Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | fed-up adj. | bıkkın | ||
Fed-up citizens tackled a shoplifter and took back what he stole. Bıkkın vatandaşlar bir hırsızı etkisiz hale getirdi ve hırsızın çaldıklarını geri aldı. More Sentences |
||||
General | fed-up adj. | burasına kadar gelmiş | ||
General | fed-up adj. | baş edemeyen | ||
General | fed-up adj. | tahammül sınırı aşılmış | ||
General | fed-up adj. | idare edemeyen | ||
General | fed-up adj. | dayanamayan |