Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | ile karışmış | enfouldred [obsolete] adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | su ile karışmış | slaked adj. |
Phrasals | ||
Phrasals | ile birbirine karışmış/iç içe geçmiş | shot through with adj. |
Gastronomy | ||
Gastronomy | beyazı ile sarısı karışmış bozuk yumurta | white rot n. |
Physics | ||
Physics | (renk) farklı renk ile karışmış | impure adj. |
Physics | (renk) siyah ile karışmış | impure adj. |
Physics | (renk) beyaz ile karışmış | impure adj. |
Chemistry | ||
Chemistry | polietilen ve polipropilen ile karışmış pirolizlenmiş hafif yağ fraksiyonu | fraction of pyrolyzed light oils mixed with polyethylene and polypropylene n. |