|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
gruptan ayrılarak kendi başına kalmış kimse |
straggler n.
|
|
2 |
General |
hindistan'daki dört sosyal gruptan biri |
kshatriya n.
|
|
3 |
General |
gruptan ayrılan kimse |
straggler n.
|
|
4 |
General |
gruptan dışlanan tip |
odd-one-out n.
|
|
5 |
General |
aynı kabileden/gruptan birisiyle yapılan evlilik |
intermarriage n.
|
|
6 |
General |
aynı kabileden/gruptan birisiyle yapılan evlilik |
inmarriage n.
|
|
7 |
General |
düşünce farklılığı nedeniyle ana gruptan ayrılan grup |
splinter group n.
|
|
8 |
General |
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip |
the odd one out n.
|
|
9 |
General |
(bir gruptan) ikincisine benzeme |
thatness n.
|
|
10 |
General |
on beşli gruptan her biri |
quindecaplet n.
|
|
11 |
General |
yarışta ana gruptan ayrılan bisikletçi grubu |
gruppetto n.
|
|
12 |
General |
gruptan farklı şey |
odd bod n.
|
|
13 |
General |
gruptan dışlanma |
disfellowship n.
|
|
14 |
General |
birini bir gruptan saymak |
lump someone together with v.
|
|
15 |
General |
gruptan biri sayılmak |
rank v.
|
|
16 |
General |
ayrılmak (bir yerden/gruptan) |
cut loose from v.
|
|
17 |
General |
bir grubu ayırmak (başka bir gruptan) |
sift out (from) v.
|
|
18 |
General |
(gruptan vb) atılmak |
get kicked out v.
|
|
19 |
General |
gruptan ayrılmak |
quit the band v.
|
|
|
20 |
General |
gruptan dışlamak |
disfellowship v.
|
|
21 |
General |
(belirli bir gruptan, bölgeden) bir araya getirmek |
draw v.
|
|
22 |
General |
mensup olduğu gruptan biriyle evlenmek |
inmarry v.
|
|
23 |
General |
farklı sosyokültürel gruptan biriyle evlenmek |
intermarry v.
|
|
24 |
General |
(gruptan, oluşumdan) ayrılmak |
peel (off) v.
|
|
25 |
General |
(seçilen gruptan) numune almak |
subsample v.
|
|
26 |
General |
gruptan, ülkeden kopmuş olan |
breakaway adj.
|
|
27 |
General |
sekizli gruptan oluşan |
octonary adj.
|
|
28 |
General |
bir ırk veya etnik gruptan çok fazla üye içeren |
imbalanced adj.
|
|
29 |
General |
prostetik gruptan olan |
prosthetic adj.
|
|
30 |
General |
ardı ardına bir gruptan diğerine gitme anlamı veren son ek |
-hop suf.
|
|
Phrasals |
|
31 |
Phrasals |
birisini bir gruptan/üyelikten çıkarmak |
drum someone out of something v.
|
|
32 |
Phrasals |
(bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek |
pick someone out of something v.
|
|
33 |
Phrasals |
(bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek |
pick someone out v.
|
|
34 |
Phrasals |
(takımdan, gruptan) çıkarmak/atmak |
drop from (something) v.
|
|
35 |
Phrasals |
(takımdan, gruptan) çıkarmak/atmak |
drop someone or something from something v.
|
|
36 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak |
force (someone or something) off (of) (something) v.
|
|
37 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak |
force (someone or something) off (of) (something) v.
|
|
38 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek |
force (someone or something) off (of) (something) v.
|
|
39 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak |
force off v.
|
|
|
40 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak |
force off v.
|
|
41 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek |
force off v.
|
|
42 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak |
force someone or something off (of) something v.
|
|
43 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak |
force someone or something off (of) something v.
|
|
44 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek |
force someone or something off (of) something v.
|
|
45 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak |
and force someone or something off v.
|
|
46 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak |
and force someone or something off v.
|
|
47 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek |
and force someone or something off v.
|
|
48 |
Phrasals |
gruptan ayrılmak |
peel off v.
|
|
49 |
Phrasals |
gruptan kopmak |
peel off v.
|
|
50 |
Phrasals |
gruptan ayrılmak |
peel off v.
|
|
51 |
Phrasals |
gruptan kopmak |
peel off v.
|
|
52 |
Phrasals |
gruptan ayrılıp başka bir yöne doğru gitmek |
peel off v.
|
|
53 |
Phrasals |
bir gruptan, yerden, şeyden bir şey yükselmek/yayılmak |
rise from (something) v.
