Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | içgörü | insight n. | ||
In many ways, they share the same interests and the same insights. Birçok yönden aynı ilgi alanlarını ve aynı içgörüleri paylaşıyorlar. More Sentences |
||||
Psychology | ||||
Psychology | içgörü | insight n. | ||
The shop floor has great insight into what goes wrong and how things can be improved. Üretim bölümü, neyin yanlış gittiği ve işlerin nasıl iyileştirilebileceği konusunda büyük bir içgörüye sahiptir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | içgörü | innervision n. | ||
General | içgörü | inner vision n. | ||
General | içgörü | beenah n. | ||
General | içgörü | inspection [obsolete] n. | ||
General | içgörü | second-sight n. | ||
General | içgörü | sight n. | ||
Archaic | ||||
Archaic | içgörü | theory n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | bilgi ve deneyimi sağduyu ve içgörü ile kullanma özelliği | wiseness n. |
General | (içgörü) derinlik | depth n. |
General | içgörü sahibi olan | inscient adj. |
Psychology | ||
Psychology | beck bilişsel içgörü ölçeği | beck cognitive insight scale n. |
Psychology | içgörü azlığı | impaired insight n. |
Psychology | tanımsal içgörü | intellectual insight n. |
Psychology | öz-içgörü | self-insight n. |
Psychology | içgörü yönelimli | insight-oriented adj. |
Religious | ||
Religious | (doğu dinlerine göre) alında yer alan, aydınlanma veya mistik içgörü ile ilişkilendirilen çakra noktası | third eye n. |
Religious | manevi içgörü sunmak | irradiate v. |