genital - Turc Anglais Dictionnaire

genital

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "genital" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 10 résultat(s)

Anglais Turc
General
genital adj. jenital
The doctor conducted a genital examination.
Doktor jenital muayene yaptı.

More Sentences
Medical
genital adj. genital
Genital mutilation is a grey area, and it is usually carried out by private individuals.
Genital mutilasyon muğlak bir konu olup genellikle özel kişilerce gerçekleştirilir.

More Sentences
Biology
genital adj. genital
Genital mutilation is a grey area, and it is usually carried out by private individuals.
Genital mutilasyon muğlak bir konu olup genellikle özel kişilerce gerçekleştirilir.

More Sentences
genital adj. jenital
The doctor conducted a genital examination.
Doktor jenital muayene yaptı.

More Sentences
General
genital n. üreme organları
Medical
genital adj. üreme organlarına ait
Psychology
genital adj. örgensel
genital adj. (psikoseksüel gelişimde) genital döneme ait veya ilgili
Biology
genital adj. üreme organlarıyla ilgili
genital adj. üreme (ile ilgili)

Sens de "genital" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
Medical
genital genital adj.
Genital mutilation is a grey area, and it is usually carried out by private individuals.
Genital mutilasyon muğlak bir konu olup genellikle özel kişilerce gerçekleştirilir.

More Sentences
Biology
genital genital adj.
Genital mutilation is a grey area, and it is usually carried out by private individuals.
Genital mutilasyon muğlak bir konu olup genellikle özel kişilerce gerçekleştirilir.

More Sentences
General
genital phallic adj.

Sens de "genital" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 75 résultat(s)

Anglais Turc
Medical
female genital mutilation n. kadın sünneti
We debated such an issue in this House only last night, that of female genital mutilation.
Daha dün gece bu Mecliste böyle bir konuyu, kadın sünnetini tartıştık.

More Sentences
genital mutilation n. kadın sünneti
Genital mutilation of women is seen as upholding this tradition.
Kadınların sünnet edilmesi bu geleneğin sürdürülmesi olarak görülmektedir.

More Sentences
fgm (female genital mutilation) abrev. kadın sünneti
Fifteen states have already banned FGM, including nine African countries.
Dokuz Afrika ülkesi de dahil olmak üzere on beş devlet halihazırda kadın sünnetini yasaklamıştır.

More Sentences
Common Usage
male genital organ n. erkek üreme organı
General
male genital organ n. erkek cinsel organı
genital area n. genital bölge
female genital organ n. kadın cinsel organı
genital area n. intim bölgesi
genital torture n. cinsel işkence
genital torture n. tecavüz
Technical
genital protector n. genital koruyucu
Medical
lower genital tract n. alt genital sistem
infections of lower genital tract n. alt genital yollarda oluşan enfeksiyonlar
apical genital prolapses n. apikal genital prolapsus
male genital neoplasms n. erkek genital tümörleri
male genital infections n. erkek genital enfeksiyonları
male genital diseases n. erkek genital hastalıkları
genital wart n. genital siğil
genital region n. genital bölge
genital neoplasms n. genital tümörler
genital warts n. genital siğiller
genital infection n. genital enfeksiyon
genital tract laceration n. genital sistem laserasyonu
genital infection n. genital sistem enfeksiyonu
genital ulceration n. genital ülserasyon
genital diseases n. genital hastalıklar
genital tract laceration n. genital kanal laserasyonu
burning in the genital area n. genital bölgede yanma
severe genital ulceration induced by imiquimod n. imiquimoda bağlı şiddetli genital ülserasyon
female genital cutting n. kadın sünneti
female genital diseases n. kadın genital hastalıkları
female genital neoplasms n. kadın genital tümörleri
female genital tract n. kadın genital kanalı
female genital tract n. kadın genital sistemi
female genital mutilation n. klitorisin çıkartılması
genital wart n. kondilom
genital warts n. kondilomlar
genital system n. üreme sistemi
genital herpes n. genital uçuk
genital mutilation n. cinsel organların kesilmesi
genital mutilation n. kliteridektomi
genital mutilation n. erkek sünneti
female genital mutilation n. kadınlarda genital mutilasyon
female genital mutilation n. kadın genital bölgesinin belirli bir bölümünün kesilmesi
Anatomy
genital cord n. fetüste gelişen, her iki cinsiyette ürogenital pasajları oluşturan bir kordon
genital organ n. genital organ
genital organ n. cinsellik organı
female genital organ n. kadın üreme organı
female genital organ n. dış genital organ
Psychology
genital stage n. örgensel evre
genital character n. örgensel kişilik
genital personality n. (psikanalizde) genital kişilik
genital phase n. (psikanalizde) genital dönem
Pathology
contusion of external genital organs n. dış genital organ kontüzyonu
traumatic amputation of external genital organs n. dış genital organların travmatik amputasyonu
crushing injury of external genital organs n. dış genital organların ezilme yaralanması
vascular disrd of male genital organs n. erkek genital organlarının vasküler bozuklukları
male genital organs n. erkek genital organları
male genital organ n. erkek genital organı
genital varices n. genital varisler
genital tract infection n. genital yol enfeksiyonu
female genital tract-skin fistulae n. kadın genital yol-deri fistülü
female urinary-genital tract fistulae n. kadın üriner-genital yol diğer fistülleri
female genital prolapse n. kadın genital prolapsusu
female genital tract fistulae n. kadın genital yol fistülleri
female genital tract n. kadın genital yolu
female genital tract fistula n. kadın genital yol fistülü
primary genital syphilis n. primer genital sifiliz
genital herpes simplex n. genital uçuk
Biology
male genital organs n. erkek üreme organları
genital pore n. eşey açıklığı
genital glands n. üreme bezleri
Zoology
genital plate n. eşey plağı
genital polyp n. üreme polipi
Apiculture
genital system n. genital sistem