağlayan yumuşak demirden parçaya sahip mıknatıs armed magnet n.
Mechanic
demirden oluşan metal ferrous metal n.
Construction
ferforje yapımında eritilmiş demirden toplar oluşturmak ball v.
Mining
demirden yapılmış havaneli şeklinde bir araç bucking hammer n.
taş içermeyip metalik demirden oluşan göktaşı holosiderite n.
Gastronomy
dökme demirden yapılmış yuvarlak tabak cocotte n.
Physics
mıknatısın kutuplarını bağlayan yumuşak demirden imal edilmiş bir parça armature n.
Chemistry
antimon ve demirden oluşan bir çift sülfür berthierite n.
Biology
bazı hemoproteinlerin protein olmayan gruplarını oluşturan, protoporfirin ve demirden türetilen çeşitli bileşiklere verilen ad heme n.
Fishery
(istiridyelerin denizden çıkarılması için kullanılan) dişli ağızlı ağır demirden tarak oyster dredge n.
History
ortaçağda kullanılan, çelik veya demirden yapılmış yarım daire biçimli miğfer cervellière n.
antik roma'da deri ve demirden yapılma dövüş eldiveni caestus n.
antik roma'da deri ve demirden yapılma dövüş eldiveni caestus n.
antik roma'da deri ve demirden yapılma dövüş eldiveni cestus n.
antik roma'da deri ve demirden yapılan bir dövüş eldiveni hurlbat [obsolete] n.
Geology
çoğunluğu demirden oluşmuş meteor aerosiderite n.
dünyanın nikel ve demirden oluştuğu düşünülen çekirdeği nife n.
(kayaçlarda) çok yüksek oranda magnezyum ve demirden oluşan ultramafic adj.
Archaic
demirden kurtulmak disanchor v.
Slang
(figüratif) demirden korksak trene binmezdik I wasn't brought up in the woods to be scared by owls expr.