Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | glisten with v. | su damlacıklarıyla dolu olmak |
Phrasals | glisten with v. | (göz) yaşlarla kaplanmak |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | glisten with something v. | bir şeyle parıldamak |
Phrasals | glisten with something v. | bir şeyle ışıldamak |
Phrasals | glisten with something v. | bir şeyle pırıldamak |
Phrasals | glisten with something v. | bir şeyle parlamak |