Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | giggle v. | kıkırdamak | ||
Giggles rippled through the audience. Kıkırdamalar seyirciler arasında dalgalandı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | giggle v. | kıkır kıkır gülmek | ||
I couldn't stop giggling. Kıkır kıkır gülmekten kendimi alamadım. More Sentences |
||||
General | giggle n. | kıkırdama | ||
General | giggle n. | kikirdeme | ||
General | giggle v. | fıkırdamak |