healthy - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

healthy

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "healthy" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 34 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
healthy adj. sağlıklı
healthy adj. sıhhatli
General
healthy adj. yararlı
healthy adj. sağlıklı
healthy adj. sağ
healthy adj. tosuncuk
healthy adj. önemli
healthy adj. aslan gibi
healthy adj. demir gibi
healthy adj. gürbüz
healthy adj. sağlığa yararlı
healthy adj. büyük
healthy adj. kuvvetli
healthy adj. esen
healthy adj. sağlığa yarar
healthy adj. sağlam
healthy adj. sağlık arttırıcı
healthy adj. mantıklı
healthy adj. makul
healthy adj. akla uygun
healthy adj. finansal açıdan güvenli
healthy adj. faydalı
healthy adj. yapıcı
healthy adj. ahlaken iyi
healthy adj. ruhen iyi
healthy adj. aşırı hassas olmayan
healthy adj. pozitif
healthy adj. olumlu
healthy adj. oldukça büyük
healthy adv. sağlıklı bir şekilde
Colloquial
healthy adj. önemli boyutta
healthy adj. hatırı sayılır miktarda
Computer
healthy adj. hatasız
Medical
healthy adj. sağlıklı

Sens de "healthy" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 90 résultat(s)

Anglais Turc
General
healthy nourishment n. dengeli beslenme
big and healthy newborn baby n. tosuncuk
healthy communication n. sağlıklı iletişim
a healthy life n. sağlıklı bir yaşam/hayat
healthy life n. sağlıklı hayat
healthy food n. sağlıklı gıda
healthy person n. sağlıklı kişi
healthy diet n. sağlıklı beslenme
healthy relationship n. sağlıklı ilişki
healthy result n. sağlıklı sonuç
healthy environment n. sağlıklı çevre
healthy society n. sağlıklı toplum
healthy diet n. sağlıklı diet
healthy environment n. sağlıklı ortam
a healthy environment n. sağlıklı bir çevre
healthy food n. sağlıklı besin
healthy foods n. sağlıklı besinler
healthy foods n. sağlıklı gıdalar
healthy decision n. sağlıklı karar
healthy life n. sağlıklı yaşam
healthy eating awareness n. sağlıklı beslenme bilinci
healthy results n. sağlıklı sonuçlar
healthy nutrition n. sağlıklı beslenme
healthy gums n. sağlıklı diş etleri
healthy living n. sağlıklı yaşam
healthy skin n. sağlıklı cilt
healthy breakfast n. sağlıklı kahvaltı
healthy sleep n. sağlıklı uyku
healthy loss of weight n. sağlıklı zayıflama
healthy loss of weight n. sağlıklı kilo vermek
healthy food n. sağlıklı yiyecek
healthy athlete n. sağlıklı sporcu
healthy snack n. sağlıklı atıştırmalık
healthy appetite n. sağlıklı iştah
get healthy again v. sağlığına kavuşmak
live a healthy and happy life v. gün görmek
live a healthy life v. sağlıklı yaşamak
be rosy cheeked and healthy v. yanağından kan damlamak
make someone healthy v. sağlıklı hale sokmak
make someone healthy v. sağlık vermek
make someone healthy v. sağlıklı kılmak
make someone healthy v. sağlıklılaştırmak
keep healthy v. sağlığını korumak
keep healthy v. sağlıklı olmak
get healthy v. sağlığını yeniden kazanmak
stay healthy v. sağlıklı kalmak
eat healthy foods v. sağlıklı beslenmek
eat healthy foods v. sağlıklı gıdalar yemek
cook a healthy meal v. sağlıklı bir yemek pişirmek
not healthy adj. önemsiz
healthy and beautiful adj. nur topu gibi
not healthy adj. küçük
healthy and brisk adj. çivi gibi
not healthy adj. riskli
non-healthy adj. gayri sıhhi
heart-healthy adj. kalbe dost
heart-healthy adj. kalbe yararlı
healthy dose of adj. sağlıklı dozda
healthy dose of adj. makul miktarda
Phrases
wishing you a healthy and happy new year expr. sağlıklı ve mutlu bir yıl dileğiyle
healthy teeth, happy smile expr. sağlıklı dişler, mutlu gülüşler
Proverb
early to bed and early to rise makes a man healthy, wealthy and wise erken kalkan yol alır
early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise erken yatmak erken kalkmak insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar
a healthy mind in a healthy body sağlam kafa sağlam vücutta bulunur
early to bed, early to rise (makes a man healthy, wealthy, and wise) erken kalkan yol alır
early to bed, early to rise (makes a man healthy, wealthy, and wise) erken yatmak erken kalkmak insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar
Idioms
as healthy as a horse adj. turp gibi
Speaking
it isn't healthy expr. bu sağlıklı değil
you should be healthy expr. sağlıklı olman lazım
you need to eat healthy foods expr. senin sağlıklı beslenmen gerek
you need to eat healthy foods expr. senin sağlıklı beslenmen lazım
be safe and healthy expr. sağlıkla ve güvende kalın
Trade/Economic
healthy growth rate n. sağlıklı büyüme oranı
Medical
normal weight healthy woman n. normal ağırlıklı sağlıklı kadın
prepubertal healthy child n. prepubertal sağlıklı çocuk
healthy carrier n. sağlıklı taşıyıcı
healthy baby n. sağlıklı bebek
healthy side n. sağlıklı taraf
healthy donor n. sağlıklı verici
healthy bones n. sağlıklı kemikler
healthy infants n. sağlıklı bebekler
healthy tissue n. sağlıklı doku
healthy individuals n. sağlıklı bireyler
healthy babies n. sağlıklı bebekler
healthy stool n. sağlıklı dışkı
healthy person n. sağlıklı insan
principles of healthy nutrition n. sağlıklı beslenme ilkeleri
Food Engineering
healthy and safe foods n. sağlıklı ve güvenilir gıdalar
Marine Biology
healthy stock n. sağlıklı stok
Geography
mount healthy n. ohio eyaletinde şehir