elected

Sens de "elected" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 2 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	elected adj.	seçilmiş
Tom was first elected in 2013. Tom ilk kez 2013'te seçildi. More Sentences
General
2	General	elected adj.	seçimle iş başına gelmiş

Sens de "elected" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 38 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	be elected v.	seçilmek
He was elected president. O başkan seçildi. More Sentences
General
2	General	newly-elected adj.	yeni seçilmiş
The challenge which faced the newly-elected Parliament and the Commission in 1999 was to change this attitude. Yeni seçilen Parlamento ve Komisyon'un 1999 yılında karşı karşıya kaldığı zorluk, bu tutumu değiştirmekti. More Sentences
3	General	newly elected adj.	yeni seçilen
The newly elected President Deby has made wonderful promises to his people, the European Union and the World Bank. Yeni seçilen Başkan Deby halkına Avrupa Birliği'ne ve Dünya Bankası'na harika vaatlerde bulundu. More Sentences
4	General	directly elected adj.	doğrudan seçilmiş
Next year, we will have had a directly elected European Parliament for twenty-five years. Gelecek yıl, yirmi beş yıldır doğrudan seçilmiş bir Avrupa Parlamentosuna sahip olacağız. More Sentences
Politics
5	Politics	elected government n.	seçilmiş hükümet
The strong Europeanism of Italy and of its democratically elected government is indisputable. İtalya'nın ve demokratik yollarla seçilmiş hükümetinin güçlü Avrupacılığı tartışılmazdır. More Sentences
6	Politics	elected representatives n.	seçilmiş temsilciler
These are decisions for locally elected representatives. Bunlar yerel olarak seçilmiş temsilcilerin vereceği kararlardır. More Sentences
Education
7	Education	elected members n.	seçilmiş üyeler
We are accountable to Parliament and Parliament is of course accountable to the elected Members. Bizler Parlamento'ya karşı sorumluyuz ve Parlamento da elbette seçilmiş Üyelere karşı sorumludur. More Sentences
General
8	General	being elected n.	seçilme
9	General	be elected/selected among v.	arasından seçilmek
10	General	be elected as president v.	başkan olarak seçilmek
11	General	be elected to the house of representatives v.	temsilciler meclisine seçilmek
12	General	be elected to committee v.	kurula seçilmek
13	General	be elected to committee v.	komiteye seçilmek
14	General	elected by the public v.	toplum tarafından seçilmek
15	General	elected by the public v.	halk tarafından seçilmek
16	General	self-elected adj.	kendisi tarafından seçilen
17	General	self-elected adj.	kendini seçen
18	General	self-elected adj.	kendini atayan
19	General	self-elected adj.	kendini tayin eden
Idioms
20	Idioms	couldn't get elected dogcatcher [us] v.	ağzıyla kuş tutsa seçilememek
21	Idioms	couldn't get elected dogcatcher [us] v.	çöpçü/hademe olarak bile seçilememek
22	Idioms	couldn't get elected dogcatcher [us/south africa] expr.	muhtar bile olamaz
23	Idioms	couldn't get elected dogcatcher expr.	muhtar bile olamaz
24	Idioms	couldn't get elected dogcatcher expr.	bir cacık olamaz
25	Idioms	couldn't get elected dogcatcher expr.	bir nane olamaz
Trade/Economic
26	Trade/Economic	elected domicile n.	belirlenmiş konut
27	Trade/Economic	elected domicile n.	tayin olunmuş konut
Politics
28	Politics	elected members of municipal councils n.	belediye meclislerinin seçilmiş üyeleri
29	Politics	official/elected neighborhood representative n.	muhtar
30	Politics	elected government n.	seçimle gelmiş hükümet
31	Politics	elected representatives n.	seçimle işbaşına gelen temsilciler
32	Politics	right to elect and be elected n.	seçme ve seçilme hakkı
33	Politics	elected official n.	seçimle iş başına gelmiş kimse
34	Politics	elected official n.	seçimi kazanmış kimse
35	Politics	be elected to the parliament v.	milletvekili seçilmek
36	Politics	be elected as a member of parliament v.	milletvekili olmak
37	Politics	be elected as a member of parliament v.	milletvekili seçilmek
38	Politics	be elected v.	meclise girmek