hardened - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

hardened

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "hardened" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 23 résultat(s)

Anglais Turc
General
hardened adj. katır kutur
hardened adj. katılaşmış
hardened adj. kaşarlanmış
hardened adj. pişkin
hardened adj. acımasız
hardened adj. katı yürekli
hardened adj. sert
hardened adj. hissiz
hardened adj. nasırlı
hardened adj. kanıksanmış
hardened adj. betonla/toprakla/yeraltına yerleştirilerek olası patlama/ısı tehlikesinden korunan
hardened adj. kati
hardened adj. mutlak
hardened adj. kökleşmiş
Technical
hardened adj. su verilmiş
hardened adj. sertleşmiş
hardened adj. sertleştirilmiş
hardened adj. zemini sertleştirilmiş
hardened adj. yeraltı sığınağından ateşlenebilen (füze)
hardened adj. yeraltı sığınağından füze ateşlenebilecek donanıma sahip (füze üssü)
Construction
hardened adj. kürlenmiş/sertleşmiş
Automotive
hardened adj. sertleşmiş
Military
hardened adj. nükleer saldırıya karşı yapılandırılmış (füze mevzii)

Sens de "hardened" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 108 résultat(s)

Anglais Turc
General
be hardened v. pişmek
be hardened v. katılaşmak
become hardened to v. kanıksamak
become hardened to v. alışmak
become hardened to v. adet edinmek
over-hardened adj. aşırı sertleştirilmiş
battle hardened adj. savaş sebebiyle yüreği katılaşmış
case-hardened adj. katılaşmış
case-hardened adj. sertleşmiş
case-hardened adj. dayanıklı hale getirilmiş
case-hardened adj. nasırlaşmış
case-hardened adj. duyarsızlaşmış
Technical
case-hardened steel n. dış yüzeyi sertleştirilmiş çelik
differential hardened roll n. ayrımlı sertleşmiş merdane
precipitation-hardened stainless steel n. çökelimli sertleştirilmiş paslanmaz çelik
precipitation-hardened steel n. çökelimli sertleştirilmiş çelik
case hardened steel n. dış yüzeyi sertleştirilmiş çelik
case hardened roll n. dış yüzeyi sertleştirilmiş hadde
case hardened steel n. doku sertleştirilmiş çelik
case hardened roll n. doku sertleştirilmiş hadde
induction hardened case n. endüklemli sertleştirilmiş kabuk
induction hardened case n. endüklemeli sertleştirilmiş doku
case hardened gear n. kabuk sertleştirilmiş dişli
case hardened roll n. kabuk sertleştirilmiş merdane
case hardened steel n. kabuk sertleştirilmiş çelik
hardened/solidified matter n. katılaşmış madde
solidified/hardened substance n. katılaşmış madde
work-hardened steel n. pekleşik çelik
work-hardened metal n. pekleşik metal
hardened mortar n. sertleştirilmiş harç
hardened alloy n. sertleşmiş alaşım
hardened materials n. sertleşmiş gereçler
hardened glass n. sertleştirilmiş cam
hardened metal n. sertleşmiş metal
hardened mortar n. sertleşmiş harç
case hardened steel n. sementasyon çeliği
hardened concrete n. sertleşmiş beton
hardened steel n. sertleşmiş çelik
hardened steel wire n. sertleştirilmiş çelik tel
hardened case n. sertleştirilmiş kabuk
shallow hardened steel n. sığ sertleşmiş çelik
hardened materials n. sertleştirilmiş malzemeler
hardened steel n. sertleştirilmiş çelik
case hardened free cutting steel n. semente edilebilen otomat çelik
hardened steel ball n. sertleştirilmiş çelik bilya
shallow hardened n. sığ sertleşme
water hardened steel n. suda sertleştirilmiş çelik
age hardened microstructure n. yaşlandırılmış içyapı
oil-hardened steel n. yağda sertleştirilmiş çelik
flame hardened case n. yalazla sertleştirilmiş kabuk
oil-hardened spring steel wire n. yağda sertleştirilmiş çelik yaylık tel
oil hardened steel n. yağ çeliği
