Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | küçük çiftçi | small farmer n. | ||
It will be a shift of money from the rich areas to the poor areas, from the bigger farmers to the smaller farmers. Paranın zengin bölgelerden fakir bölgelere, büyük çiftçilerden küçük çiftçilere kayması söz konusu olacaktır. More Sentences |
||||
Agriculture | ||||
Agriculture | küçük çiftçi | cockatoo [australia/new zealand] n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | küçük arazi veya çiftlik işleten çiftçi | crofter n. |
General | küçük toprak sahibi çiftçi | yeoman n. |
General | küçük araziyi işleten çiftçi | crofter n. |
General | küçük arazide çiftçi olarak çalışmak | croft [uk] v. |
Politics | ||
Politics | küçük toprak sahibi çiftçi | smallholder farmer n. |
Agriculture | ||
Agriculture | küçük bir çiftçi topluluğu | township [scottish] n. |
Social Sciences | ||
Social Sciences | porto rikolu küçük çiftçi | jibaro n. |