hisseden - Turc Anglais Dictionnaire

hisseden

Sens de "hisseden" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)

Turc Anglais
General
hisseden sensible adj.
hisseden sentient adj.
hisseden divining adj.
Archaic
hisseden sensive adj.

Sens de "hisseden" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 64 résultat(s)

Turc Anglais
General
kendini rahat hisseden (bir yerde) at home in n.
yüksek ücretler ödeyip yeni inançlar edinen ve kendini iyi hisseden kimse metropagan n.
kendini genç hisseden insanlar people who feel young n.
yakınlık hisseden kimse fancier n.
hisseden kimse feeler n.
hisseden taraf feeler n.
güvende hisseden kimse securitan [obsolete] n.
kendini karşı cins gibi hisseden transgendered adj.
aynı hisseden sympathetic adj.
hoş bir heyecan hisseden teased adj.
yeniden güvende hisseden reassured adj.
yeniden kendini huzurlu hisseden reassured adj.
hafif rahatsız hisseden queer adj.
hafif hasta hisseden queer adj.
evsiz barksız hisseden homeless adj.
vücutta sıcaklık hisseden hot adj.
terhis edilme düşüncesiyle mutlu hisseden demob-happy adj.
sıkıntılı veya nahoş bir dönemin bitmesi beklentisiyle mutlu ve tasasız hisseden demob-happy adj.
suçlu hisseden conscious adj.
baskı hisseden distressful adj.
aynı anda hisseden cosentient adj.
yuvasında hisseden domestic [obsolete] adj.
rahat hisseden domestic [obsolete] adj.
ölümün yaklaştığını hisseden fey [scotland] adj.
önceden hisseden presentient (of) adj.
kendini suçlu hisseden self-reproving adj.
yalnız hisseden set-apart adj.
izole olmuş gibi hisseden set-apart adj.
Colloquial
iyi hisseden doing ok adj.
bunu hisseden tek kişi sen değilsin the feeling is mutual expr.
Idioms
içi boşalmış gibi hisseden kişi broken vessel n.
boşluğa konuşuyormuş gibi hisseden kimse (lone) voice in the wilderness n.
kendini genç hisseden young at heart adj.
hasta görünen/hisseden green about the gills adj.
hasta görünen/hisseden green around the gills adj.
hasta görünen/hisseden green at the gills adj.
kendini mecbur hisseden honour bound adj.
-in yokluğunda kendini rahatsız hisseden lost without adj.
'-in yokluğunda kendini değersiz hisseden lost without adj.
'-in yokluğunda kendini kaybolmuş hisseden lost without adj.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda kendini kaybolmuş hisseden lost without (someone or something) adj.
geçirdiği başarı/şanslı bir dönemden dolayı kendini emniyete aldığını hisseden riding high adj.
çaresiz hisseden doom and gloom adj.
bulunduğu yerde/durumda kendini garip/tuhaf hisseden in the wrong box [obsolete] adv.
huzursuz hisseden on the anxious seat expr.
tekrar çocuk gibi hisseden in (one's) second childhood expr.
Speaking
bu şekilde hisseden sadece o değil he's not the only one feeling that way expr.
Insurance
brokerin bir plasmanı kapatırken sigortacıya yazdığı hisseden daha azını tahsis short closing n.
Technical
uçağın sağa sola yatay düzlemdeki hareketini hisseden gyro directional gyro n.
yatay düzlemdeki hareketi hisseden gyro directional gyro n.
Aeronautic
yatay düzlemdeki hareketi uçağın sağa sola hareketini hisseden gyro directional gyro n.
Medical
uzun mesafeli uçak seyahatinden sonra rahatsızlık hisseden kimse jet-lagged n.
uzun mesafeli uçak seyahatinden sonra rahatsızlık hisseden jetlagged adj.
göğüs bölgesinde ağrı hisseden sternalgic adj.
Psychology
çift cinsiyetli/cinsiyet kimliklerini ne kadın ne de erkek olarak tanımlayan kimselere karşı cinsel çekim hisseden kimse androgynesexual n.
çift cinsiyetli kimselere karşı cinsel çekim hisseden kimse androgynosexual n.
erkeklere karşı romantik çekim hisseden kimse androromantic n.
Slang
fazlalık gibi hisseden a spare prick at a wedding n.
dış kapının mandalı gibi hisseden a spare prick at a wedding n.
bir ortamda sırıttığını hisseden a spare prick at a wedding n.
kendini kötü hisseden crapola adj.
Modern Slang
bir kadına romantik/duygusal olarak çekim hisseden ama cinsel çekim hissetmeyen lezbiyen ace lesbian n.
başkalarına karşı cinsel çekim hisseden kimse alosexual n.
aynı şeyi düşünen hisseden all on the same bus adj.