Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | gizlilik içinde | in secret adv. | ||
Having seen today's agenda, I have to say that this legislative work must be taking place in secret. Bugünkü gündemi gördükten sonra, bu yasama çalışmalarının gizlilik içinde yürütüldüğünü söylemek zorundayım. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | gizlilik içinde | under wraps expr. | ||
Slang | ||||
Slang | gizlilik içinde | on the low (on the down low) expr. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | gizlilik içinde hareket etmek | keep within bounds v. |
General | büyük bir gizlilik içinde | in strict confidence adv. |