|
|
54 |
Phrasals |
bir gruptan, yerden, şeyden bir şey saçılmak/çıkmak |
rise from (something) v.
|
|
55 |
Phrasals |
birini, bir şeyi veya bir sayıyı bir gruptan veya daha büyük bir şeyden çıkarmak |
subtract from (something) v.
|
|
56 |
Phrasals |
gruptan çıkarmak |
segregate into (something or some place) v.
|
|
57 |
Phrasals |
golfte önünde bulunan yavaş ilerleyen bir gruptan izin alarak oynamaya devam etmek |
play through v.
|
|
58 |
Phrasals |
(birisinden, bir gruptan ya da bir şeyden) daha değerli ya da önemli kabul edilmek |
rank above (someone or something) v.
|
|
59 |
Phrasals |
(takımdan, gruptan) çıkarmak/atmak |
drop from v.
|
|
60 |
Phrasals |
(bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) seçmek |
pick out of v.
|
|
61 |
Phrasals |
(gruptan) çıkarmak |
segregate into v.
|
|
62 |
Phrasals |
kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek |
vary between (someone or something) v.
|
|
63 |
Phrasals |
kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek |
vary between (someone or something) and (someone or something else) v.
|
|
64 |
Phrasals |
(birini bir gruptan, kuruluştan) seçimle göndermek |
vote (one) out of (something) v.
|
|
65 |
Phrasals |
gruptan ayırmak |
close off v.
|
|
66 |
Phrasals |
ana gruptan ayrılmak |
peel away v.
|
|
Phrases |
|
67 |
Phrases |
kalabalık bir gruptan/komiteden düzgün bir karar çıkmaz |
a camel is a horse designed by a committee expr.
|
|
68 |
Phrases |
kalabalık bir gruptan/komiteden çıkan karar bir şeye benzemez |
a camel is a horse designed by a committee expr.
|
|
69 |
Phrases |
kalabalık bir gruptan/bir komiteden düzgün bir karar çıkması çok zordur |
a camel is a horse designed by a committee expr.
|
|
Proverb |
|
70 |
Proverb |
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz |
two is company (but) three's a crowd
|
|
Colloquial |
|
71 |
Colloquial |
(gruptan, faaliyetten) uzaklaştırma |
hook n.
|
|
72 |
Colloquial |
(gruptan, faaliyetten) çıkarma |
hook n.
|
|
Idioms |
|
73 |
Idioms |
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz |
two's company three's a crowd n.
|
|
74 |
Idioms |
kendi iç ilişkileri bozulduğu için karşıt gruptan daha fazla zarar gören müttefikler |
circular firing squad n.
|
|
75 |
Idioms |
bir gruptan/türden/ırktan en son hayatta/ayakta kalan |
the last of the mohicans n.
|
|
76 |
Idioms |
bir gruptan/türden/ırktan hayatta/geriye kalan son kişi/şey |
the last of the mohicans n.
|
|
77 |
Idioms |
(yaşından veya olgunluğundan ötürü) bir gruptan veya sınıflandırmadan çıkmak |
age out (of something) v.
|
|
78 |
Idioms |
birisi bir gruptan/üyelikten çıkarmak |
drum someone out v.
|
|
79 |
Idioms |
(bir gruptan vb.) para toplamak |
pass the hat around v.
|
|
|
80 |
Idioms |
(bir gruptan vb.) para toplamak |
pass the hat round v.
|
|
81 |
Idioms |
gruptan çıkarılmak |
be given the hook v.
|
|
82 |
Idioms |
gruptan biri olmak |
be one of the girls v.
|
|
83 |
Idioms |
gruptan olmak |
be one of the girls v.
|
|
84 |
Idioms |
gruptan biri olmak |
be one of the boys [us] v.
|
|
85 |
Idioms |
gruptan biri olmak |
be one of the lads v.
|
|
86 |
Idioms |
gruptan biri olmak |
be one of the girls v.
|
|
87 |
Idioms |
(bir gruptan) para toplamak |
pass the hat (around) v.
|
|
88 |
Idioms |
(birinden/bir gruptan) desteğini çekmemek/esirgememek |
throw (in) (one's) lot with (someone or something) v.
|
|
89 |
Idioms |
aynı gruptan |
in the same camp expr.
|
|
90 |
Idioms |
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz |
two's company (three's a crowd) expr.
|
|
Trade/Economic |
|
91 |
Trade/Economic |
ayrı toplantı yapmak için büyük gruptan ayrılan küçük grup |
break-out group n.
|
|
Law |
|
92 |
Law |
nesnenin mülkiyet hakkını bir kişi veya gruptan diğerine devretmek |
conveyance v.