age hardened aluminium alloy n. yaşlandırılmış alüminyum alaşımı
age hardened alloy n. yaşlandırılmış alaşım
oil-hardened steel n. yağda sertleşmiş çelik
surface-hardened metal n. yüzey sertleştirilmiş metal
surface-hardened steel n. yüzey sertleştirilmiş çelik
dispersion hardened adj. ayrık sertleşmiş
precipitation hardened adj. çökelimli sertleştirilmiş
air-hardened adj. havada sertleşmiş
air hardened adj. havada sertleştirilmiş
induction hardened adj. endüklemli sertleştirilmiş
induction-hardened adj. indüksiyonla sertleştirilmiş
precipitation-hardened adj. katı çökeltmeyle sertleştirilmiş
self-hardened adj. kendiliğinden sertleşmiş
case hardened adj. kabuk sertleştirilmiş
water hardened adj. suda sertleştirilmiş
hardened and tempered adj. sertleştirilmiş ve temperlenmiş
work-hardened adj. pekleşik
age-hardened adj. yaşlandırılmış
oil-hardened adj. yağda sertleştirilmiş
oil-hardened adj. yağda sertleştirilmiş
case-hardened adj. yüzeyi sertleştirilmiş
oil-hardened adj. yağda sertleşmiş
surface-hardened adj. yüzey sertleştirilmiş
case-hardened adj. yüzeyden sertleştirilen
flame-hardened adj. yalazla sertleştirilmiş
Informatics
hardened computer n. dayanıklılaştırılmış bilgisayar
Telecom
radiation hardened adj. radyasyona dayanıklı
Electric
induction hardened adj. endüklemeli sertleştirilmiş
Construction
flexural and compressive strength of hardened mortar n. sertleşmiş harcın basınç ve eğilme dayanımı
air void in hardened concrete n. sertleşmiş betonda hava boşluğu
density of hardened concrete n. sertleşmiş betonun yoğunluğu
hardened concrete density n. sertleşmiş beton yoğunluğu
non-hardened wet mixed mortars n. sertleşmemiş taze harç karışımları
hardened concrete test n. sertleşmiş beton deneyi
water vapor permeability of hardened rendering and plastering mortars n. sıva ve örgü harçlarının su buharı geçirgenliği
determination of water absorption coefficient during capillary action of hardened mortar n. sertleşmiş harcın kapiler etkiler esnasında su emme katsayısının tayini
hardened concrete n. sertleşmiş beton
hardened cement n. sertleşmiş çimento
hardened concrete substrate n. sertleştirilmiş beton tabaka/zemin
hardened concrete n. sertleştirilmiş beton
Automotive
hardened pushrod n. sertleştirilmiş külbütör çubuğu
chrome hardened adj. kromla sertleştirilmiş
Aeronautic
hardened aircraft shelter n. güçlendirilmiş uçak koruganı
hardened missile n. pekiştirilmiş füze
hardened missile n. pekiştirilmiş roket
Medical
chemically biologically hardened air transportable hospital n. kimyasal ve biyolojik etkenlere karşı korunmuş hava yolu ile nakledilebilir hastane birimi
chemically-biologically hardened air transportable hospital n. kimyasal ve biyolojik etkenlere karşı güçlendirilmiş havayolu ile nakledilebilir hastane birimi
chemically hardened air transportable hospital n. kimyasal etkenlere karşı korunmuş hava yolu ile nakledilebilir hastane birimi
chemically-biologically hardened air transportable hospital n. kimyasal ve biyolojik etkenlere karşı korunmuş hava yolu ile nakledilebilir hastane birimi
chemically hardened air transportable hospital n. kimyasal etkenlere karşı güçlendirilmiş havayolu ile nakledilebilir hastane birimi
Chemistry
chemically-biologically hardened air management plant n. kimyasa-biyolojik bakımdan hava sızdırma takviyeli fabrika
Environment
hardened site n. takviye edilmiş tesis
hardened target n. takviye edilmiş hedef
Military
hardened aircraft shelter n. korumalı uçak sığınağı
hardened site n. tahkimli mevzi
hardened site n. zemini sertleştirilmiş mevzi sahası