Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Politics | kalıcı barış | permanent peace n. | ||
I believe that history will justifiably acknowledge her contribution, if the present negotiations bring permanent peace. Mevcut müzakerelerin kalıcı barışı getirmesi halinde tarihin onun katkısını haklı olarak kabul edeceğine inanıyorum. More Sentences |
||||
Politics | kalıcı barış | lasting peace n. | ||
What we need now are concrete steps to reach lasting peace. Kalıcı barışa ulaşmak için somut adımlara ihtiyacımız var. More Sentences |
||||
General | ||||
General | kalıcı barış | perpetual peace n. |