|
|
Politics |
|
93 |
Politics |
bir gruptan uzaklaştırma |
black-balling n.
|
|
94 |
Politics |
çok sayıda üyesi ayrılan veya ihraç edilen meclis, komite gibi bir gruptan geri kalanlar |
rump n.
|
|
95 |
Politics |
1969'da irlanda cumhuriyet ordusu ve sinn fein'in bölünmesiyle oluşan iki gruptan birine ait veya ilgili |
official adj.
|
|
Computer |
|
96 |
Computer |
listeden, gruptan, hattan çekilme |
sign off n.
|
|
Statistics |
|
97 |
Statistics |
beş gruptan biri |
pentile n.
|
|
Chemistry |
|
98 |
Chemistry |
toluenden türetilen üç adet tek değerlikli gruptan herhangi biri |
tolyl n.
|
|
99 |
Chemistry |
üç izomerik gruptan oluşan |
toluyl adj.
|
|
100 |
Chemistry |
üç izomerik gruptan herhangi birini içeren |
toluyl adj.
|
|
Biology |
|
101 |
Biology |
farklı gruptan olan organizma |
heterospecific n.
|
|
102 |
Biology |
parçası olduğu büyük gruptan farklı nitelikleri sürdüren izole grup içinde yeniden üreme |
homogamy n.
|
|
Breeding |
|
103 |
Breeding |
(besi koyunu) büyük bir gruptan ayırmak |
draw v.
|
|
Social Sciences |
|
104 |
Social Sciences |
gruptan ayrılma |
hiving-off n.
|
|
105 |
Social Sciences |
gruptan farklı davranış gösteren üyeyi dışlama durumu |
black sheep effect n.
|
|
106 |
Social Sciences |
tarihsel olarak baskın bir cinsiyet veya etnik gruptan olduğu için önemi ve yetenekleri abartılmış olabilecek bir erkek |
dead white european male n.
|
|
107 |
Social Sciences |
(birini) gruptan ayırmak |
cleave v.
|
|
History |
|
108 |
History |
kuzey amerika'da eskiden yaşamış olan siyu kabilesinin yedi gruptan oluşan en büyük üyesi |
lakota n.
|
|
109 |
History |
19. yüzyılın ortalarında özellikle teksas'ta aktif olan çok sayıda yasadışı gruptan birinin üyesi |
moderator n.
|
|
Military |
|
110 |
Military |
iki veya daha fazla gruptan oluşup iki veya daha fazla filoyu yöneten büyük bir düzen |
wing [us] n.
|
|
111 |
Military |
(abd hava kuvvetlerinde) iki veya daha fazla gruptan, bir kumanda merkezinden ve çeşitli destek birliklerinden oluşan bir idari ve taktik birliği |
wing n.
|
|
Sport |
|
112 |
Sport |
gruptan kopma |
breakaway n.
|
|
Football |
|
113 |
Football |
gruptan çıkmak |
qualify out of the group v.
|
|
Music |
|
114 |
Music |
josef hauer'in müziğine temel olarak geliştirdiği 44 gruptan her biri |
trope n.
|
|
Latin |
|
115 |
Latin |
belirli iki gruptan birinde sınıflandırılamayan farklı özellikteki şey |
tertium quid n.
|
|
Archaic |
|
116 |
Archaic |
topluluktan/gruptan atmak |
discommune v.
|
|
117 |
Archaic |
topluluktan/gruptan uzaklaştırmak |
discommune v.
|
|
118 |
Archaic |
topluluktan/gruptan ilişiğini kesmek |
discommune v.
|
|
Slang |
|
119 |
Slang |
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip |
kook n.
|
|
120 |
Slang |
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip |
queer duck n.
|
|
121 |
Slang |
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip |
odd man out n.
|
|
122 |
Slang |
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip |
odd fellow n.
|
|
123 |
Slang |
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip |
queer bird n.
|
|
124 |
Slang |
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip |
odd fish n.
|
|
125 |
Slang |
gruptan ayrılan kişi |
odd-ball n.
|
|
Modern Slang |
|
126 |
Modern Slang |
gruptan birinin çıkmasının/eksilmesinin gruba iyi gelmesi |
addition by subtraction n.
|
|
127 |
Modern Slang |
gruptan birinin çıkmasıyla/eksilmesiyle grubun daha iyi bir hal alması |
addition by subtraction n.
|
|
128 |
Modern Slang |
gruptan birinin eksilmesinin/çıkmasının gruba katkı sağlaması |
addition by subtraction n.
|
|