hatıra - Turc Anglais Dictionnaire

hatıra

Sens de "hatıra" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
hatıra memory n.
The closure of the Renault Vilvorde plant is still a vivid memory.
Renault Vilvorde fabrikasının kapatılması hala canlı bir hatıra.

More Sentences
General
hatıra recollection n.
That is in my recollections.
Bu benim hatıralarımda var.

More Sentences
hatıra memory n.
May we never betray his memory.
Hatırasına asla ihanet etmeyelim.

More Sentences
hatıra commemorative n.
hatıra survival n.
hatıra remembrance n.
hatıra reminder n.
hatıra memento n.
hatıra trophy n.
hatıra token n.
hatıra souvenir n.
hatıra relic n.
hatıra heirloom n.
hatıra keepsake n.
hatıra reminiscence n.
hatıra association n.
hatıra sovenance n.
Archaic
hatıra remembrancer n.

Sens de "hatıra" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 41 résultat(s)

Turc Anglais
General
hatıra (eşya) souvenir n.
Buy me a keychain as a souvenir.
Hatıra olarak bana bir anahtarlık al.

More Sentences
hatıra koleksiyonu memorabilia n.
The museum displayed an impressive collection of sports memorabilia.
Müzede etkileyici bir spor hatıraları koleksiyonu sergileniyordu.

More Sentences
hatıra almak get a souvenir v.
Did you get a souvenir for your girlfriend?
Kız arkadaşın için bir hatıra aldın mı?

More Sentences
hatıra eşya remembrance n.
hatıra defteri diary n.
acı bir hatıra a painful memory n.
hatıra pulu commemorative stamp n.
hatıra defteri daybook n.
uzak bir hatıra a distant memory n.
derinlerdeki bir hatıra a distant memory n.
geçmişte kalan bir hatıra a distant memory n.
hatıra ormanı memorial forest n.
aziz hatıra beloved memory n.
mutsuz hatıra hangover n.
hatıra gelme revival n.
akıldan çıkmayan hatıra ghost n.
(pul koleksiyonculuğunda) birkaç ülkede aynı anda genellikle hatıra amaçlı basılan pul omnibus n.
senden bana kalan son hatıra the last memory I have of you n.
senden son hatıra the last memory I have of you n.
hatıra veya yardım toplama amacıyla düzenlenen posta pulu serisi series n.
bir şeyin arasında saklanan hatıra pressing n.
bağlı olmak (hatıra vb'ne) cling v.
hatıra fotoğrafı çekmek take a souvenir photo v.
hatıra fotoğrafı çektirmek have a souvenir photo taken v.
hatıra fotoğrafı çekmek take a souvenir photograph v.
hatıra fotoğrafı çektirmek have a souvenir photograph taken v.
hatıra defterine yazmak diarize v.
hatıra defterine yazmak diarise v.
hatıra olarak saklamak treasure v.
hatıra niteliğinde honorary adj.
hatıra gelen revived adj.
hatıra olarak commemoratively adv.
Phrases
hatıra binaen as a favor expr.
Idioms
(birini) hatırlatacak/anımsatacak hatıra/ something to remember (one) by n.
hatıra olarak saklamaktansa elden çıkarmak sell the family silver v.
Speaking
daima hatıra always remember expr.
Trade/Economic
(kanada'da çıkarılan) gümüş hatıra parası dollar n.
Sport
olimpik hatıra koleksiyoncuları birliği association of collectors of olympic memorabilia (acom) n.
bir spor dalındaki önemli kişilere ait hatıra koleksiyonu hall of fame n.
Latin
erken dönem sanat veya insan eserlerine ilişkin kayıt, örnek veya hatıra incunabulum n.
Star Wars
mittoblade hatıra salonu mittoblade hall of remembrance n.